A S Y A
Y Ü Z Y I L I N D A
E J D E R
&
H İ L Â L
41
Türk yatırımları için Çin’in orta bölgeleri olarak tanımlanan ve yukarıda listesi
verilen eyaletlere odaklanılması faydalı olacağı gibi, ülkenin batısında da
Sincan Uygur Özerk Bölgesi özel konumu nedeniyle Türk yatırımcılar için
önemli bir potansiyel sunmaktadır. Bu bölge, Türkiye’ye coğrafi yakınlığı ve
bölgenin nüfusunun yaklaşık % 40’ını oluşturan Uygur Türklerinden
kaynaklanan kültürel yakınlık nedeniyle Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik
ilişkiler açısından avantajlı bir konumda bulunmaktadır. Bölgede Türk
mallarına büyük ilgi gösterilmekte, bölgenin başkenti Urumçi’deki Türkiye
Ticaret Merkezi’nde yaklaşık 6 bin metrekarelik bir alan üzerinde yüzün
üzerinde firma 300 kadar Türk markasının satışını yapmaktadır. Diğer yandan
Urumçi’ye 40 km uzaklıktaki Çin-Türk Sanayi İşbirliği Bölgesi, Türk
firmalarına uygun şartlarda yatırım imkânı sunmaktadır.
Sincan bölgesi, Türk firmalarının sağladığı bu tür imkânların ve avantajlı
konumun yanı sıra, Yeni İpek Yolu projesi üzerinde de Çin’in Batı’ya açılan
kapısı olarak konumlanması nedeniyle önem taşımaktadır. Hâlihazırda birçok
Avrupalı firmanın Sincan bölgesinde yatırım yapmaya başladığı, burada
üretim gerçekleştirip, Sincan’dan tüm Çin pazarına açıldığı bilinmektedir.
Örneğin, Alman firması Volkswagen’in 2013 yılında Urumçi’de kurduğu
otomotiv fabrikası gerek söz konusu firma için, gerekse bölgenin ekonomik
kalkınması açısından fayda sağlamaktadır. Firma bu fabrika sayesinde Çin
pazarındaki konumu güçlendirmekte; Çin’in batısına yönelik teşviklerden ve
bu bölgenin kalkınma sürecinden fayda sağlamaktadır. Sincan Uygur Özerk
Bölgesi’ne ise fabrika sayesinde artan istihdam, insan kaynağı gelişimi,
teknoloji kapasitesi, ihracat kapasitesi ve vergi geliri gelmektedir. Dolayısıyla
yatırım karşılıklı fayda prensibi üzerine kurulmuştur ve dolayısıyla uzun
vadede ciddi bir potansiyel taşımaktadır. Türk firmaları da benzer formlarda
işbirliği ve yatırım projelerini Urumçi’de ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin
diğer bölgelerinde hayata geçirilebilirler.
Çin ekonomik büyüme sürecinde özellikle düşük maliyet avantajına sahip
imalat sektöründe yabancı yatırım almışsa da son dönemlerde yabancı
sermaye daha çok hizmet sektörüne gelmektedir. Hizmet sektöründe Çin’e
gelen yabancı yatırımların tamamı içerisindeki payı ilk kez 2010 yılında imalat
sektörünü geçmiştir. Çin Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre
ülkeye yabancı sermaye girişleri içerisinde imalat sektörünün payı % 33,4 iken,
hizmet sektörünün payı % 55,4 olarak gerçekleşmiştir. Başta eğitim, finansal
hizmetler, turizm ve sağlık sektörü olmak üzere farklı alanlarda Çin içerisinde
oluşan talebe karşılık verecek şekilde yabancı firmalar Çin pazarına
yatırımlarla girmektedirler. Bu sektörlerde uluslararası tecrübeye sahip olan
Türk şirketleri için Çin geniş bir pazar ve Çin hükümetinin hizmet sektörüne
yönelik uygulamaları ve mevzuattaki iyileştirmeler sayesinde uygun bir
yatırım ortamı sunmaktadır.