Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) EU Talks kapsamında düzenlenen "Türkiye-AB-Almanya İlişkileri: Mevcut Durum ve Merkel Sonrası Beklentiler" webinarı, T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı'nın katılımlarıyla DEİK Başkanı Nail Olpak ve DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı Steven Young ev sahipliğinde iş insanlarının katılımlarıyla 29 Eylül 2021 tarihinde çevrim içi olarak gerçekleştirildi.
Almanya'daki genel seçimlerin ardından ilk toplantı olan DEİK EU Talks: Türkiye-AB-Almanya İlişkileri: Mevcut Durum ve Merkel Sonrası Beklentiler webinarında, Türkiye, Avrupa Birliği ve Almanya ilişkilerinde son duruma ilişkin değerlendirme yapılırken Merkel sonrası öngörüler ve beklentiler paylaşıldı. Webinarı, 200'e yakın iş dünyası temsilcisi takip etti.
Faruk Kaymakcı: "Almanya ile yakın çalışıyoruz"
Webinarda konuşan T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı, Türkiye'nin ikili ilişkilerinde Almanya'nın en yakın ülke olduğunu belirterek, ticaret ve yatırımların yanı sıra tarihten gelen özel ilişkilerin olduğunu söyledi. Kaymakcı, dış politika, bölgesel ve özellikle Yeşil Mutabakat gibi herkesi yakından ilgilendiren konularda Almanya ile yakın çalıştıklarını ifade etti. Almanya'nın son 2-2,5 yıl içerisinde Türkiye'nin AB ile ilişkilerini düzeltmesinde, Doğu Akdeniz'de, Ege'de ve Kıbrıs meselesinde de biraz sakinleşme sağlama konusunda çok önemli katkıları olduğunu dile getiren Kaymakcı, "Almanya, Doğu Akdeniz krizinde, Ege krizinde uzlaşmacı bir rol oynadı. Yeşil Mutabakat'ta ve Türkiye'nin yeşil dönüşümünde Almanya aslında önemli rol oynayan ülkelerden biri. Ülkemizin Avrupa Yeşil Mutabakatı'na katılımı için gerek AB programlarının kullanımı gerekse bazı kalkınma paydaşı dediğimiz ortaklarla da bu yeşil dönüşümün finansmanı konusunda çalışıyoruz. Bir mutabakat zaptı söz konusu. Türkiye'nin yeşil dönüşümünde de Almanya bizim için çok önemli bir ortak, değerli bir paydaş. Umarız ülkemiz önümüzdeki haftalar içerisinde Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletlerde söylediği çerçevede Paris Anlaşması'na katılmayı gerçekleştirebilir. Hem ikili ilişkilerimiz bağlamında hem Türkiye için bir çağdaşlaşma ve evrenseli yakalama hedefi de olan AB üyelik sürecinde Almanya bizim için çok önemli bir ortak" değerlendirmesini yaptı.
Almanya'daki seçim sonuçları doğrultusunda, olası koalisyon formüllerini, ülkedeki siyasi partilerin hem ikili ilişkilere hem de Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine yaklaşımlarını da değerlendiren Kaymakcı, "Sonuçta hükümet kimler tarafından kurulursa kurulsun, Türkiye-Almanya ilişkileri çıkarlar üzerine kurulu ve çok sağlam bağlarla ortada. Dolayısıyla ben bütün sistemin bunları dikkate alarak ilerleyeceğini düşünüyorum" dedi.
Kaymakcı: "Vize serbestisi ile en az 20 milyon Türk, Avrupa ülkelerinde turizmin, hizmetlerin, ulaştırmanın ve iş dünyasının içinde olabilecek"
Almanya'nın Gümrük Birliği'nin güncellenmesinden yana olduğunu, Türk ve Alman iş dünyasının bunu desteklediğini belirten Kaymakcı, "Umarız yeni hükümet Gümrük Birliği güncellemesini öncelikli bir konu olarak ele alır ve bu süreci ilerletir. Çünkü bu süreçten en fazla yararlanacak AB üyesi firmalar ve iş çevreleri, Alman iş çevreleri olacak. Vize serbestisi konusunda önümüzdeki iki hafta içinde AB ile bir toplantımız olacak. İçişleri, göç, terörle mücadele ve güvenlik konularında Türkiye AB Yüksek Düzeyli Diyalog Mekanizmasını başlatacağız. Bunun temel ayaklarından biri de vize serbestisi olacak. İçişleri Bakanlığımızın da içinde olacağı bu süreci ilerletmeyi arzu ediyoruz. Ama gerçekten şuna inanıyoruz: Eğer vize serbestisi sağlanabilirse bugün en az 20 milyon Türk vatandaşı diğer Avrupa ülkelerinde turizmin, hizmetlerin, ulaştırmanın, iş dünyasının içinde olabilecek. Bu da iki taraf için büyük kazanç" dedi.
BM İklim Değişikliği Sözleşmesine değinen Kaymakcı, Türkiye'nin iklim değişikliği konusunda gelişmekte olan ülke olduğunu vurgulayarak kendisinden gelişmiş ülkelerin taahhütlerinin beklenmemesi gerektiğini öne sürdüğünü ve adil koşullar talep ettiğini anlattı. Kaymakcı, bu konular konuşulurken Paris İklim Anlaşması'nın 2015'te imzalandığını hatırlatarak "Sayın Cumhurbaşkanımız talimatını verdi. Türkiye, Paris Anlaşması'na kendi yeteneklerine göre katılmalı, iyi niyetle elinden geleni yapmalı. Ama bu süreçte diğer paydaşlarımızın da bizi anlayarak Türkiye'nin yeşil dönüşümüne Türkiye'nin gerçeklerini dikkate alarak destek olmaları, katkıda bulunmaları... Bunu yapabildiğimiz zaman sanıyorum herkesin yararına olacak" dedi. Kaymakcı, Anlaşmaya şartlı bir katkılımın söz konusu olmadığını, Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması çerçevesinde gelişmekte olan ülke olduğu beyanıyla katılacağını söyledi.
Nail Olpak: "Dünyanın gündemi tedarik zinciri"
DEİK Başkanı Nail Olpakise, 28 Eylül tarihinde gerçekleştirilen Türkiye-Fransa 6. Dönem JETCO Toplantısına değinerek, burada yakalanan pozitif havayı 13 Ekim'de gerçekleşecek Almanya II. Dönem JETCO toplantısında da sürdürmek gerektiğinin altını çizdi. Almanya'daki seçimlere değinen Olpak, "Bizi ilgilendiren kısmı, inşallah iki ülke ilişkilerinin pozitif şekilde etkilendiği, daha fazla ilişkilerin artırılacağı bir dönem olmasını ümit ediyoruz" dedi. Türkiye ve Almanya arasındaki ticaret hacminin yaklaşık 38 milyar dolar olduğunu belirten Olpak, "Yüzde 5'lik bir artış 2 milyar dolar demek, yüzde 10 dediğinizde 4 milyar dolar demek. Çarpan etkisi ve katkısı gerçekten büyük. Bunu yapmak da devlet yetkililerimizin desteğiyle bize, iş dünyasına düşüyor. Klasik gündemlerin dışında salgın sürecine geldiğimizde bence en önemli gündem maddelerinden biri tedarik zincirleri ve Türkiye'nin bu süreçteki performansı ile bundan sonraki konumu olacak diye düşünüyorum. Hepimizin konuştuğu, dünyanın gündemi tedarik zinciri" ifadelerini kullandı.
Olpak: "Tam üyelik, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, vize serbestisi ve Yeşil Mutabakat önemli başlıklarımız"
Olpak, "AB ile daha kapsamlı entegrasyon çalışmalarımız doğrultusunda, Tam Üyelik ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ile vize serbestisinin yanı sıra, mevcut AB Komisyon Başkanı ile gündeme gelen Yeşil Mutabakat da önemli bir başlığımız olmaktadır. En büyük ticaret ve ekonomik ortağımız AB ile ticari ilişkilerimizin, Yeşil Mutabakat düzenlemeleriyle birlikte sürdürülebilir üretim modelleri çerçevesinde ve karbon nötr hedefiyle güçlenerek devam etmesi, ülkemiz sanayisi için riskleri olduğu kadar fırsatları da beraberinde getiriyor. Bu minvalde mutabakatın dış ticaretimize getireceği yenilikçi düzenlemelerin sanayi kuruluşlarımızın iş yapış biçimleri üzerinde oluşturabileceği etkileri öngörebilmeleri ve alınabilecek tedbirleri değerlendirmeleri için Ticaret Bakanlığımızın çalışmalarını destekleyen "DEİK Yeşil Dönüşüm Çalışmamızın" son safhasına gelmiş bulunmaktayız. Buna bağlı olarak, geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Toplantısı'nda Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Paris Anlaşması'nın önümüzdeki ay Meclis'te onaylama kararını, ülkemiz için 2053 yılında Karbon nötr hedefi konması ve tüm kalkınma programlarımızın yeşil kalkınma devrimi niteliğinde yürütülecek olması kararlarını özel sektör olarak memnuniyetle karşıladığımızı belirtmek isterim" dedi.
Young: "Almanya ile ticaret hacmimizi 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz"
Webinarın moderatörlüğünü yapan DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı Steven Young, DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi ve faaliyetlerini değerlendirerek, öncelik verdikleri "Dijitalleşme, endüstri 4.0, yeni teknolojiler ve KOBİ iş birliği", "Alman KOBİ'lerinin Türk firmalarınca satın alınması", "Alman firmalarıyla üçüncü ülkelerde iş birliği gerçekleştirmek" ve "Türkiye-Avrupa ilişkilerinde stratejik iletişimin geliştirilmesine yönelik faaliyetler" başlıklarını kapsayan 4 ana proje hakkında bilgi verdi.
Türkiye-Almanya ilişkilerinin güçlü ve çok özel bir yapıya sahip olduğunu belirten Young, "Türkiye'de 7 binden fazla Alman menşeli firma faaliyet gösteriyor. Bunlar yabancı yatırımcılar arasında en büyük kitleyi temsil ediyor. 2020 yılı verilerine göre, ticaret hacmimiz 37.7 milyar dolara ulaştı. 2021 yılında ticaret hacminin 40 milyar doların üzerine çıkmasını öngörüyoruz. Ancak elbette hedefimiz bunu 50 milyar dolara çıkarmak. Küresel tedarik zincirlerinin el değiştirmeye başladığı ve Almanya başta olmak üzere Avrupa ekonomilerinin Çin'den uzaklaştığı bu dönemde, Almanya'nın hali hazırda güçlü bir tedarikçisi konumunda olan Türkiye için büyük fırsatlar görüyoruz. Bu fırsatları somut projelere dönüştürmek için Almanya'daki partnerlerimizle çalışmalarımıza güçlü bir şekilde devam edeceğiz. AB'nin önemli iki konusu olan yeşil ve dijital dönüşüm konularında, Alman iş dünyası ile yakın bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. AB ile aramızdaki Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi konuları iş dünyasını doğrudan ilgilendiren konular. Bu konuda bizler de iş dünyası olarak gerek arka kapı görüşmeleri gerek iş dünyası ile temaslarımızda dile getiriyoruz. Bu iki konunun hayata geçmesi iş dünyası temsilcileri olarak bizler için çok olumlu sonuçları olacaktır" diye konuştu.
Webinar, açılış konuşmalarının ardından soru-cevap olarak devam etti.