BAŞKAN'DAN

BAKAN BOLAT: “FAS’TA 200 YATIRIMCIMIZ 1 MİLYAR DOLAR CİVARINDA EKONOMİK KATKI SUNUYOR”

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Fas İşletmeler Genel Federasyonu (CGEM) organizasyonuyla düzenlenen "Türkiye- Fas İş ve Yatırım Forumu", T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Fas Krallığı Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Sekreteri Omar Hejira, Fas Krallığı Ankara Büyükelçisi Mohammed Ali Lazreq, DEİK Başkanı Nail Olpak, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Furkan Karayaka, Fas İşletmeler Genel Federasyonu (CGEM) Başkanı Chakib Alj, Fas Yatırım ve İhracat Teşvik Ajansı CEO'su Ali Seddiki, CGEM/Fas-Türkiye İş Konseyi Başkanı Najib Chraibi, DEİK/Türkiye-Fas İş Konseyi Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve 400'e yakın iş insanının katılımlarıyla 28 Kasım 2025 tarihinde İstanbul‘da gerçekleştirildi.

Türkiye-Fas İş ve Yatırım Forumu'nda konuşan Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, "Türkiye-Fas Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) yürürlükte olduğu son 18 yılda Fas'ın Türkiye'ye ihracatı 9 kat, Türkiye'nin Fas'a ihracatı ise 8 kat artmıştır. 2024 yılı itibarıyla iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu ticaretin dengeli ve ‘kazan-kazan' anlayışıyla sürmesini arzu ediyoruz" dedi.  Ticaretin yanı sıra yatırımların da ilişkilere önemli katkı sağladığını belirten Bolat, "Yatırımlardan çekinmemek gerekir; yatırımlar arttıkça dış ticaret de hızlanmaktadır. Fas'ta yaklaşık 200 yatırımcımız 1 milyar dolar civarında ekonomik katkı sunmaktadır. Bu toplantı, Türk ve Faslı iş insanlarının yatırım ve ticaret görüşmeleri yapacağı önemli bir buluşmadır. Otomotiv, tekstil ve müteahhitlik sektörlerinin temsilcileri burada yer almaktadır. Bugüne kadar Afrika'da 100 milyar dolarlık projeyi başarıyla tamamlayan müteahhitlerimiz, Fas'ta da 4,2 milyar dolarlık 113 adet inşaat projelerini hayata geçirmiştir. Dünya Kupası hazırlıkları kapsamında ihtiyaç duyulacak yatırımlar için de iş birliğine hazırdırlar; stadyum yapımı ve modernizasyonu, otel inşaatı, demir ve karayolu projeleri, havalimanı kapasite artırımı gibi alanlarda Fas devleti ile ortak çalışmalar yürütmeye hazırdırlar. Bu görüşmelerin iki ülke iş insanları için olumlu ve somut sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. Yaklaşık bir buçuk ay sonra resmi ve özel sektör temsilcilerimizle birlikte Fas'a gerçekleştireceğimiz ziyarette, bugüne kadar ele alınan konulara ilişkin anlaşmaları imzalayacağız" dedi.

Hejira: "Fas ve Türkiye hükümetleri olarak ortak iradeye sahibiz"

Fas Krallığı Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Sekreteri Omar Hejira ise, iki ülke arasında yoğun ziyaret ve görüşme alışverişi yaşandığını belirterek, yapılan toplantıların iki ülke arasındaki ticari alışverişi artırmak, ticaret dengesini sağlamak ve kazan-kazan ilkesine göre ekonomik iş birliğini derinleştirmek için bir dizi pratik öneriyle sonuçlandığını söyledi. Girişimlerin ortak endüstriyel üretim projelerini desteklemeye ve ekonomilere olumlu yansıyacak daha iyi bir ticari denge sağlamaya odaklandığını belirten Hejira, "Türkiye-Fas İş ve Yatırım Forumu'nun düzenlenmesi, tüm bu çabaların ve toplantılarının meyvesidir" dedi. Dünya Kupası'nın Fas'ta yapılacak olmasının sunduğu fırsatlara dikkat çeken Hejira, "Dünya Kupası'na Fas'ın da ev sahipliği yapacak olması sadece spor açısından değil bütün açılardan Fas için çok önemli olacaktır. Fas ve Türkiye hükümetleri olarak ortak iradeye sahibiz. Bu iradeyi gerçekleştirmek için gerekli azim ve güce sahibiz. Burada bulunan herkes, aramızdaki bu iş birliğinin hayata geçirilmesine yönelik hedefimizin gerçekleşebileceğinin bir göstergesi. Ayrıca bugünkü iş forumu, iki ülke arasındaki iş ve ekonomik iş birliğini güçlendirmek için gerçek bir fırsat" dedi.

Lazreq: "Dünya Kupası karşılaşmaları nedeniyle büyük gelişmeler olacak, büyük bir yatırım fırsatı açılacak"

Fas'ın Ankara Büyükelçisi Mohammed Ali Lazreq ise, iki ülkenin tarihi ilişkilerine dikkati çekerek, geçmişe dayanan çok köklü bir ilişkinin bulunduğunu söyledi. Son yıllarda Fas'ın altyapı açısından büyük gelişmeler kaydettiğini vurgulayan Lazreq, "Şu anda Afrika'nın en büyük limanlarına, birçok demir yolu ve kara yoluna sahibiz." dedi. Lazreq, Dünya Kupası dolayısıyla Fas'taki ticari fırsatlara da değinerek, "Türkiye'deki gayrimenkul sektörünün ve firmaların Fas'a gelip bunu keşfetmesini ve bu fırsatları değerlendirmesini bekliyorum. Çünkü gerçekten büyük gelişmeler olacak. Dünya Kupası karşılaşmaları nedeniyle büyük gelişmeler olacak, büyük bir yatırım fırsatı açılacaktır. Yatırımlar açısından bakıldığında, Türkiye'nin Fas'taki yatırımları son on yıl içinde 300 milyon doları aşmamıştır. Bu durum, Türkiye'yi Fas'taki yabancı yatırımcılar listesinde 17. sıraya yerleştirmektedir. 17. sıra, Türk özel sektörünün ikili ortaklığı güçlendirmek ve Fas'ın sunduğu umut vadeden geniş yatırım fırsatlarını değerlendirmek için daha güçlü ve etkili bir irade ortaya koyması gerektiğini göstermektedir'' dedi.

 

Olpak: "Fas'ı Afrika kıtası ve uluslararası alandaki farklı anlaşmalarıyla kapsamlı bir çerçevede geniş bir pazar olarak ele alıyoruz"

DEİK Başkanı Nail Olpak ise "Bugün, birlikte çalışmak ve kazanmak için buradayız. DEİK olarak mottomuz ticari diplomasi ve 40 yıldır kamu kaynağı kullanmadan gönüllülük esasıyla çalışırken DEİK/Türkiye-Fas İş Konseyimiz de 1990 yılından beri çalışmalarını sürdürüyor. CGEM ile birlikte bu çalışmaları yürüten her iki tarafa da iş dünyalarımız adına teşekkür ediyorum" dedi. Türkiye ile Fas arasında 5 milyar dolar civarında bir ikili ticaret hacminin olduğunu belirten Olpak sözlerini şöyle sürdürdü: "Hedefimiz hem ticaretimizi hem de yatırımlarımızı artırmak. Bugüne kadar 4 milyar doları aşan altyapı projesi Türk şirketlerimiz ve Faslı ortakları tarafından gerçekleşmiş durumda. Biz Türkiye tarafından baktığımızda ise Fas'ı sadece tek bir ülkenin pazarı olarak değerlendirmiyoruz. Fas'ı Afrika kıtası ve uluslararası alandaki farklı anlaşmalarıyla kapsamlı bir çerçevede geniş bir pazar olarak ele alıyoruz. İkili ticarette elbette denge arzu edilir; ancak olası bir dengesizlik var ise sadece tüketim malları kaynaklı bir dengesizlik mi var yoksa o ülkenin gelişen sanayisi içinde ara malı ithalatının da burada etkili mi ona dikkat etmemiz gerekir. Bu bağlamda Fas'ın Türkiye'den ithal ettiği ara mallarının ciddi oranda Fas'ın kendi üretimi içinde kullanıldığını hatırlatmak istiyorum. Başta Afrika olmak üzere üçüncü ülkelerde altyapı dahil hangi alanlarda ortak projeler gerçekleştireceğimizi daha konuşmalıyız. Biz, Türkiye'yi Batı Avrupa ile Çin arasındaki en büyük yatırım, üretim ve teknoloji üssü olarak tanımlıyoruz. Toplam dış ticaretimiz 800 milyar dolar seviyesinde ve enerjiden sanayiye, tarımdan altyapıya kadar Türkiye'de pek alanda yatırım ve teşvik fırsatları var. Bu bakımdan Fas iş dünyasını da Türkiye'deki yatırımlardan faydalanmasını arzu ediyoruz."

Bodur Okyay: "Yeni bir Türkiye–Fas ekonomik eksenini inşa edebiliriz"

Türkiye ile Fas arasındaki tarihsel dostluğun, bugün geleceği birlikte inşa etme sorumluluğuna dönüştüğünü ifade eden DEİK/Türkiye–Fas İş Konseyi Başkanı Zeynep Bodur Okyay, "Bugün doğru yerde ve doğru zamanda olduğumuza inanıyoruz. Bu forumu, yalnızca tedarik veya geleneksel iş birliklerine dayanan bir modelden çıkarak değer zincirlerini birlikte yarattığımız, ortak üretim ve teknoloji geliştirmeye odaklanan bir modele geçiş fırsatı olarak görüyoruz. Bu dönemi en iyi şekilde değerlendirirsek stratejik sektörlerde birlikte teknoloji geliştirebiliriz. Otomotiv, tekstil, makine, lojistik ve tarım modernizasyonunda ortak üretim yapabilir, Afrika ve Avrupa pazarlarına birlikte erişebilir ve STA'yı yüksek katma değerli yatırımlar için güçlü bir çarpana dönüştürebiliriz. Dolayısıyla birlikte, yeni bir Türkiye–Fas ekonomik eksenini inşa edebiliriz" diye konuştu.

Alj: "Birlikte Avrupa, Afrika ve daha ötesine hizmet verebilecek değer zincirleri kurabiliriz"

Fas İşletmeleri Genel Konfederasyonu (CGEM) Başkanı Chakib Alj ise Fas-Türkiye ortaklığının yeni olmadığını ancak dönüştüğünü belirterek, "Rakamlarımıza bakan ilerlemeyi görür. Fakat potansiyelimize bakan, aslında daha yolun başında olduğumuzu anlar" dedi. Her iki ülkenin ticarette sunduğu fırsatlara değinen Alj, "Türkiye ölçek, teknoloji ve uzmanlık sunuyor. Fas ise çeviklik, yetenek ve pazarlara erişim sağlıyor. Birlikte Avrupa, Afrika ve daha ötesine hizmet verebilecek değer zincirleri kurabiliriz" dedi.

Türkiye ve Fas Yatırım Fırsatları sunumlarının ardından Forumda, ‘Tekstil ve Otomotiv sektörleri' panelleri ile başarı hikayeleri aktarıldı.

Türkiye-Fas İş ve Yatırım Forumu'nun sponsorları ise, Kale Grubu ve ORAU oldu.

 

 

“EU-TÜRKİYE BUSINESS SUMMIT” BRÜKSEL’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri ve European Business Summit (EBS) iş birliğinde ilk kez düzenlenen "EU-Türkiye Business Summit" etkinliği, 17 Kasım 2025 tarihinde Brüksel'in tarihi Egmont Sarayı'nda gerçekleştirildi.

DEİK ile Avrupa'nın en prestijli iş platformlarından biri olan European Business Summit (EBS) tarafından bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Zirveye, T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, Avrupa Birliği Nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı, T.C. Brüksel Büyükelçisi Görkem Barış Tantekin, Türkiye'nin NATO Daimi Temsilcisi Basat Öztürk, DEİK Başkanı Nail Olpak, Avrupa Komisyonu Genişleme ve Doğu Komşuluk Genel Müdürü Gert Jan Koopman, DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, EBS Genel Müdürü Arnaud Thysen, Büyükelçiler, üst düzey devlet temsilcileri, milletvekilleri, düşünce kuruluşları liderleri, küresel şirketlerin üst düzey yöneticileri ve 400'ün üzerinde iş insanı katıldı.

Bolat: "Zirve, Türkiye–AB ekonomik ortaklığını tartışmak ve şekillendirmek için son derece uygun bir platform sunmaktadır"

Video konferans ile zirveye katılan T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, "Brüksel'de fiziken aranızda bulunamadığım için üzüntü duyuyorum. Ancak sizlerle eş zamanlı olarak video bağlantısı yoluyla bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum. Bugünkü zirve, daha güçlü ve ileriye dönük bir Türkiye–AB ekonomik ortaklığını tartışmak ve şekillendirmek için son derece uygun bir platform sunmaktadır" dedi. Küresel ticaretin giderek daha öngörülemez hale geldiği bir dönemde bir araya geldiklerini belirten Bolat, "Ticaret anlaşmazlıkları, tek taraflı önlemler, artan korumacılık ve yoğunlaşan sanayi rekabeti küresel piyasaları yeniden şekillendirmeye devam ediyor. Zirvenin Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ekonomik ve stratejik entegrasyonuna ilişkin verimli tartışmalara zemin hazırlayacağına ve daha derin daha dayanıklı bir ortaklığın yolunu açacağına inanıyorum" dedi.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ihracatının 109 milyar dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Bolat, "AB, toplam ihracatımızın yüzde 41'ini oluşturmuştur. Türkiye, AB için stratejik bir üretim ve tedarik merkezi olmayı sürdürmektedir. Türkiye'deki yabancı yatırımların yaklaşık yüzde 70'i Avrupalı ortaklardan gelmekte ve ihracat gelirlerimize yıllık yaklaşık 70 milyar dolar katkı sağlamaktadır. Ülkemizde faaliyet gösteren AB şirketleri yaklaşık 1,2 milyon kişiye istihdam yaratmakta ve Türkiye'nin AB'ye yönelik ihracatını sürdüren tedarik zincirlerinde kritik bir rol oynamaktadır. Ortaklığımız istikrarlı, kurallara dayalı ve karşılıklı fayda sağlayan bir çerçeve olarak öne çıkmaktadır" dedi. 1995 yılında kurulan Türkiye–AB Gümrük Birliği uzun yıllardır ekonomik ilişkilerimizin temel direğini oluşturduğunu belirten Bolat sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak aradan geçen otuz yılın ardından küresel ticaret koşulları değişmiş, mevcut çerçeve bu yeni dinamikleri tam olarak yansıtmaktan uzaklaşmıştır. Bu nedenle Gümrük Birliği'nin modernizasyonu, yalnızca ekonomik entegrasyonumuzu güçlendirmek için değil; aynı zamanda adil, öngörülebilir ve geleceğe dönük bir ticaret ortamı sağlamak için de vazgeçilmez hale gelmiştir. Hizmetler, dijital ticaret, yeşil dönüşüm ve düzenleyici iş birliğini kapsayacak şekilde genişletilmesi; yeni fırsatların açılmasına, rekabetçiliğin artırılmasına ve mevcut yapısal sorunların giderilmesine imkân tanıyacaktır. Unutmamalıyız ki Gümrük Birliği'nin modernizasyonu yalnızca bir ticaret anlaşması değildir; aynı zamanda geleceğe yönelik yatırımlar için bir davettir. AB'deki iş ortaklarımızı, gerçek ortak yatırım potansiyelinin bulunduğu Türkiye'nin iş ortamındaki fırsatları keşfetmeye davet ediyorum."

Olpak: "AB, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olmaya devam ediyor"

DEİK Başkanı Nail Olpak ise, "Gümrük Birliği konusunda, eğer bir müzakere 10 yıldır sürüyorsa, burada yanlış giden bir şey vardır. Bir ortaklıkta bir kayıp varsa, büyük tarafın kaybı daha büyük olur; küçük tarafın kaybı ise daha küçüktür. Türkiye ve AB; karşılıklı çıkarlar, ekonomik entegrasyon ve istikrar ile refah vizyonuna dayanan köklü ve dinamik bir ortaklığı paylaşmaktadır. Ticaret ve yatırım ilişkilerimiz bu ortaklığın bel kemiğini oluşturmaktadır. AB, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olmaya devam ederken; Türkiye de AB'nin en önemli pazarlarından biri konumundadır. Karşılıklı yatırımlar da iki taraf için büyük önem taşıyan bir diğer iş birliği alanıdır" dedi. DEİK'in AB–Türkiye ekonomik iş birliğinin bir sonraki aşamasının sadece diyalogla sınırlı kalmaması, somut eyleme dönüşmesi gerektiğini belirten Olpak sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu noktada yeşil ve dijital dönüşüm bizlere ortak bir gündem sunuyor. Türkiye'nin hızla büyüyen yenilenebilir enerji kapasitesi, gelişmiş üretim altyapısı ve dijital yetkinlikleri, Avrupa'nın ikiz dönüşüm hedefleri için onu ideal bir ortak yapmaktadır. Ayrıca enerji güvenliği, iklim dayanıklılığı, bağlantısallık ve savunma sanayii iş birliği, Türkiye'nin Avrupa'nın stratejik özerkliğine önemli katkı sağlayabileceği alanlardır. Bu bağlamda Türkiye'nin Avrupa Güvenlik Eylem Programı'na (SAFE) aktif katılımı ve ortak projelerin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bununla birlikte, ticaret ve yatırım ilişkilerimizi gerçekten derinleştirmek istiyorsak, mal, insan ve hizmetlerin serbest dolaşımını güvence altına almalı ve korumacı yaklaşımlardan kaçınmalıyız. Bu yeni dönemde geleceği, birlikte düşünen ve birlikte hareket eden ortaklar olarak şekillendirmeliyiz. Güveni tazeleyerek, ekonomik çerçevemizi modernize ederek ve inovasyon odaklı iş birliğini güçlendirerek; Türkiye'nin kalbinde yer aldığı, daha rekabetçi, daha sürdürülebilir ve daha güvenli bir Avrupa ekonomisi inşa edebiliriz. DEİK, 153 İş Konseyi ile Türkiye–AB ortaklığını "Ticari Diplomasi" ruhu çerçevesinde güçlendirmeye yönelik tüm çalışmalara destek vermeye hazırdır."

Koopman: "Türkiye, Avrupa'nın vizyonunun ayrılmaz bir parçasıdır"

Avrupa Komisyonu Genişleme ve Doğu Komşuluk Genel Müdürü Gert Jan Koopman ise, Türkiye'nin bölgesel istikrar ve bağlantısallığa katkı sağlayan belirleyici aktör olduğunu belirterek, Türkiye ile AB'nin aynı coğrafyayı paylaştığını ve ekonomilerinin çok güçlü biçimde iç içe geçmiş durumda olduğunu ve aynı zamanda taraflar arasında tarihi bağların da önemli rol oynadığını aktardı. Türkiye'nin aynı zamanda AB'ye aday ülke, NATO üyesi ve ticaret ile karşılıklı çıkar alanlarının çoğunda AB'nin kilit ortaklarından biri olduğunu aktaran Koopman, "Türkiye, bölgesel istikrara katkı sunan belirleyici bir aktördür. Aynı zamanda bölgesel bağlantısallığa da kilit önemde katkı sağlamaktadır" dedi.

Türkiye'nin konumu itibarıyla Suriye, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik savaşı, Güney Kafkasya'da kalıcı barışın tesis edilmesi gibi farklı konularda kilit ülke olduğunu belirten Koopman, AB ile Türkiye'nin iş birliğini artırma hususunda ortak çıkarlarının bulunduğunu söyledi. Gümrük Birliği Anlaşması'nın üzerinde çalışmanın hala önemini koruduğunu belirten Koopman, "Yapıcı angajman devam ederse ve Kıbrıs meselesinde müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik ilerleme görürsek Gümrük Birliği'nin modernizasyonuna yönelik çalışmalar da yeniden başlayacaktır. Bu da elbette AB-Türkiye ilişkilerinin tüm potansiyelinin yeniden şekillenmesine yardımcı olacaktır. Avrupa, sadece siyasi bir proje değildir. Paylaşılan bir birlikte yaşama, ortak refah ve barış vizyonudur. Türkiye ise tarihi geçmişi ve dinamizmiyle bu vizyonun ayrılmaz bir parçasıdır" dedi.

Yalçındağ: "Birlikte küresel ticarette parlak bir başarı hikâyesi yazabiliriz"

DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ ise, hem Avrupa Birliği hem de Türkiye'nin, dünyada yaşanan son siyasi ve ekonomik gelişmelerin etkisiyle çeşitli zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Türkiye ile AB arasındaki stratejik ortaklığın tasarlanması konusunda üç ana alan bulunduğunu belirten Yalçındağ ise, "Birincisi; Covid-19 salgını sonrası maliyetlerin keskin biçimde artmasıyla birçok AB ülkesi sanayiler üzerinde ağır bir baskıyla karşılaştı. Buna enerji bağımlılığı endişesi de eklendiğinde, Türkiye hem maliyet açısından avantajlı hem de enerji açısından verimli bir üretim üssü olarak öne çıkmakta; aynı zamanda güvenilir bir enerji transit merkezi olarak konumlanabilmektedir. İkincisi; güvenlik ve savunma günümüzün en önemli gündem başlıklarından biridir. NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye, AB'nin en güvenilir ortaklarından biri konumundadır. Türk savunma sanayii ile güçlü ortaklıkların kurulması, stratejik iş birliğimizi güçlendirecek ve bölgesel güvenliğe önemli katkı sağlayacaktır. Karşılıklı faydaya odaklanmalıyız. Son olarak; küresel ticaret akışının bozulduğu ve tedarik zincirlerinin yeni sorunlarla karşılaştığı bir dönemde, yeni ticaret yollarının belirlenmesindeki en kritik unsur mesafedir" dedi. Enerji, güvenlik ve tedarik zinciri alanlarında Türkiye'nin, Avrupa için stratejik ve dayanıklı bir ortak olduğunu aktaran Yalçındağ, "Birlikte küresel ticarette parlak bir başarı hikâyesi yazabiliriz. Daha proaktif olmalıyız. Türkiye, AB için daha fazlasını yapmaya hazırdır. Sizlerden ricam, bu plana nasıl yaklaştığınızı içtenlikle değerlendirmenizdir. Bunu yalnızca geçmişimize değil, gelecek nesillere de borçluyuz. Bu nedenle iş dünyası olarak daha çok çalışmalı, korkusuz olmalı ve en önemlisi hep birlikte ortak bir amaç ve eylem birliği içinde hareket etmeliyiz" dedi.

Thysen: "AB ve Türkiye'nin ekonomik bağları, bölgesel iş birliğinin temel taşlarından biri olmaya devam ediyor"

EBS Genel Müdürü Arnaud Thysen ise, AB ve Türkiye'nin ekonomik bağları, bölgesel iş birliğinin temel taşlarından biri olmaya devam ettiğini belirterek, "İkili ticaretin rekor seviyelere ulaşması ve Türkiye'nin AB'nin beşinci büyük ticaret ortağı konumunda olması, bu stratejik ittifakın cesur bir şekilde yenilenmesi için acil bir döneme işaret ediyor. Bugün burada şekillendireceğimiz fikirler, tüm bölgemizin rekabetçiliğini ve refahını etkileyebilir. Zirveye katılımlarınız, Türkiye ile Avrupa'nın geleceğini şekillendirme konusundaki ortak kararlılığımızın güçlü bir göstergesidir" dedi.

Zirvede, "Gümrük Birliği 2.0: Küresel Rekabetçilik için AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin Yenilenmesi" Madenlerden Pazarlara: Daha Yeşil, Daha Güçlü Bir AB-Türkiye Tedarik Zinciri Oluşturmak", "Elektrikli Araç ve Mobilite Alanında İnovasyon: Otomotiv Sektöründe AB-Türkiye İş Birliğini Yeniden Şekillendirmek", "Madenlerden Pazarlara: Daha Yeşil, Daha Güçlü Bir AB-Türkiye Tedarik Zinciri Oluşturmak", "Savunma Sanayi Sektöründe Dönüm Noktası: Belirsizlik Döneminde AB-Türkiye İş Birliğinin Yeniden Tanımlanması" ve Dijital Sınırları Aşmak: AB ve Türkiye'nin Ortak Dijital Geleceğinin Potansiyelini Ortaya Çıkarmak" panelleri gerçekleştirildi.

DEİK ve EBS ortaklığında düzenlenen Zirve, Türk Havayolları ana sponsorluğunda, Balsu, Cengiz Holding, Doğan Holding, Halkbank, Kale Grubu, Kibar Holding, Sarten, SOCAR Türkiye, Trendyol, Türk Telekom ve Ziraat Bank sponsorluğunda gerçekleştirildi. 

DTİK VE AB DAİMİ TEMSİLCİLİĞİ, BRÜKSEL’DE RESEPSİYON GERÇEKLEŞTİRDİ

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)/Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) ve Türkiye'nin AB Daimi Temsilciliği iş birliğinde düzenlenen Karşılama Resepsiyonu, EU-Türkiye Business Summit kapsamında, Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi - Büyükelçi Faruk Kaymakcı ev sahipliğinde, Almanya'nın AB nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Thomas Ossowski, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı ve DTİK Hollanda Temsilcisi Turgut Torunoğulları ve iş insanlarının katılımlarıyla 16 Kasım 2025 tarihinde Belçika'nın başkenti Brüksel'de gerçekleştirdi.

Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi-Büyükelçi Faruk Kaymakcı, "Biz Gümrük Birliği'nin tarafıyız, bir Avrupa ülkesiyiz, AB'ye aday bir ülkeyiz. Dolayısıyla şu anda AB'nin 'Made in Europe' yönündeki çalışmalarında mutlaka Türkiye'nin tam olarak yer almasını istiyoruz. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gerçekten iki taraf için artık bir zorunluluk ve bu, bir iki ülkenin siyasi emellerine kurban edilemeyecek kadar büyük bir konu. Eğer bu konuda AB bir adım atmazsa kendi de zarar görmeye başlayacak" dedi.

Gümrük Birliği güncellemesinin bir keyfiyet olmadığını vurgulayan Kaymakcı, hem AB hem de Türk özel sektörünün bunu talep ettiğini belirtti.  AB ülkelerinin vize uygulamaları konusunda Kaymakcı, "Vize serbestisi elde edilene kadar vize kolaylığı mutlaka sağlanmalı" dedi. Vize kolaylığı konusunda Almanya'nın AB nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ossowski'ye göstermiş olduğu çabalardan dolayı teşekkür eden Kaymakcı, gelecek aylarda vizelerin biraz daha kolaylaşmasını beklediklerini ve bu konuyu hep gündemde tuttuklarını anlattı.

Olpak: "DTİK, Türkiye ile dünya arasındaki güçlü bağları inşa etmektedir"

DEİK-DTİK Başkanı Nail Olpak, "EU-Türkiye Business Summit'i yarın gerçekleştireceğiz. AB–Türkiye ilişkilerinde ekonomik geleceği şekillendirmek üzere; Gümrük Birliği'nin modernizasyonundan yeşil ve dijital dönüşümün ilerletilmesine, enerji iş birliğinden sürdürülebilir büyümeye kadar farklı konuları tartışacağız. Krizler fırsata dönebilir. Avrupa kendi içinde güvenlik krizi yaşıyor. Türkiye'yi sadece güvenlik krizinin ötesinde görmemeliler. Siyasi karar alıcılar biz değiliz. Böyle bir sürede görünür olamayız. Bazı şeyleri tekrar etmeliyiz" dedi. Dünya Türk İş Konseyi (DTİK)'nin Türk diasporamızı bir arada tutyama çalışan bir platform olduğunu belirten Olpak, "DEİK'in bir parçası olarak DTİK, Türk diasporasını ve küresel iş ağını temsil etmektedir. 90 ülkede ve 214 şehirde temsilcileri, 131 ülkede üyeleri bulunan DTİK, Türkiye ile dünya arasındaki güçlü bağları inşa etmektedir" dedi. EU-Türkiye Business Summit'in önemli bir program olduğunu belirten Olpak, zirveden alınacak çıktılar ile etkinliğin devam edeceğini ümit ettiklerini aktardı.

Yalçındağ: "Avrupa'nın merkezinde ilk kez kapsamlı bir iş zirvesi düzenliyoruz"

DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinasyon Başkanımız Mehmet Ali Yalçındağ," dedi. Küresel ölçekte yaşanan gelişmelerin uluslararası ticareti giderek daha fazla etkilediğini belirten Yalçındağ, "Geleneksel iş yapış biçimlerini değiştirmekte ve bizleri daha bölgesel ortaklıklara yönlendirmektedir. DEİK/Türkiye–Avrupa İş Konseyleri olarak, AB'yi bütünüyle hedefleyen Türkiye–AB İş Zirvesi'ni ilk kez düzenleme kararı aldık. Yarın ele alınacak genel başlıklar arasında; Gümrük Birliği'nin modernizasyonu, dijital teknolojiler ekosistemindeki mevcut ve potansiyel iş birlikleri, savunma sanayindeki fırsatlar, enerji sektörü, tedarik zincirleri, yeşil dönüşüm ve otomotiv sektörü yer almaktadır.

Torunoğulları: "Türk girişimcilerimizle birlikte günümüzün dönüşen ticari ekosistemine uygun yeni ortaklıklar geliştirmeyi hedefliyoruz"

DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı ve DTİK Hollanda Temsilcisi Turgut Torunoğulları ise, "DTİK, dünyanın dört bir yanında yaşayan Türk iş insanlarını, girişimcileri ve profesyonelleri ortak bir vizyon etrafında birleştirmeyi amaçlıyor. Avrupa, bu vizyonun en güçlü ayaklarından biri. Zira burada hem Türkiye'nin ekonomik dinamizmini hem de diaspora gücümüzün stratejik etkisini en somut şekilde görüyoruz. Avrupa'daki varlığımızın sadece ekonomik değil; aynı zamanda kültürel, sosyal ve insani bir güç olduğunun bilincindeyiz. Bu gücü doğru şekilde yönlendirdiğimizde hem yaşadığımız ülkelere hem de anavatanımıza değer kattığımızı görüyoruz. Türkiye'den Avrupa'ya ve Avrupa'dan Türkiye'ye yatırım yapan iş insanlarımız, genç girişimcilerimiz, teknoloji alanında çalışan profesyonellerimiz, öğrencilerimiz ve burada yerleşik tüm Türk girişimcilerimizle birlikte günümüzün dönüşen ticari ekosistemine uygun yeni ortaklıklar geliştirmeyi hedefliyoruz" dedi.

Resepsiyonun sponsorları ise, Akbel, Axax Consulting, Cricket & Co, Edelstaal Group, Lead-legal oldu.

 

DÜNYANIN EN BÜYÜK YATIRIM FONLARI TÜRK TEKNOLOJİ GİRİŞİMCİLERİYLE İSTANBUL’DA BULUŞTU

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) /Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) ve Endeavor Türkiye iş birliğinde düzenlenen GO! GLOBAL Türkiye Zirvesi, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/TAİK Başkanı Murat Özyeğin, Endeavor Türkiye Başkanı Emre Kurttepeli, TAİK Dijital Çalışma Grubu Lideri ve Insider CEO'su Hande Çilingir ve 800'den fazla iş insanının katılımlarıyla 10-12 Kasım 2025 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirildi.

Bu yıl ikinci kez gerçekleştirilen GO! GLOBAL Türkiye Zirvesi, girişimci-yatırımcı eşleştirme modeliyle öne çıktı. Yatırım fırsatlarını güçlendirirken Türkiye'den küresel arenaya açılan teknoloji girişimlerinin ve Turcorn'ların sayısını artırılması hedeflenen Zirvede, Silikon Vadisi'nin en büyük fonlarının temsilcilerini Türkiye'nin öncü teknoloji girişimleriyle bir araya getirdi. Zirveye Khosla Ventures, General Atlantic, Princeville Capital ve Golden Gate Ventures gibi dünyaca ünlü yatırım fonları katıldı. Google, DeepMind, Uber gibi teknoloji devlerinin üst düzey yöneticileri ve Türkiye'nin önde gelen fonları ile aile ofisleri de etkinlikte yer aldı.

GO! GLOBAL Türkiye Zirvesi, Türkiye'nin girişimcilik vizyonunun somut bir göstergesi olarak, Dünya'nın teknoloji sermayesini İstanbul'da buluşturarak hem Türkiye'nin hem bölgenin inovasyon yol haritasını şekillendiriyor.

Mehmet Fatih Kacır: "Türkiye'de büyümeye ve girişimcilerimizle iş birliği yapmaya davet ediyorum"

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin teknoloji odaklı büyüme stratejisinin altını çizerek küresel fonlara çağrıda bulundu. Kacır, "Sizleri Türkiye'de büyümeye, Türkiye'deki girişimlerle iş birliği yapmaya davet ediyorum. Ben ve ekibim, her adımda yanınızda olmaya hazırız" dedi. Türkiye'nin son yıllarda girişimcilik yatırımlarında sergilediği tarihi ivmeye dikkat çeken Kacır, "2020–2024 arasında Türk teknoloji girişimlerine yapılan toplam sermaye yatırımı 5,3 milyar dolara ulaştı. Önceki 5 yıllık döneme göre 12 kat artış var. 2019'a kadar hiç unicorn'umuz yoktu; bugün 7 Turcorn'a sahibiz ve bunların 6'sı Bakanlığımızca desteklendi" dedi. Türkiye'nin genç ve teknolojiye hazır nüfusuyla rekabet avantajına sahip olduğunu belirten Kacır, TEKNOFEST, DENEYAP, Kampüste Sektör ve Ulusal Teknoloji Uzmanlık Programları'nın bu dönüşümde kritik rol oynadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Cesur fikirlere öncülük etmeye, genç girişimcilerimizi şirketlerini kurup büyütürken desteklemeye devam edeceğiz. Terminal İstanbul, Turcorn100 ve Tech Visa gibi programlarla Türkiye'yi küresel teknoloji yatırımlarının merkezi hâline getirme hedefliyoruz."

Nail Olpak: "İstanbul, Doğu'nun inovasyonu ile Batı sermayesinin buluştuğu merkez"

DEİK Başkanı Nail Olpak ise, "DEİK olarak, teknolojiye ve dijital teknolojilere inandıklarını vurgulayarak, inanmaktan daha fazlasına ihtiyaç var. DEİK olarak birçok İş Konseyleri olduğunu aktaran Olpak, dünya çapındaki 153 İş Konseyleri arasında Dijital Teknolojiler İş Konseylerinin de olduğunu bildirdi. Olpak sözlerine şöyle devam etti: "Bu ikinci etkinlik olmasına rağmen bu etkinliğin Türkiye'nin küresel inovasyon ekonomisindeki rolünü güçlendireceğini ve girişimcilik, yatırım ve teknoloji alanında sürdürülebilir bir ivme yakalamanın yolunu açacağını umuyorum. Çünkü hepimiz dünya ekonomisinin tedarik zincirindeki aksaklıklar, yüksek gümrük vergileri ve bunun sonucunda düşük büyüme oranları gibi sorunlarla boğuştuğunu takip ediyoruz. İnovasyonun ve özellikle dijital ekosistemlerdeki inovasyonun, hem şimdi hem de gelecekte ekonomik büyümeyi sağlamak için ölçüleceğine inanıyorum."

Murat Özyeğin: "Türkiye artık keşfedilmeyi bekleyen bir pazar değil, kanıtlanmış bir destinasyon"

TAİK Başkanı Murat Özyeğin ise, Türkiye'nin güçlü teknoloji ivmesini vurgulayarak, "Türkiye artık keşfedilmeyi bekleyen bir pazar değil. Yerel inovasyon ve ölçekle buluşmak isteyen küresel sermaye için kanıtlanmış bir destinasyonuz" dedi. Son yıllardaki büyük yatırımlara dikkat çeken Özyeğin, zincir efektinin devam edeceğini belirterek, "Insider'ın General Atlantic liderliğinde aldığı 500 milyon dolar, Trendyol Go'ya yapılan 700 milyon dolarlık yatırım, Midas, TOM Bank ve DGPay anlaşmaları… Türkiye girişimcilerinin önünde çok daha parlak günler var" dedi.

Hande Çilingir: "500 milyar dolar büyüklüğe sahip fonlar Türkiye'de"

TAİK Dijital Çalışma Grubu Başkanı & Insider CEO'su Hande Çilingir ise, yatırımcı-fon eşleşmesinin önemine dikkat çekerek, "Bu yıl 500 milyar dolarlık fonu temsil eden yatırımcılar Türkiye'de. Bu sermayenin yatırıma dönüşmesi girişimcilerimizin performansına bağlı. Amacımız şansa değil, stratejiye dayalı ortaklıklar yaratmak ve sürdürülebilir yatırım döngüsü kurmak" dedi.

Emre Kurttepeli: "Türk girişimcileri dünyaya açmak için çalışıyoruz"

Endeavor Türkiye Başkanı Emre Kurttepeli ise, küresel pazarlara açılımın önemini belirterek, "Türk girişimlerinin sadece Türkiye'de büyümelerini değil, ilk günden itibaren global düşünmelerini teşvik ediyoruz. Bu yıl girişimlere gelen 416 milyon dolar yatırımın çok daha fazlasını hedefliyoruz" dedi.

Zirve, açılış konuşmalarının ardından paneller ve ikili iiş görüşmeleri ile devam etti.

Zirve'nin sponsorları ise, Akbank, Türk Hava Yolları, Finberg, Türk Telekom Ventures, Dell, Doğuş Hospitality & Retail, HepsiBurada, İGA, Balcıoğlu Selçuk Eğmiroğlu Ardıyok Keki, Core Finans ve Wask oldu.

TÜRK VE AFRİKALI İŞ İNSANLARI TÜRKİYE-AFRİKA İŞ VE EKONOMİ FORUMUNDA BİR ARAYA GELDİ

T.C. Ticaret Bakanlığı ev sahipliğinde, Afrika Birliği iş birliği ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonuyla bu yıl beşincisi gerçekleştirilen Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu, 50 Afrika ülkesinden olmak üzere 4.000'i aşkın katılımcıyı İstanbul'da buluşturdu. Bu yıl "Türkiye-Afrika İlişkilerini Güçlendirerek Ortak Kazanımları Paylaşmak" ana temasıyla düzenlenen Forum kapsamında iki gün boyunca devletler arası ve iş insanları arasındaki toplantılar dahil olmak üzere 2000'i aşkın ikili iş görüşmeleri olurken, Bakanların katılımlarıyla 9 panel ve 5 ülke sunumu gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Afrika ile ticari münasebetlerimizin geleceğine dair güçlü bir sinerji oluştu"

Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu'nun (TABEF) kapanış programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2005'i ülkemizde 'Afrika Yılı' ilan ederek kıtayla ilişkilerimizde yeni bir sayfa açtık. O günden bu yana tam 20 sene geçti. Bu 20 yılda el ele, omuz omuza, hepsinden öte gönül gönüle vererek ilişkilerimizi hayal dahi edilemeyecek noktalara taşıdık. Türkiye-Afrika ilişkilerinin müşterek çabalarımızla stratejik ortaklık seviyesine ulaşmasından fevkalade memnunuz. 5'inci Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'nun hayırlı olmasını, yeni iş birliklerine zemin oluşturmasını canı gönülden temenni ediyorum. Forumun düzenlenmesinde emeği geçen Ticaret Bakanlığımızı ve tüm kurum ve kuruluşlarımızı ayrı ayrı tebrik ediyorum. İlkini 2016 yılları arasında tertiplediğimiz forumun, zaman içerisinde Afrika'nın dört bir yanından katılımcıların desteğiyle somut projelere dönüşen kararların alındığı bir platform haline geldiğini memnuniyetle görüyorum. Küresel ticarette belirsizlik ve risklerin arttığı bir dönemde, 2 gün süresince gerçekleştirdiğiniz toplantılarda tarım, gıda, tekstil, enerji, madencilik ve sağlık gibi konularda çok kıymetli değerlendirmeler paylaşıldı paylaşılıyor. Afrika'nın farklı ülkelerinden İstanbul'umuza teşrif eden misafirlerimiz, ülkelerindeki yatırım ortamını ve ticari imkanlarını hem diğer katılımcılara hem de Türk iş dünyasına anlatma fırsatı buldu. Neticede, ticari münasebetlerimizin geleceğine dair güçlü bir sinerji oluştu. Burada yeni dostlukların kurulmasını, yeni iş birliklerinin oluşmasını ve yeni ortaklıkların tesis edilmesini önemsiyor, bunların kalıcı olmasını diliyorum. Şunu da özellikle ifade etmek isterim. Hızla büyüyen ekonomisiyle, hızla gelişen yatırım ortamıyla ve 3 kıtanın tam merkezindeki coğrafi konumuyla Türkiye'nin kapısı, dünyanın farklı bölgelerinden gelen her yatırımcıya ve girişimciye ardına kadar açıktır. Devletimizin ilgili tüm kurumları, ilgili bakanlıklarımız ve Cumhurbaşkanlığına bağlı yatırım ajansımız, ülkemize huzurla yatırım yapmak isteyen herkese gereken desteği vermeye hazırdır. Bunu buradaki tüm dostlarımızın çok iyi bilmesini rica ediyoruz." dedi. Bu sene ayrıca Türkiye'nin Afrika Birliği'ndeki gözlemci statüsünün 20'nci yılını idrak ettiğini anımsatan Erdoğan, gelecek yıl Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nin 4'üncüsünü tertipleyeceklerini ve hazırlıklarına başladıkları bu önemli zirvenin kıtanın kalkınmasına ve refahına yönelik gayretlerin yeni bir nişanesi olacağına inandığını belirtti.

Mashatile: "Güney Afrika olarak Türkiye ile iş birliğine büyük önem veriyor, G20 Başkanlığı dönemimizdeki destekleri için teşekkür ediyoruz"

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Aralık ayında G20 başkanlığını devraldığından beri Türkiye'nin bu süreçte göstermiş olduğu desteğe teşekkür eden Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Paul Mashatile, "Birçok zorluğun içinden geçtiğimiz aynı zamanda birçok fırsata sahip olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Güney Afrika, Aralık 2024'ten beri G20'nin dönem başkanlığını devraldı ve bu başkanlığı devralan ilk Afrika ülkesi olarak tarihe geçti. Bu tarihi süreç aynı zamanda tüm Afrika adına önemli bir fırsat. Güney Afrika Cumhuriyeti, G20 dönem başkanlığı sürecince sürdürülebilirlik, eşitlik ve dayanışma temalarına odaklanacak. Güney Afrika olarak Türkiye ile iş birliğine büyük önem veriyoruz. Aynı şekilde Güney Afrika'nın Aralık ayında G20 başkanlığını devraldığından beri Türkiye'nin bu süreçte göstermiş olduğu desteğe çok teşekkür ediyoruz. G20 çerçevesinde Afrika Birliği'nin 6 önceliği mevcut. Daha fazla iş birliğine odaklanmalı, teknoloji, araştırma ve inovasyon gibi konulara özellikle eğilmeliyiz. Bu sene Afrika 4 önceliğe odaklanacaktır; birincisi afetlere karşı müdahale kapasitemizi güçlendirmek, ikincisi düşük gelir grubundaki ülkeler için destek olmak ve bunları güçlendirmek, üçüncüsü enerji dönüşümünü mobilizasyonda hızlandırmak ve güçlendirmek, dördüncüsü ise kritik madenleri ve mineralleri kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için devreye almak. Afrika kıtası, platin, platinum, altın elmas gibi madenlerde dahil olmak üzere dünyadaki madenlerin yüzde otuzuna sahip. Ve bunların yanı sıra, kobalt gibi elmas gibi çeşitli madenlerin, en büyük havzalarına sahip kıtadır. Bu mineraller Afrika'nın rekabetçiliği açısından büyük önem taşımaktadır. Amacımız maden kaynaklarındaki elde edeceğimiz faydayı arttırmak ve bu madencilik çalışmalarını, ekonominin ana akım faaliyetlerinden biri haline getirmek" şeklinde konuştu.

Bolat: "Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacmi yedi kat arttı. Bu yıl 40 milyar dolara ulaşıyoruz. 2028'de 50 milyar dolarlık ticaret hacmini hedefliyoruz"

Afrika'nın 1,5 milyarı aşan nüfusu, 3,5 trilyon doları aşan milli geliri ve çok daha fazla olan ekonomik potansiyelleriyle dünya ekonomisinin geleceğinde anahtar bir rol oynayacak önemli bir kıta olduğunu vurgulayan T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer BOLAT, "Dünya ekonomisinin ve siyasetinin zor günlerden geçtiği, jeopolitik gerilimlerin ve ekonomik sınamaların arttığı, ticaret savaşlarının ve korumacılığın kızıştığı bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla dış ekonomik ilişkilerde çok yoğun çalışmalar içindeyiz.  Afrika ülkelerindeki elçilik sayımız dört kat artışla 44'e yükseldi. 50 Afrika ülkesiyle ticaret ve ekonomik iş birliği anlaşmaları imzaladık. 31 Afrika ülkesiyle yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması, 18 ülke ile çifte vergilendirmenin önlenmesi, 5 Afrika ülkesiyle de serbest ticaret anlaşmaları imzalandı. Bu çerçevede gelinen noktada Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacmi yedi kat arttı. Bu yıl 40 milyar dolara ulaşıyoruz. 2028'de 50 milyar dolarlık ticaret hacmini hedefliyoruz. Türk yatırımcılar, Afrika ülkelerinde hemen her yerde yüzbinlerce Afrikalı vatandaşlara üretim ve istihdam noktasında katkılar sunan yatırımlarını yapmaktadırlar. Afrika 1,5 milyarı aşan nüfusu, 3,5 trilyon doları aşan milli geliri ve çok daha fazla olan ekonomik potansiyelleriyle dünya ekonomisinin geleceğinde anahtar bir rol oynayacak önemli bir kıta" dedi.

Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu'na bu yıl katılımın çok daha yüksek olduğunu belirten Bolat, "26 ülkeden bakanlar, bakan yardımcıları ve 3 bine yakın Afrikalı iş insanları ülkemize davetimize icabet ederek geldiler. Hem hükümetler arası, bakanlıklar arası resmi görüşmeleri gerçekleştirdik. Afrika için çok önemli olan gıda arz güvenliği, sağlık ve ilaç, enerji kaynakları, yenilenebilir enerji, ulaştırma ve lojistik, çevre sorunları, kamu yatırımları ve finansmanı, sanayi, inovasyon ve imalat sektörleri gibi konularda çok önemli paneller icra edildi. Bu vesileyle bazı ülkelerle de ikili anlaşmalar yaptık. Türkiye ve Afrika ülkeler arasındaki ilişkiler artan bir tempoda devam edecektir" diyerek sözlerini tamamladı.

Olpak: "Enerjiden gıdaya, altyapıdan madenciliğe, sanayiden hizmet sektörüne kadar her alanda Afrikalı dostlarımızla daha fazla iş birliği istiyoruz"

Türkiye ile Afrika arasındaki mevcut 37 milyar dolarlık ticaret hacmini önce 50 milyar dolar seviyesine, ardından 75 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini ifade eden DEİK Başkanı Nail OLPAK, "DEİK olarak misyonumuz sadece ticaret değil, geniş iş dünyası ağımızla kalıcı birliktelikler inşa etmek. Afrika ile ikili ticaret ve yatırımlarımız, bizim için önemli. Bir yandan ticaret ve yatırımlarımızı birlikte artırmaya odaklanırken, bir yandan da kıta içi ticareti artırma ve bölgenin kalkınması misyonuna destek oluyor, birlikte çalışıyoruz. 37 milyar dolar seviyesindeki ikili ticaretimizi önce 50, sonra 75 milyar dolara çıkarmak ana hedefimiz. Bunu yapabilmek için öncelikle, lojistik ve ulaştırma altyapısının geliştirilmesi önemli. Finansman ve bankacılık imkanlarını artırmamız bir başka gerçek. Teknoloji, start-up ve inovasyon, günümüz dünyasında ekonomileri dönüştürecek alanlar. Bu alanlardaki iş birliğimizi üst seviyeye çıkarmalıyız. İkiz dönüşüm de, ikili ticaret ve yatırımlarımızın temelinde olmalı. Bölgenin ihtiyaç duyduğu alt yapı ihtiyacının karşılanmasında, küresel bir marka olmuş Türk müteahhitlerimiz, Afrikalı dostlarımızla daha fazla iş birliğine hazırlar. Ülkemiz hizmet ticaretinde de önemli bir yere sahip. 350.000'den fazla uluslararası öğrenci ülkemizde üniversite eğitimi alıyor ve bunun 60.000'i de Afrika'dan geliyor. Sağlık alanında da Afrika'dan gelen misafirlerimizi ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Enerjiden gıdaya, altyapıdan madenciliğe, sanayiden hizmet sektörüne kadar her alanda Afrikalı dostlarımızla daha fazla iş birliği istiyoruz. DEİK olarak, 48'i Afrika'da olmak üzere, tüm dünyaya yayılmış 153 İş Konseyimizle, ticari diplomasimizi yeni ufuklara taşımaya kararlıyız. 2 gün boyunca 2.500'ü Afrika'dan olmak üzere 4.000'i aşkın katılımcıyı ağırladığımız bu yılki programımızda, 50 Afrika ülkesinden iş dünyası temsilcileriyle birlikte olduk. Ülkemizden 13 bakan/bakan yardımcısı Afrika'dan ise 1 cumhurbaşkanı yardımcısı ve 30 bakan teşrif ettiler. Katılım sağlayan tüm Devlet yetkililerine teşekkür ediyorum. 2 gün boyunca hem devletler arası hem de iş insanları arasında 2000'I aşkın görüşme gerçekleştirildi" dedi.

Asfour: "Sanayileşmeden teknoloji transferine kadar pek çok alanda Türk özel sektörünün desteğine ihtiyacımız var"

Afrika ile Türkiye'nin ortaklık yapmasının ülke halklarının refahı için hayati önem taşıdığını ifade eden Afrika İş Konseyi Başkanı Dr. Amany Asfour, "Ortaklığımız yatırım temelli olmalı, teknoloji transferine dayanmalı ve sanayileşmenin artmasını desteklemeli. Türkiye, Afrika kıtasının dönüşümünü hep destekledi. Kazan-kazan merkezli bir kalkınmaya ve yeni sanayi merkezlerine ihtiyacımız var. Afrika'nın hammaddelerinin kıtada üretilmiş nihai ürüne dönüşmesi için Türk özel sektörünün yardımıyla birlikte Afrika Kıtası Serbest Ticaret Anlaşması dahilinde yatırımların artmasını temenni ediyoruz. Burası 1,4 milyar nüfusa sahip çok büyük bir Pazar. Biz Türkiye ile refahımızı artırabilecek güçlü bir ortaklık arıyoruz ki halklarımızı yoksulluktan kurtarmak, eğitimli kılmak ve sağlıklı yaşamalarını istiyoruz" diye konuştu.

Belobe: "Türkiye, Afrika kıtasının büyüme ve dönüşüm yolculuğundaki güven duyduğumuz ortağımız"

Forumun kapanışında söz alan Afrika Birliği Komisyonu Ekonomik Kalkınma, Ticaret, Turizm, Sanayi ve Madencilik Komiseri Francisca Tatchouop Belobe ise Afrika'nın çok hızlı bir değişimden geçen dünyanın en genç kıtası olduğuna dikkat çekerek, "Afrika kıtası, 2050 yılından dünya nüfusunun yüzde 40'ına ulaşacak ve yaş ortalaması ise 19,5 seviyesinde. Bu dinamikler ışığında Afrika Birliği Komisyonu olarak sürdürülebilir kalkınma bağlamında Gündem 2063 ile kıtanın müreffeh bir bölge olması için çalışıyoruz. AFTCA ise serbest ticaret bölgesi olarak gelecekte dünyanın en büyük ticaret bölgesi olacak ve 2035 yılında 6,7 triltyon dolarlık bir pazar sunacak. Türkiye'ye TABEF için minnettarız. Bu forum bizim uzun zamandır inandığımız pek çok beklentiyi bir kez daha teyit etti. Çünkü Türkiye ve Afrika sadece ticaretle değil, eşit bir global düzeni inşa etmekte biz ortağız. Kıtadaki ticaret yaklaşık yüzde 7,3 artışla 1,4 trilyon dolara ulaştı. 2024 yılında yüzde 75'lik rekor bir artışla 97 milyar dolarlık yatırım çekti. Bölgesel değer zincirine katkı sunan bir perspektifle bakan Türkiye, vizyonunu paylaşırken bizi dinliyor ve ardından ortak yolculuğumuzu sürdürecek adımlar atıyor. Türkiye bizim büyüme ve dönüşüm yolculuğundaki güven duyduğumuz ortağımız" şeklinde konuştu.

9 ayrı panelde Türkiye ve Afrika arasındaki ekonomik ilişkiler ile ticaretin geleceği mercek altına alındı

Forumun ilk gününde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan'ın ve T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Mahinur Özdemir Göktaş'ın katılımıyla gerçekleşen "Türkiye-Afrika Kadın Liderlik ve Girişimcilik Diyaloğu" panelinin yanı sıra 5 ayrı başlıkta paneller ve Mısır, Nijerya ve Mozambik ülke sunumları düzenlendi. T.C. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu "İlaçlar ve Medikal Malzemeler" paneline, T.C. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise "Gıda Güvencesi ve Sürdürülebilir Gıda Üretimi" panelinde Türk ve Afrika ülkelerinden gelen iş insanlarıyla buluştu. "Rekabetçi ve İş Birlikçi Tekstil Değer Zincirleri", "Afrika'nın Altyapı İhtiyaçlarının Finansmanı: Afrika'nın Altyapı Gelişimi için Bir Model Olarak Türkiye'nin Yap-İşlet-Devret Deneyimi" ve "Türkiye-Afrika Lojistik Merkezi" panellerinde ise iki ülke iş dünyasının önde gelen isimleri bir araya geldi.

Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu'nun ikinci gününde ise 3 ayrı başlıkta paneller ve Güney Afrika Cumhuriyeti ülke sunumu düzenlendi. Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Paul Mashatile "Güney Afrika Ülke Sunumu"nda, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise, "Enerji ve Madencilik" panelinde, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise, "Türkiye-Afrika Uluslararası Sivil Havacılık İş Birliği" paneli ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ise "Teknoloji, Dijital Ticaret ve Üretim" panelinde iş insanları ile bir araya geldi.

Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu'nun sponsorları ise, Aksa, Miller Holding, AGL, iGA İstanbul Airport, Albayrak, Kolin Holding, Nurol Makina, Tusaş, Çalık Enerji, Summa, İpek Yolu Fuarcılık, Beauty İstanbul, AA ve TRT oldu.

TÜRK VE JAPON İŞ DÜNYASINDAN İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISI

Türk ve Japon iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin katıldığı ve DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi ve Keidanren tarafından düzenlenen 28. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı'nda ikili ticari ve ekonomik ilişkilerin geleceği mercek altına alınarak, ortak yatırım projeleri ve denizaşırı ülkelerdeki iş birliği fırsatları çağrısında bulunuldu.

DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi ve Keidanren tarafından düzenlenen 28. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı, T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürü Hüsnü Dilemre, Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Uluslararası Ticaret Politikası Genel Müdür Yardımcısı Takako Tujisaka, DEİK Başkanı Nail Olpak, Japonya-Türkiye Ekonomi Komitesi Eşbaşkanı & Mitsubishi Electric Corporation Başkanı ve CEO'su Kei Uruma ve DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Ahmet Çalık'ın katılımlarıyla 8 Ekim 2025 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirildi.

Bu yıl 28'incisi gerçekleştirilen Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı'na, Türk ve Japon iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin yanı sıra aralarında üst düzey bürokratların da yer aldığı 200'e yakın konuk katıldı.

Dilemre: "Japonya'nın Türkiye'deki doğrudan yatırım stoku 3,1 milyar dolara ulaştı"

T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürü Hüsnü Dilemre, yatırımların ikili ilişkilerin en güçlü halkalarından birisi olduğuna dikkati çekerek, geçen yıl itibarıyla Japonya'nın Türkiye'deki doğrudan yatırım stokunun 3,1 milyar dolara ulaştığını ve 275 Japon şirketinin Türkiye'de faaliyet göstermekte olduğunu söyledi. Türkiye'nin jeostratejik konumunun AB Gümrük Birliği'ne entegrasyonu, 24 Serbest Ticaret Anlaşması, genç ve nitelikli iş gücü, ülkeyi Avrupa ve çevre bölgelere yönelik üretim, ihracat ve dağıtım üssü haline getirdiğini belirten Dilemre, "Ayrıca, üçüncü ülkelerde müteahhitlik iş birliği potansiyelini de özel olarak vurgulamak isterim. Yeni Dubai Metrosu, Yeni Doha Havalimanı ve Marmaray gibi prestijli projelerde elde edilen başarılar, iş birliğimizin somut göstergeleridir. Afrika'dan Orta Asya'ya uzanan geniş bir coğrafyada bu iş birliği modeli ile gerçekleştirilmiş projelerin, önümüzdeki dönemde Suriye ve Ukrayna'nın yeniden imarı kapsamında da zenginleştirilmesi mümkündür. T.C. Ticaret Bakanlığı olarak, Türkiye ile Japonya arasındaki ticaret, yatırım ve ekonomik ilişkileri, mevcut dostluk zeminine yakışır, karşılıklı potansiyeli tam anlamıyla yansıtan ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmakta kararlıyız. Bu hedefe ulaşma yolunda, iş dünyasının öncü rolüne büyük önem atfediyoruz" dedi.

Türkiye-Japonya ticaret hacminin 2024 yılında 5,4 milyar dolar seviyesine ulaştığını aktaran Dilemre, "Ancak, ticaretimizde Japonya lehine yaklaşık 7 katlık bir dengesizlik bulunduğunu da not etmek durumundayız. Türkiye olarak önceliğimiz, bu dengesizliği azaltarak ticaretimizin karşılıklı faydaya dayalı, daha dengeli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmasıdır. Müzakereleri uzun süredir devam eden Türkiye-Japonya Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın bu dengesizliği azaltmak adına büyük önem taşıdığını değerlendiriyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Tujisaka: "Türkiye'yi güvenilir bir ortak olarak görüyoruz"

Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Uluslararası Ticaret Politikası Genel Müdür Yardımcısı Takako Tujisaka ise, Türkiye'nin stratejik konumuna ve nitelikli iş gücüne dikkati çekerek, ülkenin uzun vadeli kalkınma hedefleri doğrultusunda yabancı yatırımı artırma çabalarına destek vermeyi hedeflediklerini belirtti.

İki ülke arasında yatırımın geliştirilmesi için çalıştıklarını ifade eden Takako, "Ekonmomik Ortaklık Anlaşması (EPA) çerçevesinde gümrüklerin kaldırılması ve iş ortamının iyileştirilmesiyle iki ülke arasındaki yatırımları artırmak, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya yönelik üretim üssü olmasını desteklemek istiyoruz" şeklinde konuştu. Takako, toplantı kapsamında karşılıklı fikir alışverişleri yapıldığını, buradan çıkan önerilerin iki ülkenin çalışmalarına katkı sağlayarak gelecek 100 yılın iş birliği çerçevesini şekillendireceğini ifade ederek, "Dünyanın belirsizlik döneminden geçtiğini görüyoruz. Bu nedenle Japonya olarak ticaret ve yatırım ortamlarını güçlendirirken, Türkiye'yi güvenilir bir ortak olarak görüyoruz. İki ülke arasında kazan-kazan esasına dayalı ilişkiler kurmak ve EPA'nın en kısa sürede sonuçlanması için çalışacağız. Avrupa, Orta Asya ve Afrika gibi çevre ülkelere yönelik uygulamaların da genişlemesini destekleyeceğiz" dedi.

Olpak: "Japonya ile ticaret hacmimizde tabloyu daha dengeli hale getirecek ve ticaretimizi artıracak stratejilere ihtiyacımız var"

Türkiye ve Japonya arasındaki ticaretin geçen yıl 5,4 milyar dolar seviyesinde bulunduğunu ve bu rakam ile birlikte iki ülke arasındaki ticaret dengesinin hedeflere uygun olmadığını ifade eden DEİK Başkanı Nail Olpak, "Ancak, Türkiye ile Japonya arasındaki ikili ticaret hacmindeki mevcut tablonun iyileştirilebileceğini düşünüyoruz. Hem iş dünyası hem de ekonomi yönetimimizin yetkilileriyle tabloyu dengeli hale getirecek ve artıracak stratejilere ihtiyacımız var. Türkiye ile Japonya arasında görüşmeleri sürdürülen Ekonomik Ortaklık Anlaşmasının (EPA) karşılıklı fayda prensibiyle şekillendirilmesi oldukça önemli. Bu bağlamda göreve gelecek yeni Japon hükümetinin de bu süreçte pozitif rol almasını bekliyoruz" dedi.

Ortak yatırım projelerine ve üçüncü ülkelerdeki iş birliği fırsatlarına da dikkati çeken Olpak, "Enerji başta olmak üzere daha fazla projede beraber olmak arzumuz. Sadece kendi ülkelerimizde değil üçüncü ülkelerde daha fazla iş birliği ve bunun için de ortak finansman ve fırsatların geliştirilmesi gerekiyor. Türkiye ve Japonya'nın arasında şu an az sayıda da olsa üçüncü ülkelerde güzel iş birlikleri bulunuyor. Ancak mevcut fırsatlara baktığımızda daha fazla iş birliği yapmamız gerektiği kanaatindeyim. Burada Afrika'nın öne çıktığını söylemek isterim. Devamında Ukrayna ve Suriye'yi çok konuşuyoruz. Şartlar oluştuğu ölçüde elbette oralar da olacaktır" şeklinde konuştu. Türkiye'nin Avrupa, Afrika ve Ortadoğu'ya ulaşma konusunda önemli bir fırsat noktası olduğunu ve Japonların bunun öneminin farkında olduğunu dile getiren Olpak, Japonya iş dünyasının da bu fırsatlardan faydalanmaları için desteğe hazır olduklarını ifade etti.

Uruma: "Türkiye, Japonya açısından önemli bir iş merkezi konumunda"

Japonya-Türkiye Ekonomik Komitesi Eşbaşkanı ve Mitsubishi Electric Corporation Başkanı Kei Uruma, Türkiye'nin, Avrupa ve Afrika'nın kesişim noktasında yer aldığını ve Japonya açısından önemli bir iş merkezi konumunda bulunduğunu belirterek, ülkenin son dönemde yatırım destinasyonları arasında öne çıkmaya başladığını dile getirdi. Japonya ve Türkiye arasındaki EPA'nın tamamlanmasının önemine dikkati çeken Uruma, Türkiye'nin yatırım açısından cazibesini koruması için iki ülke arasındaki EPA'nın veya sosyal güvenlik iş birliği gibi çerçevelerin oluşturulması, ticaretin serbestleşmesi ve iş ortamının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Keidanren'in Mart ayında Ekonomik Ortaklık Anlaşmasının sonuçlandırılması konusunu ele aldıklarını belirten Uruma, "Ekonomik Ortaklık Anlaşması hayata geçerse, Japon şirketlerinin Türkiye'ye yatırımları ve Türkiye'den üçüncü ülkelere yönelik yatırımların da gelişmesi kolaylaşacaktır. Bundan sonraki süreçte yatırım ortamını, üçüncü ülkelerdeki iş birliklerini ve kazan-kazan ilişkilerini konuşacağız. Bu potansiyellerin EPA tabanında daha da gelişeceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Çalık: "Üçüncü ülkelerde ortaklığımızı güçlendirecek adımları birlikte atabiliriz"

DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Ahmet Çalık ise, "Türkiye ve Japonya iş dünyalarının ticari diplomasi alanında faaliyet gösteren temsilcileri olarak, uzun yıllara dayanan dostluk ve iş birliğimizin yeni bir adımını birlikte atmaktan büyük memnuniyet duyuyorum" dedi. Türk ve Japon iş dünyası arasında karşılıklı farkındalık oluşturularak, ortak projelerle iş birliğinin ilerletildiğini belirten Çalık sözlerini şöyle sürdürdü: "Yeni ortaklıklar kurmak, var olan ticari ilişkilerimizi çeşitlendirmek, teknolojiden enerjiye, finanstan altyapıya uzanan alanlarda iş birliğini büyütmek için önümüzde çok değerli fırsatlar bulunuyor. Türkiye ve Japonya arasında ikili ticari ve yatırım ilişkilerinin geliştirilmesi ve dengeli hale getirilmesi önemli. Gerek Türkiye'de gerekse Orta Asya, Avrupa ve Afrika gibi coğrafyalarda ortaklığımızı güçlendirecek adımları birlikte atabiliriz. İş birliklerimizi enerjiden üretime, sağlıktan yapay zekaya ve start-up şirketlerine, kritik minerallerden üçüncü ülkelerdeki ortaklıklara kadar pek çok alanda geliştirme gayretlerimiz kararlılıkla sürecektir. All Nippon Airways (ANA) uçuşlarının Şubat ayında başlaması coğrafi mesafe göz önüne alındığında önemli bir gelişmedir. Daha fazla Türk ve Japon turistin ülkelerimizi ziyaret etmesi başta olmak üzere, karşılıklı taşımacılığın artmasına ve iş heyetlerinin daha fazla ziyaretlerine büyük katkı sağlayacaktır." şeklinde konuştu.

Toplantının açılış konuşmalarının ardından iki ülke iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla "Türkiye-Japonya Ticaret ve Yatırım Ortamı", "Üçüncü Ülkelerde İş Birliği ve Ortak Finansman Fırsatları" ve "Karşılıklı Kazanımlar için Türk – Japon İş Birliği – Kentsel Altyapı, Teknoloji, Ar-Ge, Üretim ve Yatırım Alanlarında Sektörel Fırsatlar" panelleri gerçekleştirildi. Panellerin ardından ise DEİK ile Keidanren arasında Ortak Bildiri imzalandı.

28. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısının sponsorları Çalık Holding, Sarten, Arıkan, Makyol, Toyoink ve Toyotetsu oldu. 

TAİK’İN DÜZENLEDİĞİ 17. TÜRKİYE YATIRIM KONFERANSI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN TEŞRİFLERİYLE NEW YORK’TA GERÇEKLEŞTİ

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu -DEİK/Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından 22-24 Eylül 2025 tarihleri arasında düzenlenen 17. Türkiye Yatırım Konferansı'nın ilk günü Yuvarlak Masa Toplantısı ve akşam resepsiyonu ile New York'ta başladı.

17. Türkiye Yatırım Konferansı (TRICON) kapsamında ilk program, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle, T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, T.C. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, T.C. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, T.C. Vaşington Büyükelçisi Sedat Önal, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, T.C. Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Arda Ermut, DEİK Başkanı Nail Olpak, TAİK Başkanı Murat Özyeğin ve iki ülkenin üst düzey firma temsilcilerinin katılımlarıyla 22 Eylül 2025 tarihinde New York'taki Türkevi'nde gerçekleştirildi.

Toplantı kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan Mastercard, JP Morgan, Uber, Ford, Boeing, Amazon, Lockheed Martin, Citi Group, GE Aerospace, Carrier, IBM, Netflix, P&G olmak üzere 25 Amerikan şirketinin karar vericileri ile Fiba Holding, Hepsiburada, Kibar Holding, Koç Holding, Limak, Sahibinden, TEB, THY, Türk Telekom ile Yuvarlak Masa Toplantısında bir araya geldi. Toplantıda, Türkiye'nin yatırım fırsatları, stratejik sektörlerde iş birliği imkanları ele alndı. TRICON'un ilk gününde Türk ve ABD'li iş dünyası ve kamu temsilcilerinin bir araya geldiği New York Halk Kütüphanesi'ndeki akşam resepsiyonuyla sona erdi.

Erdoğan: "Özel sektörümüzün desteği ve yeni yatırım hamleleriyle 100 milyar dolar hedefimize ulaşacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile ticaret hacminin her yıl büyüdüğünü belirterek, "Geçtiğimiz yıl 35 milyar doları aştık. Amerika en fazla ihracat yaptığımız ülkeler arasında ikinci, en fazla ithalat yaptığımız ülkeler arasında ise beşinci sırada yer aldı. Değerli dostum Başkan Trump ile 2019 yılında belirlediğimiz 100 milyar dolarlık ticaret hacmi müşterek hedefimiz olmayı sürdürüyor. Bu doğrultuda Amerika ile ihracata yönelik destekleri artırdık. Sektör ziyaretleri ve ticaret heyetleri gibi programlar da hız kazandı. Özel sektörümüzün desteği ve yeni yatırım hamleleriyle 100 milyar dolar hedefimize ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Tabii bu tabloda Amerika'nın ticaret ve ekonomi politikalarının Türkiye'ye doğrudan ya da dolaylı yansımalarına şahit oluyoruz" dedi.

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ise, "Bölgesinde önemli bir ticari aktör olan Türkiye, Asya ve Avrupa ticaret rotası üzerindeki güçlü konumu, yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerinde sunduğu fırsatlar, istikrarlı ve rekabetçi yapısıyla yatırımcılara önemli fırsatlar sunmaktadır. Türkiye olarak ülkemizin en büyük ikinci ihracat pazarı ve beşinci ithalat kaynağı olan ABD ile ikili ticaretimizi artırma, mevcut sorunları çözerek yeni iş birliği alanlarını ortaya çıkarma ve yatırım alanlarını çeşitlendirme noktasında birlikte çalışmayı arzu ediyor ve ticaret hacmimizi 100 milyar dolar seviyelerine taşımayı hedefliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın başkanlığında bugün düzenlenen Yatırım Konferansı'nın ikili ilişkilerimizin ve iş birliğimizin güçlenerek sürmesine önemli katkılar yapacağı inancındayız" dedi.

Olpak: "ABD'li firmaların  mevcut işlerini büyütme yönünde olduklarını gördük"

Toplantıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan DEİK Başkanı Nail Olpak; "DEİK olarak, bu yıl Yatırım Konferansımızın 17'incisini düzenlemenin gururunu yaşıyoruz. Yatırım Konferansımızı ikinci kez Türk Evi'nde Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle gerçekleştirdik. ABD tarafında, Ankara Büyükelçisi Sayın Barrack'ın da aralarında olduğu 25 kişi, Türk tarafında da Bakanlarımız ile Türk iş dünyasından temsilciler katıldı. Kısıtlı bir katılımın söz konusu olduğu bir toplantının en önemli özelliği odaklı ve interaktif bir toplantı olmasıydı. Sayın Cumhurbaşkanımız, 1,5 saati aşan bir süre bizimle birlikte oldu. Hükümetimizin Orta Vadeli Programından, yapılmakta olan diğer reformlara, ikiz dönüşümden farklı alanlardaki çalışmalara kadar, Sayın Cumhurbaşkanımız değerlendirmelerde bulundular. Toplantının asıl odak noktası, Amerikalı katılımcıları dinlemek onların talep, öneri ya da sorunları varsa onlarla ilgili değerlendirmede bulunmaktı. Bunu hakkıyla gerçekleştirdik. Amerikalı firmaların farklı talepler vardı. Genel itibarıyla altını çok net çizerek söylediler. Türkiye ekonomisinin kurallar çerçevesi içinde gitmesini desteklediklerini, bunun sadece Türkiye'nin bölgedeki bilinen öneminin dışında da kendileri açısından da önemli olduğunu belirtiler. Türkiye'nin geleceğine olan inançlarını da net ifade ettiler. Pozitif yaklaşımlarla geçen toplantıda katılan firmaların mevcut işlerini büyütme yönünde olduklarını gördük. Bu çok anlamlıydı" ifadelerini kullandı.

DEİK/Türkiye–ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Murat Özyeğin ise, "Toplantımıza, ülkemize doğrudan yatırım yapmış ve yapma potansiyeli taşıyan çok sayıda Amerikalı misafirimiz katıldı. Türkiye'nin Orta Vadeli Program hedefleri doğrultusunda yeniden dezenflasyonist sürece girmesiyle beraber, doğrudan yatırımların ivmelenmesi açısından son derece elverişli ve öngörülebilir bir zemin oluşmaktadır. Bu olumlu ekonomik iklim sayesinde, bu yılki oturumumuzun önceki yıllara kıyasla daha da stratejik bir önem taşıdığına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Günün son programında, Türk ve Amerikan iş dünyasının önde gelen yaklaşık 400 temsilcisi ile T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, T.C. Vaşington Büyükelçisi Sedat Önal, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, DEİK Başkanı Nail Olpak, TAİK Başkanı Murat Özyeğin, ABD-Türkiye İş Konseyi Başkanı Hamdi Ulukaya New York Halk Kütüphanesi'nde düzenlenen akşam resepsiyonunda bir araya geldi. İki ülke iş dünyası liderlerinin güçlü bir network ortamında bir araya gelerek gelecekteki projeleri şekillendirmesi açısından büyük bir önem taşıyan Resepsiyonda, iş dünyası temsilcileri yatırım ve iş birliği fırsatlarını karşılıklı olarak değerlendirme fırsatı buldu.

17. Türkiye Yatırım Konferansının sponsorları ise, Borusan, Fiba Holding, Hepsiburada, JP Morgan, Kibar Holding, Koç Holding, Limak, Mastercard, Sahibinden.com, TEB, Türk Hava Yolları, Türk Telekom oldu.

 

DEİK, DTİK TÜRKİYE BULUŞMASINI İLK DEFA İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİRDİ

Dünyanın Dört Bir Yanından Türk Diasporası İstanbul'da Bir Araya Geldi

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu - DEİK çatısı altında faaliyet gösteren Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) tarafından düzenlenen "DTİK Türkiye Buluşması", DEİK-DTİK Başkanı Nail Olpak'ın ev sahipliğinde, DTİK Yürütme Kurulu Üyeleri ve DTİK temsilcilerinin katılımıyla 14 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirildi. Buluşmada, diaspora ilişkilerini güçlendirmeye yönelik stratejiler ve Türk diasporasının küresel ölçekteki etkisi ele alındı.

Dünyanın dört bir yanından iş insanlarının katıldığı DTİK Türkiye Buluşması, 90 ülkeden 100'e yakın Türk diaspora temsilcisini İstanbul'da bir araya getirdi. Türkiye'de ilk defa düzenlenen buluşma, diaspora temsilcileri arasındaki iş birliğini artırmayı ve ortak stratejiler geliştirmeyi hedefleyen önemli bir platform olarak büyük ilgi gördü.

Eylül ve Ekim Aylarında 17.Türkiye Yatırım Konferansı, 5. TABEF ve 40. Amerikan-Türk Konferansı etkinlikleri düzenlenecek

DTİK Türkiye Buluşması'nın açılış konuşmasını gerçekleştiren DEİK-DTİK Başkanı Nail Olpak, DEİK'in yoğun bir gündemi olduğunu hatırlatarak, "Önümüzdeki dönemde de rutinlerin dışında 22-24 Eylül tarihlerinde Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle New York'ta 17. Türkiye Yatırım Konferansı, 16-17 Ekim'de İstanbul'da Ticaret Bakanlığımızın ev sahipliğinde 5'incisini düzenleyeceğimiz Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu (TABEF) ve 22-23 Ekim'de de Washington'da 40. Amerikan-Türk Konferansı gibi büyük etkinliklerle çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Sizleri de mutlaka bekliyoruz" dedi.

Olpak: "Diasporamızı bir beyin göçü olarak değil, bir beyin gücü olarak görüyorum"

"İşimiz, gücümüzü dünyaya taşımak" parolasıyla dünyanın dört bir yanında gönüllü olarak "Ticari Diplomasi" çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayan Olpak şöyle devam etti: "DEİK, çalışmalarını 40 yıldır gönüllü üyelik esasıyla ve kamu kaynağı kullanmadan sürdürüyor. İş Konseylerimiz, Bolivya'nın eklenmesiyle 153'ye ulaştı. Bunlardan birisi de başkanlığını yaptığım ve diaspora faaliyetlerimizden sorumlu DTİK. Ben DTİK'i dünyanın her yerine yayılmış, sayıca çok ve her şarta uyum sağlayacak kadar da güçlü olan karahindiba bitkisine benzetiyorum. DTİK ve diasporamız, oldukları yer ve şartlara uyumlu olarak, yenilenmeye açık yapılarıyla çalışarak, yaşadığı topluma güç ve anlam katıyor. Bu nedenle ben diasporamızı bir beyin göçü olarak değil, bir beyin gücü olarak görüyorum. Yurt dışında yaşayan Türk toplumunu ise, "Göçten Güce Dönüşen Türk Diasporası" olarak tanımlıyorum. Ülkemiz dışında elde ettikleri başarılarla bizlere gurur yaşatan tüm vatandaşlarımızı gönülden tebrik ediyor, her zaman yanlarında olduğumu ve desteklediğimi özellikle vurgulamak istiyorum."

Olpak: "DTİK ile diasporamız arasındaki network ağını daha da güçlendirmek için mesafe tanımaksızın gönüllü bir mesai yapıyoruz"

DTİK'in, yurt dışındaki Türk kökenli STK'ları ve diaspora temsilcilerinin, daha çok ilişki içinde olmasını, daha çok ticaret ve yatırım yapmasını, her birinin daha güçlü olmasını amaçlayan bir platform olduğunu dile getiren Olpak, "Diasporaların, hem ev sahibi devlette hem de anavatanda yaptıkları yatırımlar, teknoloji aktarımları ve ticari girişimler, sadece ulusal ekonomileri değil, uluslararası ekonomiyi de etkiliyor. Bugün aramızda, iş dünyasından eğitime, sanattan spor ve siyasete kadar birçok alanda, Türk diasporasının başarılı üyelerini görüyoruz. Elde ettikleri bu güçle diaspora temsilcilerimiz, Anavatan Türkiye ile yaşadıkları ülkeler arasında köprüler kuruyor. Biz de DEİK olarak, ülke İş Konseylerimizin Ticari Diplomasi faaliyetleriyle ticaret, yatırım ve dostluk köprüleri kurmaya devam ederken, Dünya Türk İş Konseyimiz ile de diasporamız arasındaki network ağını daha da güçlendirmek için mesafe tanımaksızın gönüllü bir mesai yapıyoruz. Türk diasporasının, göçmen olmanın ötesine geçerek; ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan da güçlü bir konuma gelmesinden büyük mutluluk duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

Olpak: "Dünyada Türk diasporasının gücünü ve etkinliğini artırmaya devam ediyoruz"

Dünya Türk İş Konseyi olarak 90 ülke ve 215 şehirdeki temsilcileri, 131 ülkedeki üyeleriyle tüm dünyada diasporamızın gücünü ve etkinliğini artırmaya devam ettiklerini söyleyen Olpak, "DTİK olarak 2 önemli hedefimiz var. Birincisi, yurt dışında yaşayan Türk toplumunun ekonomik, siyasi ve sosyal gücünü daha da artırmak ve elbette ana vatanımıza katkıda bulunmalarına destek olmak. İkincisi ise, diaspora temsilcilerimiz katkısıyla ülkemizin imajını daha üst seviyelere taşımak. Diasporamızın yoğun olduğu, nüfuz ve konumları itibarıyla güçlü bulundukları yerlerden başlayarak, ülkemiz adına lobi faaliyeti yapmalarına ve stratejik iletişim faaliyetlerine destek olmak" şeklinde konuştu.

Olpak: "DTİK temsilcilerimiz ve üyelerimiz, DEİK İş Konseylerimizle daha yakın ilişki içinde olmalılar"

DTİK ülke temsilciliklerinin, tıpkı DEİK'teki İş Konseyleri gibi kendi bütçelerine sahip olması ve özgün kararlar alabilmesi artık kaçınılmaz olduğunu belirten Olpak, "Sizler bulunduğunuz ülkeleri bizlerden çok daha yakından tanıyor ve dinamiklerini derinlemesine biliyorsunuz. Önümüzdeki dönemde oluşturacağımız yol haritasında, sizlerin daha fazla inisiyatif alarak kurumsal yapımızı güçlendireceğinize inanıyorum. Amacımız finansal açıdan bağımsız, kararlarında özgün ve özgür bir DTİK yapısının önünü açmak, böylece daha sağlam ve sürdürülebilir bir kurumsal zemini birlikte inşa etmek. Türk diasporasının birleştirici gücünü temsil eden DTİK bölge, ülke ve şehir temsilcileri yaşadıkları ülkenin kültürüne hakim, ekonomik etki sahibi, yerel ve bölgesel karar vericilere yakın ve Türk diasporası içinde yönlendirme yeteneğine sahip kişiler. Tüm bu yetkinliklerin yanı sıra temsilcilerimizden beklentimiz, hem yaşadıkları ülkenin hem de Türkiye'nin çıkarlarına dikkat ederek, gelişmiş ticari, sosyal veya politik ağlar ile Türkiye'nin uluslararası imajını daha fazla güçlendirmek. DTİK temsilcilerimiz ve üyelerimiz, DEİK İş Konseylerimizle daha yakın ilişki içinde olmalılar" dedi.

"DEİK, DTİK ve İş Konseyleri" ve "Diaspora: Kimlik, Aidiyet ve Ekonomik Etkileşim" başlıklı iki sunumun gerçekleştirildiği buluşmada, ayrıca "İlham Veren Temsilciler" ve "Türk Diasporasının Stratejik Konumu" paneli düzenlendi.

 

DEİK 40. YILINDA TİCARİ DİPLOMASİNİN USTALARINI ÖDÜLLENDİRDİ

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), 38. Olağan Mali Genel Kurulu, 40. Yıl Gala Yemeği ve 4. Ustalara Saygı Ödül Töreni'ni, T.C.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, T.C. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile diplomatik misyon temsilcileri ve Türk iş dünyasının katılımlarıyla DEİK Başkanı Nail Olpak'ın ev sahipliğinde 8 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirdi.

Bu yıl 40'ıncı yaşını kutlayan DEİK'in, küresel ticari diplomasi yolculuğuna katkı sunan üyelerine vefasını simgeleyen 4. Ustalara Saygı Ödül Töreni'nde, DEİK ailesine ve Türk özel sektörüne değer katan duayen iş insanları Emre Aykar, merhum İbrahim Çağlar, merhum Nejat Eczacıbaşı ve Halim Mete ödüle layık görüldü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "DEİK, Türk iş dünyasının uluslararası alandaki lokomotif kuruluşu"

DEİK çatısı altında emek vermiş, Türkiye'nin ekonomik şahlanışına katkıda bulunmuş ve Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran iş insanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnsan eseriyle yaşarmış. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın ülkemize bir armağanı ve yadigarı olan DEİK, Türk iş dünyasının uluslararası alandaki lokomotif kuruluşu olarak bu yıl 40. yaşını kutluyor. 40 sene önce dikilen bu fidanın, bugün 153 İş Konseyi ve 5 bine yakın üye sayısıyla kolları dünyanın dört bir yanına uzana bir çınara dönüştüğünü görüyoruz. DEİK'in 40 yaşın birikimi, tecrübesi ve olgunluğuyla yoluna çok daha güçlü devam edeceğini inanıyorum. DEİK ailesine başarılarla dolu daha nice 40 yıllar diliyorum. Bugün DEİK'in 40 yaşını gururla kutlarken, 4. Ustalara Saygı Ödül Törenimizi de gerçekleştiriyoruz, 40 kere maşallah. Takdim ettiğimiz ödüllerin iş dünyamızın heyecanını tazelemesini, rekabet gücünü artırmasını temenni ediyorum. Başarılarıyla ilham veren, yeni yollar açan, değer üreten ve küresel vizyonu milli değerlerle harmanlayan ustalarımızı canı gönülden tebrik ediyorum" dedi.

Milli gelirin 1 trilyon doları aştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "DEİK'in potansiyelini çok iyi bildiğim için bunları ifade ediyorum. Geçtiğimiz günlerde ekonomimize dair önemli veriler açıklandı. Dış ticarette rekora imza attık. Milli gelirimiz ilk kez 1 trilyon doları aşmış 1 trilyon 371 milyar dolara ulaştı. Geçtiğimiz günlerde ekonomimize dair çok önemli veriler açıklandı. Özellikle dış ticarette yine rekorlara imza attık. 28 Mart'ta 2 milyar 64 milyon dolar ile günlük mal ihracat rekoru kırmıştık. 2025 Temmuz ayında ise 25 milyar dolar ile cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık mal ihracatını gerçekleştirdik. Dış ticaret açığı son 9 ayın en düşük seviyesine indi. 2002'de yılda 36 milyar dolar ihracat yapan Türkiye'yi böyle aldık. Sadece bir ayda 25 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline getirdik. Ocak-temmuz ihracatına bakıldığında da yüzde 5,2 artışla 7 ayda 156,4 milyar dolara ulaştık. Bize ilettiğiniz her konu ile bire bir ilgilendik. Elimizi taşın altına koyduk ve hamdolsun sizlerle Türkiye'nin üretim gücüne güç kattık. Dünyanın neresinde olursa olsun iş adamlarımıza, yatırımcılarımıza arkalarında Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğunu çok yakından hissettirdik. Süren çatışmaların getirdiği tedirginliklerin farkındayız. Jeopolitik riskleri de çok net okuyoruz. İş dünyamız fırtınalı denizde yol almaya çalışıyor. İhracatçılarımız başta olmak üzere şirketlerimiz yeni pazarlar kurarak bu sancılı süreci yönetiyor. Potansiyel fırsatları dikkate alarak küresel sistemde ülkemizi en iyi noktada konumlandırmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

Bolat: "DEİK 40 yıl içinde Türkiye'nin ticaret diplomasisindeki markası oldu"

T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ise, DEİK'in Türk özel sektörünün dışa dönük yüzü, vitrini ve temsilcisi olduğunu ifade ederek "40 yıl içerisinde DEİK, kurucusu olan Türk iş dünyasının tüm çatı kuruluşları ile birlikte, Türk özel sektörünün dışa dönük yüzü, vitrini ve temsilcisi haline geldi. Dış politikada ve uluslararası diplomasi sahnesinde güçlenen, böylece bölgesel güç, küresel aktör ve dünya barışının tesisinde oyun kurucu haline gelen Türkiye'nin ticaret diplomasisindeki markası da DEİK oldu. Dünya sahnesinde, "tüm ülkeler nezdinde saygın, güvenilir ve itibarlı bir ortak olan", "küresel barışa ve refaha öncülük eden", "tüm uluslararası platformlarda mazlum coğrafyaların sesi olan" ülkemizin gücü, iş dünyamıza da dinamizm vermiş, böylece DEİK de 153 iş konseyi ile ülkemizin kıtaları aşan gücüne güç katmıştır. Türkiye, son 10 yılda dünyada en hızlı büyüyen ekonomiler arasında. Bu büyüme performansının tam merkezinde, ülkemizin dış ekonomik ilişkiler ve ihracat başarısı yer alıyor. 2002 yılında 36 milyar dolar olan mal ihracatımız, 2024 yılında yaklaşık 7,5 kat artışla 262 milyara ulaştı. Temmuz 2025 itibarıyla son 12 aylık mal ihracatımız, Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesi olan 269,4 milyar dolara çıkarak tarihi bir rekora imza attı. Bu tablo, Türkiye'nin sadece bölgesinde değil, küresel ticarette de güçlü, istikrarlı ve yükselen bir aktör olduğunu ispatlıyor. 2025 yılında da dünyanın en uzak köşelerine iş insanlarımız ile beraber ulaşmaya devam edeceğiz. DEİK ile iş birliği halinde Eylül ayında New York'ta "40. Amerikan-Türk Konferansı (ATC)" ve "ABD'de 17. Türkiye Yatırım Konferansı"nı düzenleyeceğiz. Bu yıl 16-17 Ekim tarihlerinde ise yine 54 Afrika ülkesinden Bakan ve İş insanlarının katılımlarıyla "Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu"nu tertip edeceğiz. ‘Diplomasiyle Büyüyen Ticaret, Ticaretle Büyüyen Türkiye' anlayışı ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.

Olpak: "40. yılını kutlayan DEİK, küresel arenada çok büyük etki alanı oluşturdu"

Bu yıl 40. yılını kutlayan DEİK'in ticari diplomasi birikiminin olgunlaştığını, ülkemizde ve dünyada itibarının arttığını belirten DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK'in bugün küresel arenada çok büyük bir etki alanı oluşturduğunu kaydetti. Olpak, "40 yıl, şirketler ve kurumlar için istikrar ve başarının göstergesidir. 40 yıl önce, merhum Cumhurbaşkanımız Özal'ın arzusuyla kurulan DEİK olarak, Türk iş dünyasının dış ekonomik ilişkilerini koordine ediyoruz. Bugün de geçmişimizden aldığımız güçle daha bilge, daha kararlı adımlarla yolumuzda ilerliyoruz. 2014 yılında, Sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden belirlediği vizyonla yapılanan ve geçirdiği dönüşümle bugünkü haline ulaşan DEİK'te; kurumsallaşma, etkinlik, liyakat, sürdürülebilirlik, güçlü finansal yapı, tüm paydaşlarla açık iletişim ve sonuç odaklı olmak temel kavramlarımız oldu. Ve bugün, Bosna'dan Şili'ye, Tanzanya'dan Japonya'ya, Endonezya'dan Hollanda'ya kadar, tüm dünyada 153 konseye sahip büyük bir aile olduk" dedi.

Olpak: "Yeni döneme sıra dışı çalışmalarla damga vuracağız"

DEİK olarak her yıl, dünyanın her yerinde iki binin üzerinde Ticari Diplomasi faaliyeti gerçekleştirdiğine dikkat çeken Olpak, yeni dönemde sıradanın dışında bakış açılarıyla Türk iş dünyasına daha fazla fayda üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Olpak, "İkinci 40 yılımıza girerken, Amerika ve Almanya İş Konseylerimizde başlattığımız, daha etkin ve nitelikli hale getirerek diğer iş konseylerimize de yayacağımız yeni yol haritalarımız var. Öncelikle 10 iş konseyimizde ve devamında 20 İş Konseyimizde; ölçülebilir ve etki analizleriyle sonuçları ortaya koyulan lobi çalışmalarımızla yeni döneme damga vuracağız. Güncel bilginin anlık akışının sağlandığı altyapımızla, sorunlara çözüm önerileriyle birlikte odaklanan, fırsatlara zamanında imkân oluşturan anlayışımızla, yeni ufuklara yelken açacağız. Dünyada yaşanan baş döndürücü gelişmelere; küresel rekabet, yeşil ve dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyüme gibi alanlarda, ezber dışı çalışmalarla ışık tutacağız" diye konuştu.

Olpak: "Ticaret savaşları ve bloklaşmalar hepimizi zorlayacak"

Konuşmasında küresel ticarette yaşanan gelişmelere ve dünyadaki servet dağılımına da değinen Olpak şöyle dedi: "Görünen o ki, ticaret savaşları ve bloklaşmalar hepimizi zorlayacak. İşte bu noktada, yeni dönem stratejimiz çok daha büyük önem taşıyor. Dünyada ihracatın ivmesinin azaldığı bu süreçte; gıda-enerji ve savunma alanlarına, hizmet ticareti, elektronik ticaret, ülkemize uğramayan transit ticaret, yurt dışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik alanlarına daha fazla odaklanmamız önemli olacak."

Olpak: "Küresel servet adil dağılmıyor. Dolar milyarderleri son yılda 3 kat artarken, yakında dolar trilyonerleri ortaya çıkacak"

Tüm dünyada refah artıyor, ama servet adil dağılmıyor ve küresel servet dağılımındaki eşitsizlik gün geçtikçe arttığını belirten Olpak, "Dünya nüfusunun en alt kesimini oluşturan yüzde 50'si küresel servetin sadece yüzde 2'sine sahipken, ikinci yüzde 40'lık kesim ise yüzde 22'sini elinde bulunduruyor. En üstteki yüzde 10'luk kesim ise toplam servetin yüzde 76'sına hükmediyor. Daha çarpıcı olansa, en zengin yüzde 1'lik grup küresel servetin yüzde 48'ine sahip. 10 yıl önce bu oran yüzde 39 idi ve son 10 yılda varlıkları 34 trilyon dolar arttı. Salgın döneminde artan servetin 3'te 2'sinin bu kesime gitmesi de manidar. Dolar milyarderleri son yılda 3 kat artarken, yakında dolar trilyonerleri ortaya çıkacak. Ve bu çarpık oran maalesef her yıl daha da kötüleşiyor. 2020 sonrasında, dünya nüfusunun yüzde 60'ı göreceli olarak daha da yoksullaştı. Küresel servetin belirli ellerde yoğunlaşması da, sadece ekonomik açıdan değil, sosyal ve siyasal açıdan da ciddi bir tehdit. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki süreçte küresel ticaretten yeni finansal mimarilere, dijital iş modellerinden siyasi ve ekonomik bloklaşmalara kadar köklü dönüşümler yaşanacak ve yeni bir dünya düzeni kurulacak. Bu süreçte bize düşen görev; bu değişimlerden etkilenen veya değişime adapte olan değil, değişimi belirleyenler arasında olarak ekonomik ve sosyal gelişimimizi artırırken, diğer yandan da küresel servet eşitsizliği ve soykırım noktasına varan vahşi katliamları durdurabilecek gerekli ve yeterli imkanlara sahip olmaktır" dedi.

Ödül alan ticari diplomasi ustaları;

  • Emre Aykar, DEİK/Türkiye-Cezayir, DEİK/Türkiye-Etiyopya ve DEİK/Türkiye-Slovenya İş Konseyleri Eski Başkanı
  • İbrahim Çağlar, DEİK Yönetim Kurulu Eski Üyesi. İbrahim Çağlar adına ödülü, oğlu Mehmet Çağlar'a takdim edildi.
  • Nejat Eczacıbaşı, DEİK Şeref Üyesi. Nejat Eczacıbaşı adına ödülü oğlu Bülent Eczacıbaşı'na takdim edildi.
  • Halim Mete, DEİK Yönetim ve İcra Kurulu Eski Üyesi
DEİK, GABON CUMHURBAŞKANI BRICE CLOTAIRE OLIGUI NGUEMA’YI TÜRK İŞ İNSANLARI İLE BİR ARAYA GETİRDİ

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu – DEİK ev sahipliğinde düzenlenen, Türkiye – Gabon İş ve Yatırım Forumunu, Gabon Cumhurbaşkanı Brice Clotaire Oligui Nguema, T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Gabon İş Konseyi Başkanı Ersel Topaloğlu ve iş dünyası temsilcilerinin katılımlarıyla 1 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirildi. Forumda,  DEİK ile Gabon Yatırım Ajansı,  DEİK ile Gabon İşletmeler Federasyonu (FEG) ve Aksa Enerji ile  Gabon Suya ve Enerjiye Erişim Bakanlığı arasında iş birliği anlaşması imzalandı.

Gabon Cumhurbaşkanı Brice Clotaire Oligui Nguema, "Biz şimdi her iki tarafın da kazandığı, kazan kazan prensibine dayanan yeni bir iş birliği şekli geliştiriyoruz. Aynı zamanda Türk girişimcilere teşekkür etmek istiyorum. Bazı girişimciler halihazırda zaten Gabon'a yerleşmiş durumdalar ve ülkemizin ekonomik gelişimine çok ciddi bir katkı sunmaktalar" dedi. Türk girişimcilerin iş forumuna katılmaları ile Gabon'a yatırım yapma isteklerini ifade etmiş olduklarını vurgulayan Nguema, "Şundan eminim, Türk şirketlerinin kapasiteleri tamamen yerinde. Bizim Gabon'da yeni şeyler üretmemizi, inşan etmemizi sağlayacaklar. Çünkü Türkler inşa eden bir halktır" dedi. Gabon'un yerel kaynaklarını ve ham maddelerini ülke içinde işlemek ve dönüştürmek istediklerini söyleyen Nguema, "Gabon'un avantajlı noktaları çok fazla. Yatırım yapmaya son derece uygun bir ülke. Birçok ham madde var. Mesela petrol, gaz, manganez, uranyum, kolmat, liste çok uzun, saymakla bitmez. Türkiye ile Gabon arasında imzalanan son anlaşmalardan oldukça memnunuz. Ancak iki ülke arasındaki bu işbirliğinin enerji, inşaat, hidroelektrik barajlarının inşası, termik santraller gibi alanlara da genişlemesi gerekiyor" dedi.

 

Bolat: "Türk müteahhitlik firmaları, Gabon'da 2,7 milyar dolarlık inşaat işlerini başarıyla bitirdi"

T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Türkiye ile Gabon arasında savunma ve havacılık alanında önemli iş birliği fırsatları ve potansiyeli olduğunu belirterek, "Gabon'un 2025 yılında ilan ettiği Kalkınma Programı ve sektörel planlamalara istedikleri ölçüde katkılar sunmaya hazırız" dedi. İki ülke arasında savunma ve havacılık alanında önemli iş birliği fırsatları ve potansiyeli olduğunu aktaran Bolat, "Gabon'un 2025 yılında ilan ettiği Kalkınma Programı ve sektörel planlamalara istedikleri ölçüde katkılar sunmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Beş yıllık askeri yatırım hamle programını anons ettiler, bu noktada da bu programın gerektirdiği gerekli araçlar ve altyapıları iyileştirme konusunda da katkı vermeye hazırız" dedi. Türkiye ile Gabon'un ticaretinin daha iyi noktalara ve rakamlara yükselmeyi hak eden bir durumda olduğunu dile getiren Bolat, "Ticaret Bakanlığı olarak Gabonlu mevkidaşlarımızla beraber siz değerli iş insanlarının katılımıyla aramızdaki ekonomik ilişkileri, ticaret, yatırım, müteahhitlik, enerji, balıkçılık, tarım gibi alanlarda güçlendirmeye hazırız ve bundan sonra çalışmalarımızı hızlandıracağız" dedi.

İki ülke arasındaki ticaretin artırılması için DEİK/Türkiye-Gabon İş Konseyi'nin de bütün gücüyle çalışacağını belirten Bolat, müteahhitlik sektöründe bugüne kadar 22 projeyi tamamlayan Türk müteahhitlik firmalarının, Gabon'da 2,7 milyar dolarlık inşaat işlerini başarıyla bitirdiklerini aktarak, "Karma Ekonomik Komisyonu'nu uzun bir aradan sonra önümüzdeki yıl içinde mutlaka gerçekleştirmek istiyoruz. Gabon'daki Türk yatırımlarının artması bizleri sevindiriyor. Türk firmaları 63 milyon dolar değerinde 1500'e yakın istihdamla Gabon'da üretim, istihdam noktasında, Gabon ekonomisine katkı noktasında çalışıyorlar ve bunların hem mevcutların hem de yenilerin Gabon ekonomisine katkıları artacaktır. Aramızda Yatırımların Teşviki ve Korunması Anlaşması ve Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması imzalanmış durumda, iç onay prosedürleri en kısa sürede bizim tarafımızdan ve Gabon tarafından tamamlanacak. Böylece yatırımcılar için gerek yatırımlar gerekse vergilendirme noktasında herhangi bir soru işareti kalmayacak. Ticaret Bakanlığı ev sahipliğinde ve DEİK iş birliğiyle düzenlenen "Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu"nun (TABEF) beşincisini 16-17 Ekim 2025'te İstanbul'da gerçekleştireceğiz" dedi.

Olpak: "Türk firmalarımız, Gabonlu firmalarla proje ortaklığı yapılabilir"

DEİK Başkanı Nail Olpak ise, Türkiye ve Gabon arasındaki ticaret hacminin yeterli olmadığını bildiklerini; ancak atacakları mütevazı ve kararlı adımlarla değerli bir noktaya ulaşacaklarına inandıklarını aktararak, "Gabon, birçok alanda olduğu gibi liman ve demir yolu altyapısını da geliştiriyor. Burada uluslararası deneyime sahip firmalarımız var, Gabonlu firmalarla proje ortaklığı yapılabilir. Hepimizin ortak konularından birisi enerji ve yenilenebilir enerji. Türkiye bu alanda Avrupa'nın dördüncü büyük potansiyeline sahip. Biz bu tecrübemizi Gabonlu dostlarımızla paylaşmak istiyoruz. Hepimiz biliyoruz Gabon petrol ve kereste gibi stratejik kaynaklar ve manganez konusunda çok önemli bir ülke ve bunların işlenmesini istiyor, bu konuda iş birliğine hazırız. Otoyol, enerji santrali ve enerji iletim hattı projelerinde de Gabon'un talepleri olduğunu biliyoruz. Son olarak tarım ve gıda alanındaki iş birliğimizi daha da artırabileceğimize inanıyorum" dedi. Türkiye'de enerji, sanayi, tarım ve altyapı gibi birçok alanda yatırım imkanı bulunduğunu söyleyen Olpak, Gabonlu iş insanlarına Türkiye'ye yatırım yapmaya davet etti. Gabon iş dünyası temsilcilerini, 16-17 Ekim 2025 tarihinde İstanbul'da düzenlenecek Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu'na davet eden Olpak, "Bugün Gabon Ulusal Yatırım Teşvik Ajansı ve Gabon Şirketler Federasyonu ile imzalayacağımız mutabakat zaptlarının da şimdiden hayırlı olmasını diliyorum." dedi.

Topaloğlu: "Gabon, Türk yatırımcılar için yüksek potansiyel barındırmakta"

DEİK/Türkiye-Gabon İş Konseyi Başkanı Ersel Topaloğlu ise, İş Konseyi olarak, 2017'den bu yana enerji, madencilik, lojistik, altyapı ve tarım gibi stratejik alanlarda iki ülke iş birliğini güçlendirmek amacıyla yoğun çaba gösterdiklerini söyledi. Topaloğlu, "Gabon, zengin doğal kaynakları, stratejik limanları ve gelişen ekonomik vizyonuyla Türk yatırımcılar için yüksek potansiyel barındırmaktadır. Öte yandan Türkiye, güçlü üretim altyapısı, teknolojik kapasitesi ve bölgesel entegrasyon kabiliyetiyle Gabon'un kalkınma hedeflerine gerçek anlamda katkı sunabilecek doğal bir ortaktır" dedi.

Forumun sponsorları ise, FB Group, Aksa, Desiba Enerji, Tokdemir Mühendislik ve TGL Lojistik oldu.

KOMŞU GÜRCİSTAN İLE TİCARET HEDEFİ 5 MİLYAR DOLAR

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu - DEİK ve Gürcistan Ticaret ve Sanayi Odası'nın iş birliğinde düzenlenen Türkiye-Gürcistan İş Forumu, T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Gürcistan Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Mariam Kvrivişvili, T.C. Ticaret Bakan Yardımcıları Mustafa Tuzcu ve Sezai Uçarmak, T.C. Tiflis Büyükelçimiz Ali Kaan Orbay, DEİK Başkanı Nail Olpak, Gürcistan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Giorgi Pertaia, DEİK/Türkiye-Gürcistan İş Konseyi Başkanı Osman Çalışkan ve yaklaşık 250 iş dünyası temsilcisinin katılımlarıyla 16 Temmuz 2025 tarihinde Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te  gerçekleştirildi. Forumda, Bakanlar tarafından Türkiye-Gürcistan Serbest Ticaret Anlaşması Ortak Komisyon Kararı (OKK) imzalandı.

T.C. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Gürcistan'ın son yıllarda ekonomik alanda önemli reformlar uyguladığını belirterek, "Gürcistan'ın bu başarıları, Türkiye olarak bizleri de sevindirmekte ve ortak geleceğimiz adına umut vermektedir" dedi. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin mükemmel bir şekilde ilerlediğini aktaran Bolat, "İki ülkenin 2008'de yürürlüğe koyduğu Serbest Ticaret Anlaşması sonucunda karşılıklı ticaretimiz yıllık 3,5 milyar doları aştı" dedi. Türkiye ile Gürcistan'ın amacının karşılıklı yıllık ticaret hacminin 5 milyar dolara ulaşması olduğunu kaydeden Bolat, bu yönde yoğun çalışmalar sürdürdüklerini aktardı. İş insanlarının Türkiye'nin ekonomik büyümesine önemli katkı sağladığını aktararak, "Örnek vermek gerekirse, 2002 yılında yalnızca 248 milyon dolar olan savunma sanayi ihracatımız, 2024 itibarıyla 6,7 milyar dolara ulaşarak 26 kat artış göstermiş ve bu süreçte sektörümüz, ürünlerini 180'den fazla ülke ve bölgeye ihraç eder hale gelmiştir. Gürcistan'da bugüne kadar müteahhitlerimiz 5,6 milyar dolar değerinde 304 proje üstlenmiştir" dedi. Gürcistan'ın Trans-Hazar rotasında stratejik bir geçiş ülkesi olduğunu, Türkiye ile birlikte Avrupa ile Orta Asya arasında köprü işlevi gördüğünü aktaran Bolat, 2022'de imzalanan Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demir Yolu Veri Değişimi Anlaşması ile demir yolu veri değişimi ve sınır geçişlerinin kolaylaştırılması alanlarında sağlanan iş birliğinin Orta Koridor'un performansını doğrudan etkilediğini söyledi. Bolat, "Orta Koridor'un sürdürülebilirliği açısından Türkiye-Gürcistan eş güdümü büyük önem taşımaktadır" dedi.

Kvrivişvili: "Türkiye, Gürcistan'ın stratejik ortağı"

Gürcistan Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Mariam Kvrivişvili, yaklaşık 80 Türk ve 160'a yakın da Gürcü firmasının forumda yer aldığını söyledi. Türkiye'nin Gürcistan'ın stratejik ortağı olduğunu dile getiren Kvrivişvili, "Gürcistan ile Türkiye sadece komşu değil, aynı zamanda yoğun işbirliği yapan iki ortak ülkedir. İki ülke arasında güçlü ticaret ve ekonomik ilişkileri mevcut.  Bu iş forumu da iki ülke arasındaki yakın iş birliğinin açık bir örneğidir. Yabancı yatırımları Gürcistan'a çekmek yönünde Tiflis hükümeti olarak aktif adımlar atıyoruz. 2021-2024 yıllarında Gürcistan ekonomisinin yıllık ortalama yüzde 9,7 büyüdü. Tüm katılımcıları,  22-23 Ekim'de Tiflis'e düzenlenecek Tbilisi Silk Road Forumu'na davet ediyorum" dedi.

Olpak: "Ekonomik ilişkilerimizden de memnunuz ve daha iyiye götürmek için buradayız"

DEİK Başkanı Nail Olpak ise Türkiye ile Gürcistan arasındaki siyası ilişkilerin çok iyi olduğunu dile getirerek, "Bir problem yaşamıyoruz. Ekonomik ilişkilerimizden de memnunuz ve daha iyiye götürmek için buradayız." ifadelerini kullandı.

Çalışkan: "Gürcistan'ın iş ve yatırım imkanlarını üyelerimize tanıtmaya önem veriyoruz"

DEİK/Türkiye-Gürcistan İş Konseyi Başkanı Osman Çalışkan ise, Gürcistan ile Türkiye, hem iyi iki komşu hem de önemli ticari partnerdir. İş Konseyi olarak, Gürcistan ile dış ticaretimizdeki açığın azaltılabilmesi ve Gürcistan'dan Türkiye'ye ihracatın artırılması için Gürcistan'ın iş ve yatırım imkanlarını üyelerimize tanıtmaya önem veriyoruz. Karşı kanat kuruluşumuz Gürcistan Ticaret ve Sanayi Odası ile yakın temasımızın yanı sıra Enterprise Georgia, serbest ekonomik bölgeler, bakanlıklar, diplomatik misyonlar ile toplantılar, görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Türkiye-Gürcistan karayolu sınır kapılarındaki durumu da takip ediyoruz. İş Konseyi olarak, önerilerimizi ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşıyoruz. Muratlı kapısı gibi kullanılmayan sınır kapılarının turizme kazandırılmasını önemsiyoruz" dedi.

Pertaia: "Türk iş dünyasına yardımcı olmaktan memnuniyet duyacağız"

Gürcistan Ticaret ve Sanayi Odası (GCCI) Başkanı Giorgi Pertaia, dünyanın önemli bir sınavdan geçtiğini; ama Türkiye ile Gürcistan'ın bu sınavı geçtiğini, hükümetler arası ilişkilerin stabil olduğunu ve bunun da yatırımlara olumlu yansıdığını belirtti. Türk ve  Gürcü firmalar arasında ikili görüşmelerin olacağını ve bu görüşmelerin yeni işlere, projelere yol açmasını istediklerini belirten Pertaia, Ticaret ve Sanayi odası olarak iş dünyasına yardımcı olmaktan memnuniyet duyacağını kaydetti.

"Gürcistan'da Yatırım Fırsatları" ve "Enerji sektöründe Türkiye Gürcistan iş birliği ve yenilenebilir enerji alanında yatırım örneği" sunumlarının ele alındığı Forumda, inşaat, enerji, lojistik, sanayi, sağlık, finans ve perakende sektörlerinden Gürcü ve Türk iş insanları arasında ikili iş görüşmeleri (B2B) gerçekleştirildi.

Forum sponsorları ise,  Ziraat Bank Georgia, Achar Energy ve FLO Group oldu.

NAİL OLPAK: “MİLLİ İRADEDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE ORTAK PAYDAMIZ TÜRKİYEMİZ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü ile ilgili bir mesaj yayımladı.

Olpak açıklamasında şunları ifade etti:

"Ülkemizin köklü demokrasisi, milli iradesi ve istikbaline göz diken kirli ellerin emellerine ulaşamadığı 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen hafızalarımızda bıraktığı derin izleri unutmadık ve unutmayacağız.

Ülkesinin birliği ve bütünlüğüne sahip çıkan milletimiz, devletiyle tek vücut olarak hain darbe girişimine engel oldu. Bu duruşla, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu bir kez daha ispatlayarak Türkiye'nin geleceğine ipotek koymaya çalışanlara geçit vermedik.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle, ülkesi ve milleti için gözünü kırpmadan canını ortaya koyan tüm şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyor; milletimize şükranlarımızı sunuyor, ülkemizin bir daha böyle acı hadiseler yaşamamasını diliyoruz.

İş dünyası olarak milletimizden aldığımız güçle; üretime, ihracata, yatırımlarımıza ve ülkemize sahip çıktık ve çıkmaya devam ediyoruz.

Türk iş dünyamızın Kuzey Yıldızı Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) olarak, 40 yıldır olduğu gibi bugün de ortak paydamız Türkiye'nin güçlü ve aydınlık yarınları için Ticari Diplomasi faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Dünyanın dört bir yanına yayılmış 153 İş Konseyimiz ile küresel ticaretin kalbinin attığı her coğrafyada bayrağımızı gururla dalgalandırmaya devam edeceğiz."

TÜRKİYE-AFRİKA GÜNÜ İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİ

Türkiye-Afrika Günü, Türk Eximbank, Afrika Finans Kurumu (AFC), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) ev sahipliğinde 30 Haziran – 1 Temmuz 2025 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirildi.

"Türkiye-Afrika İş Birliği: Altyapı Gelişimi İçin Ortaklıkların Derinleştirilmesi" ana temasıyla düzenlenen Türkiye-Afrika Günü organizasyonunun açılışına T.C. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Ahmet Berat Çonkar, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, Afrika Finans Kurumu (AFC) Başkanı Samaila Zubairu ve iş insanları katıldı.

Türkiye'nin resmi ihracat destek kuruluşu Türk Eximbank ve Afrika Finans Kurumu (AFC)'nin açıklamalarının olduğu toplantıda, "Afrika Finans Kurumu ile Çalık Enerji" ve "Afrika Finans Kurumu ile Aksa Enerji" arasında iş birliği anlaşması imzalandı.

Türkiye-Afrika Günü etkinliğinin açılışında konuşan T.C. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik altyapının sürdürülebilir kalkınmanın belkemiği olduğunu belirterek, "Afrika kıtasında altyapı finansmanı açığı halen büyük. Bu bağlamda, uluslararası finansal mimaride süren reform gündemi, bu açığın hızla kapatılması açısından son derece önemlidir. Bakanlık olarak bu reform sürecine önemli katkılarda bulunduk. Bu açığı kapatmak için acil ihtiyaç duyulan yenilikçi finansman modellerini, sermaye harmanlama stratejilerini ve etkili risk paylaşım mekanizmalarını destekliyoruz. Finansal kurumlar arasında artırılmış iş birliğinin finansman açığının kapanmasında belirleyici rol oynayacaktır. Türk Eximbank'ın AFC ile kurduğu ortaklıktan büyük gurur duyuyoruz. Türk Eximbank, AFC'ye ortak olan ilk Afrikalı olmayan kurumsal paydaş olarak, Türkiye'nin kıta genelinde nitelikli ve teknik açıdan güçlü altyapı finansmanına katkı kapasitesini artırmaktadır" dedi. Ortaklığın Afrika genelinde sürdürülebilir ve finansal olarak uygulanabilir altyapı projelerini geliştirmeye yönelik ortak kararlılığı güçlendirdiğini söyleyen Çelik, Türk sermayesinin, dönüştürücü etkisi olan ve sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu projelere yönlendirilmesi açısından da fırsat sunduğunu dile getirdi. Türkiye'nin Afrika'daki ortaklarına olan sarsılmaz bağlılığını vurgulayan Çelik, sürdürülebilir kalkınmanın ancak güven, ortak vizyon ve karşılıklı faydaya dayanan uzun vadeli ortaklıklarla mümkün olabileceğine aktardı.

Çonkar: "Afrika Kıtasının yıllık enerji yatırım ihtiyacı önümüzdeki 10 yılda 70 ila 90 milyar dolara ulaşabilir"

Son 20 yılda Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerini derinleştirmeyi öncelikli bir hedef haline getirdiğini ve bunu proaktif ve stratejik bir yaklaşımla yürüttüğünü belirten T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Ahmet Berat Çonkar, "Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki ticaret hacmi 40 milyar doları aşarken, Türk şirketlerimiz 20 milyar doların üzerinde altyapı projesini başarıyla tamamladı. Yapılan araştırmalar, kıtanın yıllık enerji yatırım ihtiyacının önümüzdeki 10 yılda 70 ila 90 milyar dolara ulaşabileceğini gösteriyor. Bu ihtiyacı karşılamak yalnızca finansman sağlamakla sınırlı değil bilgi birikimine ve kararlılığa sahip güvenilir ortaklar bulmak da bir o kadar önemli" dedi. Nijer'de yakın zamanda altın üretimine başlayacaklarını hatırlatan Çonkar, "Nijer'de edindiğimiz tecrübeye dayanarak, Sudan, Libya ve Fas dahil olmak üzere diğer Afrika ülkeleriyle de işbirliğimizi genişletmeyi hedefliyoruz. Amacımız, madencilik alanında karşılıklı fayda sağlayacak ortaklıklar kurmak" diye konuştu. Enerji diplomasisine büyük önem verdiklerine dikkati çeken Çonkar, "Bu alandaki faaliyetlerimizi 'kazan-kazan' ilkesine sıkı sıkıya bağlı bir anlayışla ve hiç bir Afrikalı iş ortaklarımızla düzenli diyalog ve iş birliği içindeyiz, karşılıklı saygı ve ortak çıkarlar temelinde adil ve uzun vadeli ortaklıklar kurmayı amaçlıyoruz" dedi.

Olpak: "Finansman konusundaki eksikliğimizi giderdiğimizde çok daha fazla projeyi kazan-kazan prensibi çerçevesinde birlikte yapabileceğimize inanıyoruz"

Türkiye-Afrika Günü organizasyonunun açılışında konuşan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, "Türk iş dünyasının Afrika özelindeki hedefi, karşılıklı ticaretimiz yanı sıra, kıtada yatırımlarımız artırmak, sanayici kimliğimizi Afrika'ya daha çok taşımak ve Türk ürünlerinin kıta içinde gümrüksüz dolaşımını sağlamak. Afrika, dünyadaki tarıma elverişli ancak işlenmemiş toprakların yüzde 60 gibi önemli bir kısmına sahip. Tarım ve gıdanın öneminin arttığı günümüzde bu potansiyeli çok iyi değerlendirebiliriz. Müteahhitlik ve inşaat sektöründe çok güçlüyüz. Kıtada bu anlamda tek rakibimiz Çin, onun da finansmandan kaynaklanan bir avantajı var. Finansman konusundaki eksikliğimizi giderdiğimizde çok daha fazla projeyi kazan-kazan prensibi çerçevesinde birlikte yapabileceğimize inanıyoruz" dedi.   

Afrika kıtasının parlak bir geleceği olduğunu aktaran Olpak, "Artan nüfusu, büyüyen ekonomisi ve kendi aralarındaki entegrasyona önem vermesiyle dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir bölge.  Kıtadaki en önemli ihtiyaçlardan birisi altyapı yatırımları. Enerji, ulaştırma, konut yapımı şehirleşme ve haberleşmeye kadar çok farklı alanlarda altyapı ihtiyacı var. Ancak bu altyapı projelerinin bankable olmaları da bir diğer önemli kriter. Bu çerçevede teknik fizibilititesi kadar ekonomik ve finansal fizibilitesi hazırlanmış projeler iş dünyası için bir adım daha önde olacak. Batı Avrupa ile Çin arasındaki en büyük yatırım, üretim ve teknoloji üssü olan Türkiye, 600 milyar dolar seviyesini geçen bir dış ticaret hacmine sahip. Enerjiden, sanayiye, tarımdan alt yapı yatırımlarına kadar neredeyse her alanda önemli yatırım imkânlarımız var. Afrikalı iş dünyasını da bu imkanlarımızdan daha fazla yararlanmak için ülkemizde daha fazla yatırım yapmaya davet ediyorum" dedi.

Güney: "AFC ile ortaklığımızın Türk müteahhitlerinin kıtadaki iş alma kapasitelerini artıracağına ve Bankamızca desteklenecek yeni projelerin önünü açacağına inanıyoruz"

Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney ise, "1987 yılından bu yana Türk Eximbank, Türkiye'nin resmi ihracat destek kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor. 2024 yılında, Türkiye'nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen, 49 milyar dolar tutarında destek sağladık. Bu tutarın 25 milyar doları ihracat sigortası, 24 milyar doları ise kredi kullandırımı olarak gerçekleşti. Son yirmi yılda Türkiye'nin Afrika kıtasıyla gelişen iş birliğini yansıtan bir şekilde, Türk Eximbank olarak Afrika genelinde çeşitli projelerin finansmanına aktif olarak katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar, Afrika'daki projelere yaklaşık 1,5 milyar doları tutarında finansman sağlamış bulunmaktayız. Toplam 3,7 milyar dolarlık alıcı kredisi portföyümüz içerisinde, Afrika ülkelerinin payı yüzde 42 gibi kayda değer bir orana ulaştı.

Türkiye'nin Afrika Ortaklık Politikası doğrultusunda ve bölgede daha stratejik bir rol üstlenme vizyonumuzun bir parçası olarak, önemli bir dönüm noktasını sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Afrika kıtasında, altyapı finansmanı alanında öncü bir kuruluş olan Africa Finance Corporation (AFC) ile hissedarlık anlaşması imzaladık. Bu anlaşma ile Türk Eximbank, AFC'nin ilk Afrika dışı hissedarı oldu. Bu adım yalnızca bir finansal yatırım değil; aynı zamanda kurumsal taahhüdümüzün ve iş birliğinin dönüştürücü gücüne olan inancımızın açık bir göstergesidir. Türk müteahhitlerinin güçlü iş bitirme kapasitesi, AFC'nin proje geliştirme uzmanlığı ve Türk Eximbank'ın alıcı kredisi ve risk paylaşım imkanlarının birleşimi etkili yatırımlar için sağlam bir temel oluşturacak. Bu ortaklık aynı zamanda proje sahipleri ile yükleniciler arasında köprü kurmamıza imkân tanıyacak ve Afrika'nın kalkınmasına katkı sağlayacak projeleri destekleyecektir." dedi.

Zubairu: "Afrika, güçlü kurumlarıyla da Türk iş dünyası için cazip ve güvenilir bir yatırım ortamı sunuyor"

Türkiye-Afrika Günü etkinliği ile yeni bir dönemin başladığını vurgulayan AFC Başkanı Samaila Zubairu ise, "Türk Eximbank'ın AFC'yi finansal ortak olarak kabul etmesi bizim için bir kilometretaşı oldu. Türk sanayisi ile Afrika hükümetleri arasında karşılıklı fayda sağlayacak yeni bir başlangıç ve yeni bir modelde iş birliğimiz ilerleyecek. Türkiye, Afrika için güçlü bir müttefik olduğunu gösterdi. Bugün 54 milyar dolara gelen bir ticaret hacmine ulaşıldı. THY Afrika'da 60 noktaya uçuyor. 20 milyar doların üzerinde altyapı prokesi gerçekleşti ve bu iş birliği karşılıklı güvene dayanıyor. Türkiye'nin kritik altyapı sağlama ve uzun süreli iş birliği anlamında güçlü bir duruşu var. Bu da Afrika için çok kıymetli ve stratejik bir ortaklık sunuyor. Afrika, Türk firmaları için büyük fırsatlara sahip. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerine sahip olan Afrika kıtası, Türk müteahhit firmalarına da ciddi iş birliği olanakları sunuyor. Afrika'da altyapının güncellenmesi için her yıl 100 milyar dolar değerinde dönüşüm projesine ihtiyaç duyuluyor. Enerji alanında da güneş, rüzgar ve gaz kapasitesi bağlamında büyük yatırım olanakları söz konusu. Yakın gelecekte kalkınma anlamında Afrika'ya güç katacak yeni dönüşüm projeleri olacak. Bu projelerde Türk iş dünyasıyla çalışmak ve ortak hedeflere birlikte ulaşmak istiyoruz. Senegal'deki bir enerji projesinde Çalık Holding örnek bir liderlik sergiliyor. AFC modeli dediğimiz ortaklık vizyonumuzda altyapı ve kalkınma projelerinde önemli destekler sunuyoruz. AKSA Enerji ile de 150 milyon dolarlık destek verdiğimiz bir iş birliğine de imza attık. Dolayısıyla Afrika, güçlü kurumlarıyla da Türk iş dünyası için cazip bir yatırım ortamı sunuyor" diye konuştu.

Eren: "Türk Eximbank'ın AFC'nin hissedarı olması Türkiye-Afrika ortak altyapı girişimleri için yeni kapılar açıyor"

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren ise "Türkiye ve Afrika kıtasından paydaşları bir araya getiren bu önemli buluşmada yer almaktan onur duyuyoruz. Türk inşaat sektörü uzun yıllara dayanan bir uluslararası varlığa sahip. Son 50 yılda Türk müteahhitleri 137 ülkede 12.500'den fazla projeyi başarıyla tamamladı ve 540 milyar doların üzerinde kümülatif iş hacmine ulaştı. Daha da önemlisi, Türk şirketleri bugün sadece müteahhit değil aynı zamanda enerji, ulaştırma, sağlık, turizm ve yapı malzemeleri gibi kilit sektörlerde yatırımcı konumunda. Türk müteahhitleri 54 Afrika ülkesinin 45'inde faaliyet göstererek, bugün itibariyle kıta genelinde yaklaşık 100 milyar dolar değerinde 2.000'in üzerinde proje tamamladılar. Türk Eximbank'ın Afrika Finans Kurumu'na (AFC) iştirak etmesinin son derece önemli bir gelişme olduğunu vurgulamak isterim. Bu durum, Türkiye-Afrika işbirliğinin kurumsal temellerini güçlendirecektir. Türk Eximbank ve AFC'nin finansman araçlarının etkili ve dayanıklı projeler sunmak için güçlü bir çerçeve sağlamasıyla Türkiye-Afrika ortak altyapı girişimleri için yeni kapılar açıyor. Türkiye'nin küresel müteahhitlik kapasitesi ile Afrikalı ortaklarımızın pazar bilgisini birleştirerek, ortak refahı, istihdam yaratmayı ve bölgesel bağlantıyı teşvik eden sürdürülebilir altyapıyı birlikte geliştirebileceğimize inanıyoruz" dedi.

TÜRKİYE-İSPANYA TİCARET HACMİ HEDEFİ: 25 MİLYAR DOLAR

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu -  DEİK,  İspanya-Türkiye İş Konseyi (CEOE)  iş birliğiyle düzenlenen Türkiye-İspanya Yuvarlak Masa Toplantısı, T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, İspanya Krallığı Ekonomi, Ticaret ve İşletmeler Bakanı  Carlos Cuerpo, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-İspanya İş Konseyi Başkanı Ebru Özdemir, İspanyol İş Örgütleri Konfederasyonu (CEOE) Başkan Yardımcısı Iñigo Fernández de Mesa, İspanya-Türkiye İş Konseyi'ni temsilen Garanti BBVA CEO'su Mahmut Akten, İspanya Dış Ticaret Enstitüsü (ICEX), İspanya Ticaret Odası (CAMARA) ve  iş insanlarının katılımlarıyla 29 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirildi.

T.C. Ticaret Bakanı  Prof. Dr. Ömer Bolat, "İspanya, Türkiye için hem Akdeniz havzasında hem de Avrupa Birliği içinde stratejik bir ortaktır. 2024 yılında 19,3 milyar dolar olan ticaret hacmimizle açıkça görülmektedir. İspanya, AB içindeki dördüncü büyük ticaret ortağımız olmuştur. 2024 yılında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile İspanya Başbakanı, beş yıllık bir sürede 25 milyar dolar ticaret hacmine ulaşma hedefi koymuştur. Karşılıklı yatırımlar açısından da Türkiye ile İspanya arasında büyüyen bir ortaklık görmekteyiz. 2023 yılında 133 Türk şirketi tarafından tekstil, inşaat, beyaz eşya ve lojistik sektörlerinde toplam 173 milyon dolarlık yatırım İspanya'ya gerçekleştirilmiştir. İspanya'nın Türk ekonomisine 783 firma ve 18 milyar dolarlık yatırımla katkısı çok önemlidir. İspanya, ülkemizdeki beşinci büyük yabancı yatırımcıdır. İkili yatırım ilişkilerimizi karşılıklı olarak daha da geliştirmek için çalışıyoruz. Bugün, Türk şirketleri için dijitalleşme ve yeşil dönüşüm alanlarında yeni bir finansman fırsatını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. İspanyol Hükümeti, bu alanlardaki Türk sektörlerine finansman sağlamaya hazır. Birlikte yeni fırsatların kilidini açabilir, ekonomik bağlarımızı daha da ileri taşıyabiliriz" dedi.

Bolat: "Gümrük Birliği'nin modernizasyonu, Türkiye ile AB arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere önemli katkılar sağlayacaktır"

Türkiye ile AB arasındaki ikili ticaretin güçlenmesinin her iki taraf için de karşılıklı fayda sağlayacağının açık olduğunu belirten Bolat, "Avrupa Komisyonu ile üst düzey ticaret diyaloğu başlatılmıştır. Gümrük Birliği'nin modernizasyonu, Türkiye ile AB arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere önemli katkılar sağlayacaktır. Bu sürecin yalnızca hükümetler tarafından değil, özel sektör temsilcileri olarak sizlerin de her platformda bu konunun önemini vurgulamanız ve lobi faaliyetlerinizi sürdürmeniz büyük önem arz etmektedir. Savunma ve enerji, İspanya ile iş birliğimizde büyük potansiyele sahip iki önemli alandır. Yenilenebilir enerji, hidrojen, karbon ayak izinin azaltılması, enerji verimliliği gibi konuların yanı sıra savunma ve havacılık sanayilerindeki iş birlikleri ile ekonomik ilişkilerimizi daha da derinleştirip çeşitlendirebileceğimize inanıyorum" dedi.

Cuerpo: "Türkiye, İspanya'nın ise AB dışındaki ülkeler arasında 4. büyük ticaret ortağı"

İspanya Krallığı Ekonomi, Ticaret ve İşletmeler Bakanı Carlos Cuerpo, "Şirketlerimiz Türkiye'ye güveniyor. Bu toplantıya katılan altyapı, inşaat, savunma, enerji, ulaşım gibi sektörlerdeki şirketlerden bunu defalarca duydum. Hepsi burada olmaktan memnun ve Türk ekonomisine yatırım yapmaya devam etmeyi bekliyorlar" dedi. Türkiye'nin İspanya için stratejik bir ortak olduğunu belirten Cuerpo, "Türkiye, Avrupa Birliği'nin (AB) 5. büyük ticaret ortağı. İspanya'nın ise AB dışındaki ülkeler arasında 4. büyük ticaret ortağı. Bu, gerçekten kilit bir ilişki. Türkiye'ye yaptığımız ihracat, Meksika ve Brezilya'ya yaptığımız ihracatın toplamından daha fazla. Türkiye'de yürütülen ve değerlendirme aşamasında bulunan önemli stratejik projeler bulunuyor. Bu projelere katkı sağlamak için ciddi potansiyel olduğunu düşünüyorum. İspanyol şirketleri, finans, ulaştırma, otomotiv, su yönetimi, savunma ve mühendislik gibi sektörlerde güçlü konuma ulaşmak ve kalkınmaya katkı sağlamak için oldukça iyi konumdalar. Şirketlerimizin sunabileceği çok şey var. Ayrıca, sigorta sektöründe faaliyet gösteren, uluslararası tecrübelerini Türkiye'ye taşıyan şirketlerimiz var. Otomotiv, inşaat, turizm ve lojistik çözümler gibi alanlarda Türkiye'ye olan yatırımlarını artıranlar bulunuyor. Tekstil sektöründe de uzun yıllara dayanan deneyime ve yerel tedarikçilerle güçlü ilişkilere sahip büyük şirketlerimiz var" dedi.

Olpak: "Savunma sanayi iş birliğimizi daha da artırabileceğimiz yükselen bir sektördür"

DEİK Başkanı Nail Olpak, "Geçtiğimiz yıl ticaret hacmimiz yaklaşık 20 milyar dolara yaklaşmış olup, neredeyse dengeli bir ticaret yapısı içerisindeyiz. Dünya ekonomisi ticaret politikalarındaki belirsizliklerden olumsuz etkilenmektedir. Bu zorlu dönemde en iyi strateji, ticaret hacmimizi ve karşılıklı iş birliğimizi artırmaktır. AB-Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması'nın yeşil ve dijital dönüşüm kapsamını da içerecek şekilde modernize edilmesi her zamankinden daha önemli hale geldi. Bu konuda İspanyol dostlarımızdan daha fazla destek bekliyoruz. Teknoloji ve inovasyon alanlarında iş birliğimizi artırmak ve stratejik ortaklıklar kurmak büyük önem taşıyor. Geçen yıl, İspanya-Türkiye İş Forumu'nda Dijital Teknolojiler İş Konseyimiz, Amadeus ile bir Mutabakat Zaptı imzaladı. Bu iş birliğinden olumlu ve somut sonuçlar almayı umuyoruz. Her iki ülke de yenilenebilir enerji kaynaklarını önemli ölçüde artırdığı için, biz iş dünyasının temsilcilerine bu noktada daha büyük sorumluluklar düşmektedir. Savunma sanayi de iş birliğimizi daha da artırabileceğimiz yükselen bir sektördür. Türkiye, Batı Avrupa ile Çin arasında en büyük yatırım, üretim ve teknoloji merkezi konumunda olup, 600 milyar doları aşan dış ticaret hacmine sahiptir. Enerjiden sanayiye, tarımdan altyapıya, bilgi ekonomisine kadar neredeyse her sektörde önemli yatırım fırsatlarımız bulunmaktadır. Türk şirketlerinin İspanya'daki yol, baraj, su projeleri ve hastane gibi tesislerin ve hizmet binalarının inşasına katılımında artış gözlemlenmektedir. İspanyol iş dünyasını, ülkemize yatırım yapmaya ve özellikle yüksek teknoloji sektörlerinde yer alan fırsatlardan faydalanmaya davet ediyorum" dedi.

Özdemir: "Türkiye ve İspanya'daki paydaşlarımızla yakın iş birliği içinde heyecan ve dinamizmle çalışıyoruz"

DEİK/Türkiye-İspanya İş Konseyi Başkanı Ebru Özdemir, "DEİK/Türkiye-İspanya İş Konseyi olarak temel hedefimiz, iki ülke arasındaki ekonomik bağları güçlendirmek, bu iş birliğini üçüncü ülkelere de genişletmek ve sürdürülebilirliğini temin etmektir. İş Konseyi olarak, Türkiye ve İspanya'daki paydaşlarımızla yakın iş birliği içinde, heyecan ve dinamizmle çalışıyoruz. Rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji alanı; su yönetimi konusunda çevresel yönetim; hızla büyüyen oyun sektörü, yapay zeka ve fintek başta olmak üzere bilişim ve dijital teknolojiler gibi dinamik alanlar öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Ayrıca, sağlık ve savunma sanayi de umut verici yeni iş birliği fırsatları sunmaktadır. Bugün düzenlediğimiz toplantı, ortak hedeflerimizi her iki ekonomiye de katkı sağlayacak somut iş birliklerine dönüştürmek için çok önemli bir fırsattır" dedi.

Akten: "Ülkelerimiz, karşılıklı güvene ve ortak değerlere dayanan derin bir ekonomik iş birliği geçmişine sahiptir"

İspanya-Türkiye İş Konseyi'ni temsilen Garanti BBVA CEO'su Mahmut Akten ise, "İnovasyon ve küresel iş birliğinin kesişim noktasında faaliyet gösteren bir banka olarak, bu tür platformları yalnızca fikirlerin paylaşıldığı bir forum olarak değil, aynı zamanda uzun vadeli ortaklıkların başlatıldığı bir zemin olarak görüyoruz. Ülkelerimiz, karşılıklı güvene ve ortak değerlere dayanan derin bir ekonomik iş birliği geçmişine sahiptir. İspanya, Türkiye'nin Avrupa Birliği içindeki en önemli ekonomik ortaklarından biridir. Bu ortaklığı daha da yukarılara taşımak için büyük bir potansiyel mevcuttur. Özellikle yenilenebilir enerji, altyapı, turizm ve dijital dönüşüm gibi alanlarda. İnovasyonu öne çıkararak ve ortak girişimleri teşvik ederek, her iki ülke için de daha büyük bir değer yaratabiliriz" dedi.

Türkiye-İspanya Yuvarlak Masa Toplantısının sponsorları ise, Garanti BBVA, Limak Holding ve YILPORT Holding oldu.

TÜRKIYE-IRAK YUVARLAK MASA TOPLANTISI ANKARA’DA DÜZENLENDİ

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu – DEİK, Türkiye-Irak Yuvarlak Masa Toplantısını, T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Atir EL-Gireyri, T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Irak İş Konseyi Başkanı Halit Acar ve iş insanlarının katılımlarıyla 8 Mayıs 2025 tarihinde Ankara'da gerçekleştirildi.

T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Türk özel sektörünün ülkenin yeniden kalkınma ve imarına katkı sunmaya hazır olduğunu belirterek, "Türkiye ve Irak arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da gelişmesinin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Irak'la 2024 yılında karşılıklı ticaretimiz 17,5 milyar doları aşmıştır. Irak, Türkiye'nin ihracat açısından dördüncü en büyük ortağı konumundadır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin iki ülke için 30 milyar dolarlık ikili ticaret hedefi belirlediklerini aktaran Bolat, Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması ile Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi anlaşmalarının yürürlüğe girmesinin önemli olduğunu söyledi.

Bolat: "Türk özel sektörünün Irak'taki yatırım fırsatlardan yararlanmasını destekliyoruz"

Irak'ın son yıllarda istikrar, huzur, ekonomik kalkınma ve yeniden imar sürecine girdiğini belirten Bolat, "Türk özel sektörü, ülkenin yeniden kalkınma ve imarına katkı sunmaya hazır. Türkiye'nin Büyük Fav Limanı ve Kalkınma Yolu Projesi'nin parçası olmasından memnuniyet duyuyoruz. Türkiye'den Irak'a üç günlük mesafede Körfez'e, Körfez'den de Avrupa'ya 8-10 gün içinde ulaşmak mümkün hale gelecektir. Irak'ın transit geçişlerine izin vermesi, Türk taşımacılarının Irak'ın her bölgesinde faaliyet göstermesi açısından büyük bir önem arz etmektedir. Diğer taraftan yaklaşık bir aya yakındır sıkıntı çekilen konu olan tırların sınırda mühürlenmesi ve bunun Musul'daki gümrük noktasında kontrol edilmesi uygulaması, karşılıklı ticaretimizde düşüşe neden oldu. Tedarik zincirlerinin kopmaması, Iraklı alıcıların ve Irak ekonomisinin zarar görmemesi açısından bu uygulamanın tekrar gözden geçirilmesini değerli bakanımızdan ve heyetinden rica ediyoruz. Habur'dan giren ürünlerin Musul baraj noktasına kadar belirli süre için ulaşması zorunluluğu da zorluk meydana getirmektedir. Bu nedenle 72 saatlik sürenin uzatılması olumlu katkı sağlayacaktır" dedi.

Al-Greyri: "Türk iş insanlarının Irak'a girişini kolaylaştıracağız"

Irak Ticaret Bakanı Al-Greyri ise, herhangi bir vize uygulamasının Türk iş insanlarının önünde engel oluşturmaması için yaşanan problemleri çözeceklerini söyledi. Türk iş insanlarının Irak'a girişini kolaylaştıracaklarını belirten Al-Greyri, para transferleriyle ilgili de adımlar attıklarını aktararak, Kalkınma Yolu Projesi'nin ihracat yapmak isteyen bütün yatırımcılar için önemli bir yatırım fırsat olduğunu söyledi.

Olpak: "Irak'ın en iyi ticaret ve yatırım ortaklıklarından birisi olacağını düşünüyoruz"

DEİK Başkanı Nail Olpak ise, "İkili ticaretimiz yaklaşık 15 milyar dolar. Türk inşaat firmalarının Iraktaki üstlendikleri projeler de ikili ekonomik ilişkilerimize güç katıyor. 2024 yılında 870 milyon dolarlık proje üstlendikten sonra bu yılın ilk 3 ayında üstlendiğimiz 110 milyon dolarlık proje ile Irak ekonomisine katkı sağlıyoruz. Ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkilerin ekonominin hemen hemen her sektöre yayılmasını, ticaretten yatırımlara ve ikili iş birliklerine kadar çeşitlenerek devam etmesini çok değerli buluyoruz. Küresel ekonomi ve ticaret maalesef açıklanan tarifelerin getirmiş olduğu belirsizlik ile iyi bir performans göstermiyor. Bunu aşmanın en iyi yolu da mevcut iş birliklerimizi çok daha ileriye taşımak. Türk iş dünyası olarak, Irak'ın bu çerçevede en iyi ticaret ve yatırım ortaklıklarından birisi olacağını düşünüyoruz. İkili ticaretimizi arttırmak önceliğimiz, ama Irak'ta yatırımları arttırmak isteyen bir hükümet olduğunu da biliyoruz. Farklı sektörlerdeki üretim ve ihracat kapasitemiz yanı sıra, altyapı yatırımlarından enerji ve ulaştırmaya kadar her türlü büyük projeyi alnının akıyla bitiren firmalarımız bu konuda iş birliğine hazır. 1.200 km demiryolu ve otoyolla Türkiye'yi Basra Körfezi'ndeki Faw Limanı'na bağlayacak Kalkınma Yolu Projesi hepimiz için önemli ve Projede Türk firmalarına verilecek pozitif öncelik de beklentimiz. Enerji, iş birliğini artırmamız gereken bir diğer önemli alan. Kalkınma yolu sürecini, karşılıklı yatırımlarla aynı zamanda bir enerji yolu olarak da değerlendirebileceğimizi düşünüyorum" dedi.

Acar: "Türk firmaları sadece Irak ile değil,  farklı ülkelerle de hammadde alımı ve ticaret yapmaktadır"

DEİK/Türkiye-Irak İş Konseyi Başkanı Halit Acar, "Kuzey Irak üzerinden giriş yapan ürünlerin Güney Irak'a ulaştırılması için 2024 Aralık Ayından bu yana 72 saatlik bir süre sınırı uygulanıyor. Ancak sahadaki gerçek durumlara baktığımızda; gümrük işlemleri, yol şartları, lojistik ve geçmişteki yapılanmadan dolayı Türk firmalarının lojistik merkezlerinin Kuzeyde olması, süreçlerin bu zaman diliminde tamamlanmasını oldukça güçleştiriyordu. Hem 72 saat hem de mühür zorunluluklarının kaldırılması ülkelerimizin hedeflerine ulaşmalarında çok ciddi fayda sağlayacaktır.  Irak'ta faaliyet gösteren Türk firmaları sadece Irak ile değil, aynı zamanda farklı ülkelerle de hammadde alımı ve ticaret yapmaktadır. Türk Bankalarımızın ayrıca dolar transferi yapabilmeleri için desteğinizi istirham ediyoruz" dedi.

Toplantı sponsorları ise, Acarsan Holding ve Tiryaki Agro Grubu oldu.