NAİL OLPAK: “BU YIL YÜZDE 9 BANDINDA BÜYÜME SÜRPRİZ OLMAZ, BÜYÜMENİN SEKTÖRLERE YAYILMASI SEVİNDİRİCİ”

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2021 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamları ile ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.

Olpak değerlendirmesinde şunları ifade etti:

"Bugün açıklanan büyüme rakamlarına göre, bu yıl yüzde 9 bandında bir büyüme sürpriz olmaz, öncelikle bu güzel değerlendirmeyle geleceğe daha pozitif bakalım.

Evet, 2021'in ikinci çeyreğinde GSYH geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,7 oranında artış gösterdi. Böylelikle Türkiye GSYH'si yılın ilk yarısında yüzde 14,3 oranında büyümüş oldu. Detaylara baktığımızda, neredeyse tüm sektörlerin büyümeye katkıda bulunduğunu görüyoruz. En büyük katkılar yüzde 45,8 büyüme ile hizmetler ve yüzde 40,5 büyüme ile sanayi sektöründen olurken, finans ve sigorta kesimi alınan makro ihtiyati tedbirler neticesinde yüzde 22,7 oranında daraldı bu da normal bir sonuç. Bunların dışında kuraklığa rağmen tarım, inşaat, bilgi ve iletişim faaliyetleri başta olmak üzere tüm sektörlere yayılan bir büyüme görmek oldukça sevindirici ve gelecek için umut veren bir tablo ortaya koyuyor. Bu performansın yılın geri kalanında devam ederek yıllık büyümenin yüzde 9 bandında gerçekleşmesini bekliyoruz. Tedbirlerle makro finansal istikrar sağlandıkça, finans sektöründen de büyümeye pozitif katkı gelebilir.

Büyümenin talep tarafına bakıldığında ise, hane halkı tüketiminin yıllık yüzde 22,9 artış gösterdiğini görüyoruz. İhracat yüzde 59,9 ithalat ise yüzde 19,2 oranına artış göstererek net ihracatın katkısı pozitif gerçekleşti.

Çok önemli bir başlık olarak, son 3 çeyrektir yaklaşık yüzde 32 ortalama ile büyüyen makine teçhizat yatırımları 4. Çeyrekte de yüzde 35,2 büyürken, toplam yatırımlar ise bu çeyrekte yüzde 20,3 oranında artış gösterdi. Özellikle yatırımlardaki yüksek artış, önümüzdeki dönem büyüme rakamları için iş dünyası olarak çok pozitif bir tablo.

Bu büyümenin arkasında teknik olarak elbette geçen yıldan gelen bir baz etkisi söz konusu. Ancak, tüm dünyada aynı tablonun var olduğunu hatırlarsak, iş dünyamızın pandemi döneminde yaşanan sıkıntıları fırsata çevirmeyi başardığını görüyoruz. Tüm dünyada tedarik zincirlerinde sıkıntılar yaşanırken özellikle sanayi sektörümüz "İşlerimiz askıya almıyoruz" sloganıyla üretime ara vermeden devam etti. Böylece, en büyük ihracat pazarlarımızdan olan Avrupa Birliği, Uzak Doğu'da yaşanan tedarik sıkıntısını ülkemizden karşılama yoluna gitti.

Büyümenin arkasında yatan bir diğer etken de, ihracata dayalı büyüme stratejimiz oldu. Yüksek büyüme yakalanan dönemlerde ithalat da arttığı için cari açığın daha büyük sorun olduğu dönemler de yaşadık. Fakat bu yıl, rekor büyümeye rağmen cari açıktaki ciddi azalış ve finansmanına yönelik herhangi bir endişe bulunmaması çok önemli bir kazanım. Bu da özellikle ihracatımızın rekor seviyede artışıyla mümkün oldu. Bu sene, yıllık ihracatımız ilk defa 200 milyar doların üstüne çıkmayı başarırken, yılsonunda program hedefinin de üzerinde yaklaşık 210 milyar dolarlık bir ihracat tutarına ulaşabileceğimizi öngörüyoruz.

Net dış talep ve yatırım kalemlerinin bu dönemdeki toplam GSYH büyümesinin yarısından fazlasını oluşturarak sağlıklı büyüme desenini belirginleştirdiği bir görünüm hâkim.

Ayrıca, büyüme ekseninde kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik de son derece önemli. Makul bir enflasyon, kur ve faiz tarafında da makul ve stabil bir aralık ve temelde ekonomide öngörülebilirlik, en büyük hedefimiz.

Özellikle yatırımlardaki artış, büyümenin sürdürülebilir olacağını da destekliyor. Kapsayıcı olması ise büyümenin tüm sektörlere ve istihdama katkısı ile mümkün. En son açıklanan işsizlik rakamlarındaki gerileyiş de bunu teyit ediyor. Mayıs ayında yüzde 13 olan mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı Haziran'da yüzde 12,4'e geriledi.

2020 yılının geneli ve 2021'in ilk çeyreğinde olduğu gibi yılın ikinci çeyreğinde de Türkiye ekonomisi büyüme performansıyla dünyadan pozitif ayrıştı. Aynı dönemde AB-27 ekonomisi yıllık yüzde 13,2 büyürken, OECD ülkeleri yüzde 13 büyüdü. Geçen yıl kapanma sürecinden daha erken çıkan Asya ülkeleri ise diğer gelişmiş ülkelere göre daha düşük orda büyüme performansı sergiledi.

DEİK ve Türk iş dünyası olarak, aynı gayretle yatırım yapmaya, katma değer ve istihdam üretmeye, ülkemiz için çalışmaya devam edeceğiz."