Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonu ile düzenlenen Türkiye-Kore İş ve Yatırım Toplantısı, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kore Cumhuriyeti Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Sung Yun-mo, DEİK Başkanı Nail Olpak, KCCI Başkanı Park Yongmaan, DEİK/Türkiye-Kore İş Konseyi Başkanı Ali Kibar ve Kore-Türkiye İş Konseyi Başkanı-Hyundai Motors Başkanı Kong Young-woon'un katılımlarıyla 22 Eylül 2020 tarihinde gerçekleştirildi.
T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, küresel ekonominin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle zor bir dönemden geçtiğini belirterek, bu olumsuz koşullara rağmen Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını ve dinamizmini gösterdiğini, ihracat kapasitesini ve performansını önemli düzeyde koruduğunu söyledi. İki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 6,7 milyar dolar olduğunu belirten Pekcan, Güney Kore ile ticaret hacmini artırmak istediklerini; ancak ikili ticarette Türkiye aleyhine ciddi bir ticaret açığının söz konusu olduğunu söyledi.
Güney Kore ile Serbest Ticaret Anlaşmasının (STA) 2013'te, Hizmet Ticareti ve Yatırım Anlaşmalarının ise 2018'de devreye girdiğini anımsatan Pekcan, "Bu anlaşmaları biz çok değerli buluyoruz. STA devreye girdiğinde Türkiye'nin ticaret ve yatırım ilişkileri açısından şu anki durumdan çok farklı beklentileri vardı. Kore 2019'da ithalatta Türkiye'nin 9'uncu büyük ortağı ancak ihracat yaptığımız ülkeler arasında 43'üncü sırada. STA'mız olmasına rağmen, Türkiye'nin toplam dış ticaret açığındaki en yüksek paya sahip ülkelerden biri. Türkiye'nin Kore ile olan dış ticaret açığı sürdürülebilir değil. Şu anki uluslararası ortamda STA'lar ve tercihli ticaret anlaşmaları sorgulanıyor ve ülkeler kendi yerli sanayilerini koruma gerekçesiyle farklı tedbirlere başvuruyor. Böyle bir ortamda inanıyoruz ki Kore ile dış ticaret açığı sürdürülebilir değil. Her iki ülkenin ticari ilişkilerini karşılıklı olarak kazan-kazan ilkesiyle, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirebilmelerini sağlamak için Kore'den somut adımlar bekliyoruz. Koreli firmalardan Türkiye'ye daha fazla yatırım ve Türkiye'den daha fazla alım yapmalarını bekliyoruz" dedi.
Güney Kore'den sadece ticaret değil, yatırım olarak da yüksek beklentilerinin olduğunu; ancak bunların henüz karşılanmadığını belirten Pekcan, STA'dan önce bu ülkeden Türkiye'ye toplam yatırımın 2012 yılına kadar 437 milyon dolar civarında olduğunu, STA'dan sonra ise 2013-2019 yıllarında toplam yatırım akışının aynı düzeyde kaldığını dile getirdi. Bakan Pekcan, ikili ekonomik ilişkileri derinleştirmek istediklerini ifade etti. Türkiye'nin salgın sürecine rağmen dinamizmini koruduğuna ve küresel olarak en cazip yatırım destinasyonlarından biri olmaya devam ettiğine dikkati çeken Pekcan, yenilikçi, teknoloji odaklı, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek ürün ve hizmetle ilgili yatırımları teşvik ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin teknolojik dönüşüm sürecini destekleyebilecek Kore yatırımlarıyla özellikle ilgilendiklerini vurgulayan Pekcan, "Türkiye'de yakın zamanda yüksek teknoloji yatırımları çekmek için yeni teşviklerle donatılmış 'İhtisas Serbest Bölge' modelini başlattık. İlk ihtisas serbest bölge, hâlihazırda İstanbul'da belirlendi ve yeni yatırımcıları bekliyor" dedi.
Türk şirketlerinin Güney Kore şirketleriyle üçüncü ülkelerde iş birliğine ve ortak yatırımlara açık ve istekli olduğunu vurgulayan Pekcan, bunun özellikle yurt dışı müteahhitlik sektörleri ve inşaat projelerinde olduğu gibi diğer sektörlerde de yapılabileceğini anlattı. Pekcan, ulusal para birimlerini kullanarak ticarete önem verdiklerine dikkati çekerek, "Firmalarımızı ikili ticarette mümkün olduğunca ulusal para birimlerini kullanmaya teşvik etmeliyiz" dedi.
Sung Yun-mo: "Pandemi, ticaretimizde yeni fırsatlar oluşturacak"
Güney Kore Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Sung Yun-mo ise, "Her ne kadar Covid-19 sebebiyle en kötü ekonomik krizle karşı karşıya olsak bile ülkelerimizin aktiviteleri engelleri aşmaya yetecek. Türkiye, böyle krizleri aşma konusunda ustadır" dedi. İki ülke arasındaki ilişkilerin çok eskiye dayandığını ifade eden Yun-mo, Kore Savaşı'yla ilişkilerin sağlamlaştığını ve kardeş iki ülke olunduğunu söyledi. Ülkeler arası devam eden duygusal bağın ekonomik iş birliğini zenginleştirdiğini aktaran Yun-mo, "Türkiye-Kore Serbest Ticaret Anlaşması (STA) 2013'te başarıyla devreye girdi, böylelikle ekonomik iş birliğimizin temelleri atıldı. Ülkelerimiz gittikçe daha da yakınlaştı. Şu an Türkiye'de 300'den fazla Koreli şirket, ülkenin ekonomik büyümesine ve istihdamına katkıda bulunuyor" dedi.
Kore'nin temmuz ayında hem yeşil hem dijital olarak tanımladığı anlaşmasını duyurduğunu belirten Sung Yun-mo, bu anlaşmayla birlikte yatırımı ve istihdamı artırmayı hedeflediklerini aktardı. Yun-mo, "Türkiye de geçen yıl açıkladığı 5 Yıllık Kalkınma Planı'nda yeşil ekonomiye verdiği önemi gösterdi. Biz de ekonomik iş birliğimizi Kovid-19'a rağmen yeşil ve dijital endüstriye odaklamalıyız. Böylece Kovid-19 sonrası döneme hazır olduğumuzu göstermeliyiz. İş birliğimizi geleneksel imalattan yeşil ve dijital endüstrilere doğru evriltmeliyiz" dedi.
İş birliğinin sürdürülebilir kalkınma için yeşil ekonomi alanında genişletilmesi gerektiğini belirten Yun-mo, "Yeşil hareketlilik bu noktada dikkati çekiyor. Türkiye'de elektrikli taşıt endüstrilerini teşvik etmek gerekiyor. Çünkü Türkiye, elektrikli taşıtları 2023'e kadar toplu imalata sokmak istiyor. Yetkinlik ve teknolojimize dayanarak iş birliğimizle bunu kuvvetlendirebiliriz. İş birliğimizi çeşitlendirdiğimizde karşılıklı fayda sağlayacağız. Kabul edelim ki Kovid-19 ekonomik bir şoku beraberinde getirdi. Her ne kadar Kovid-19 sebebiyle en kötü ekonomik krizle karşı karşıya olsak bile, ben eminim, ülkelerimizin aktiviteleri gelecek engelleri aşmaya yetecek. Türkiye, böyle krizleri aşma konusunda ustadır. İki ülkedeki iş insanlarının gelecekteki her türlü değişikliğe hızlıca adapte olacağını düşünüyorum. Hatta pandemi, ticaretimizde yeni fırsatlar oluşturacak" dedi.
Olpak: "İkili ticaret hacmimiz çok daha dengeli hale gelebilir"
Açılış oturumunda konuşan DEİK Başkanı Nail Olpak, yatırımların çeşitlendirilmesi ve verimli iş birliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. Mevcut ilişkilerin daha da ileriye taşınmasının önemini vurgulayan Olpak, "İkili ticaret hacmimiz çok daha istenilen seviyeye çıkabilir, çok daha dengeli hale gelebilir. Biz de bunun farkındayız. Bu konu, iş çevrelerinin sorumluluğu ve görevidir. Bu amaç için çalışması gereken de iş çevreleri ve iş dünyasının temsilcileridir. Son 8 yılda, Türkiye-Kore ikili ilişkilerimiz stratejik bir ortaklığa dönüşmüş durumda. Bu her iki ülke yatırımcıları ve iş insanlarının düzenli olarak katıldığı etkinliklerin sonucu. Pandemiyle birlikte her zamankinden daha fazla iş birliği ve dayanışmaya ihtiyacımız var. (7 yıl önce imzalanan STA'ya ilişkin) Bundan Türkiye'deki iş çevrelerinin daha dengeli ve avantajlı olarak, karşılıklı daha fazla faydalanma isteği olduğunu vurgulamak istiyorum. Umut ederim, bu amacı gerçekleştirebiliriz" dedi.
Glokalleşme ve erişilebilirliğin çokça konuşulduğu bir süreç içinde olunduğuna işaret eden Olpak, "Pandemi, yakınlık ya da mesafeden ziyade erişebilirliğin daha önemli olduğunu gösterdi. Hepimiz anladık ki pazarın ve tedarik zincirinin çeşitlendirilmesi büyük önem arz ediyor. Türkiye ve Kore, üretimlerini pandemide sürdürmeyi başarabilmiş iki ülke. Türkiye'deki şirketlerin Kore'deki tedarik zincirine daha fazla katkıda bulunmasını arzu ediyoruz" dedi.
Park Yongmaan: "Pandemi engelini fırsata çevirmeliyiz"
Kore Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (KCCI) Başkanı Park Yongmaan, Kore iş delegasyonunun mart ayındaki Türkiye ziyaretinin pandemiden dolayı ertelendiğini hatırlatarak, internet aracılığıyla da olsa bir araya gelmenin memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Kovid-19'a rağmen ikili ilişkilerin daha da kuvvetlendiğine işaret eden Yongmaan, "Devlet başkanlarımız, pandemide anlamlı bir diyalog kurdu, pandemiyle beraber mücadele edip daha ileri iş birliği için bir yol çizmeye karar verdi. İş dünyası temsilcileri olarak pandemi engelini fırsata çevirmeliyiz. İş birliği alanlarımızı çeşitlendirmeliyiz. İş birliğimizi dijital ve sağlık teknolojisine odaklamalıyız." diye konuştu.
Kibar: "Hedefimiz, konsorsiyumların sayısının artırılması"
DEİK/Türkiye-Kore İş Konseyi Başkanı Ali Kibar ise, Türk ve Koreli şirketlerin konsorsiyum ile birçok mega projeye imza attığını belirterek, hedeflerinin, 3. ülkeleri kapsayacak şekilde bu konsorsiyumların sayısının artırılması olduğunu söyledi. Hizmet ticareti ve yatırım anlaşmalarının 2018'de devreye girdiğini anımsatan Kibar, bu çalışmanın, gelecek yıllarda doğrudan yatırımları teşvik edeceğini belirtti. Pandemi döneminde Türkiye'nin üretimini askıya almamasının önemine değinen Kibar, Türkiye'nin lojistik konumundan dolayı Koreli şirketlere büyük avantaj sağladığını kaydetti. Kibar, Türkiye'deki iş çevrelerinin, STA'nın yararlarını daha sürdürülebilir ve avantajlı bir şekilde hayata geçirmeye hazır olduğunu da vurguladı.
Toplantının açış bölümünün ardından, iki ülke iş dünyasının katılımlarıyla "Türkiye'de İş ve Yatırım Fırsatları" ve "Gelecek için Türkiye-Kore İş Birliği" panelleri gerçekleştirildi.