POLONYA İLE TİCARET HEDEFİ: 10 MİLYAR AVRO
Polonya-Türkiye İş Forumu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Polonya Cumhuriyeti Girişimcilik ve Teknoloji Bakanı Jadwiga Emilewicz, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye Polonya İş Konseyi Başkanı Kemal Güleryüz, Polonya Ticaret Odası Jerzy Drożdż'un katılımları ile 7 Mart 2019 tarihinde Polonya'nın başkenti Varşova'da gerçekleştirildi.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın Polonya resmi ziyareti kapsamında düzenlenen Türkiye-Polonya İş Forumununun öncesinde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Polonya Girişimcilik ve Teknoloji Bakanı Jadwiga Emilewicz ticari ilişkilerin geliştirilmesini amaçlayan 4. Dönem İstişare Toplantısı mutabakat zaptını imzaladı.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Polonya ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin 6 milyar avroya ulaştığını belirterek, "2017'de Cumhurbaşkanlarımızın altını çizdiği üzere, ilk hedefimiz, bunu 10 milyar avroya taşımak. Dengeli bir ticaret hacmimiz var. Bunu daha da ileri seviyeye götürmek için biz bir taraftan Polonya için ihracat pazarı olurken, bir tarafından da Polonya'nın en iyi tedarikçilerden birisi olmak için çalışacağız. Burada en çok iş insanlarımıza düşüyor. Biz sizin karşılaştığınız zorlukları, güçlükleri gidermek ve önünüzü açmak için buradayız" dedi. İki ülke arasındaki ilişkilerin 600 yıllık geçmişe sahip olduğunu ve 2009'da stratejik işbirliği anlaşması imzalandığını söyleyen Pekcan, Polonya ile Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilere çok olumlu katkıları olacağına işaret ederek, "Polonya bizim için politik, ekonomik, askeri ve kültürel açıdan iş birliği yaptığımız ve önem verdiğimiz ülkedir" ifadesini kullandı.
"Polonyalı yatırımcıları ülkemize yatırım yapmaya davet ediyoruz"
Türkiye'de çok iyi tasarlanmış yatırımcı dostu teşviklerin olduğunu belirten Pekcan, "Bu teşvikler talep doğrultusunda güncelleştirebilmektedir. Dolayısıyla Türkiye'nin, Avrupa'da en hızlı kar yapacakları ülke olduğunun altınız çizerek Polonyalı yatırımcıları ülkemize yatırım yapmaya davet ediyoruz" dedi. Türk müteahhitlik sektörünün, "dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi" listesinde 46 firma ile Çin'den sonra ikinci sırada yer aldığını bildiren Pekcan, Türk müteahhitlerinin, 123 ülkede toplam değeri 380 milyar dolar olan 9 bin 600'ün üzerindeki projeyi başarıyla gerçekleştirdiğini kaydetti. Türk firmalarının Polonya'da bugüne dek 3,4 milyar dolar değerinde 39 proje üstlendiğini aktaran Pekcan, önümüzdeki dönemde Polonya'da Türk müteahhitlik sektörü için büyük potansiyel bulunduğunu söyledi.
AB ile 21 yıldır ticari ve ekonomik ilişkilerin başarıyla yürütüldüğünü, AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının tarım, kamu alımları ve e-ticareti kapsamadığı için bugün güncellemesinin zorunluluk haline geldiğini vurgulayan Pekcan, bu konuda Polonya'dan ve iş insanlarından destek istediklerini dile getirerek, "Biz AB'den Türkiye olarak herhangi bir ayrımcılık beklemiyoruz. Sadece Türkiye'ye karşı objektif olunmasını, çifte standart uygulanmamasını ve Türkiye'nin üyeliğinin getireceği ekonomik faydanın göz ardı edilmemesini diliyoruz" dedi.
- "Türkiye bizim için büyük önem taşımaktadır"
Polonya Girişimcilik ve Teknoloji Bakanı Jadwiga Emilewicz ise, Polonya'nın Türkiye ile 600 yıldır diplomatik ilişkileri olduğunu hatırlatarak, "Türkiye bizim için büyük önem taşımaktadır" dedi. İki ülke arasındaki ticareti 10 milyar avroya çıkarmak için çalışacaklarını vurgulayan Emilewicz, Türk şirketlerinin Türkiye'den işçi getirme konusunda karşılaştıkları sorunları çözmeye çalışacaklarını söyledi. Türk firmalarının Polonya pazarında kendilerini ispatladıklarını belirten Emilewicz, "Bizim ikili ticaret hacmimizi ikiye katlayacağımıza inanıyorum. Bunun için çalışacağız" dedi.
"AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesine ciddi bir ihtiyacımız var"
DEİK Başkanı Nail Olpak ise, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında Gümrük Birliği Antlaşması'nın imzalanmasının 24. yıl dönümünün 6 Mart tarihinde olduğunu belirterek, "Yeni nesil STA'ların imzalandığı bu süreçte Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi noktasında ciddi bir ihtiyacımız olduğunu ısrarlı bir şekilde ifade etmek isterim. Avrupalı dostlarımızdan da bize bu konuda makul şekilde yaklaşım ve destek sağlamalarını talep ediyoruz"dedi. Polonya'nın, Türkiye'nin Orta Avrupa'daki en önemli ticaret ortağı olduğunu söyleyen Olpak, Polonya'dan Türkiye'nin AB ile olan Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi için destek istediklerini vurguladı.
Olpak, aralarında binlerce kilometre mesafe bulunan Türklerin ve Polonyalıların, geçmişte aynı sınır üzerinde komşuluk yaparak dost olduklarını ifade ederek, bu dostluğun kendini ekonomik alanda da gösterdiğini söyledi. Polonya'daki Türk iş insanlarının, ülkede bir Türk bankasının kurulması ve iki ülke arasında Ekim 2017'de imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşması'nın yürürlüğe girmesi isteklerinin olduğunu aktaran Olpak, bu konuda Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'dan destek istedi.
TÜRK DİASPORASI VARŞOVA'DA BULUŞTU
DEİK/Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Polonya Buluşması, T.C. Varşova Büyükelçisi Tunç Üğdül, DEİK-DTİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye Polonya İş Konseyi Başkanı Kemal Güleryüz, Polonya-Türkiye İş Adamları Derneği (POTİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tuncer ve Türkiye ile Polonya iş dünyası temsilcilerinin katılımlarıyla 6 Mart 2019 tarihinde Polonya'nın başkenti Varşova'da gerçekleştirildi.
"Polonya, müteahhitlik sektörü için önemli fırsatlar sunuyor"
Türkiye'nin Varşova Büyükelçisi Tunç Üğdül, Türkiye açısından Polonya'nın hem bir NATO müttefiki hem de Orta ve Doğu Avrupa'daki kilit ortaklarından birisi olması nedeniyle son derece önemli bir ülke olduğunu dile getirdi. Polonya'nın mevcut ve potansiyel ekonomik görünümü hakkında bilgiler veren Üğdül, Polonya'nın, 1992 yılından beri AB ülkeleri arasında kesintisiz bir ekonomik büyüme içinde olduğunu ve 2004 yılından beri AB fonlarından en çok destek sağlayan ülkelerin başında geldiğini belirtti. Kişi başı milli gelirin ve genel hayat standartlarının yükselmesi sonucu, Polonya'nın ilerleyen dönemde AB fonlarından geçmişte olduğu kadar istifade edemeyeceğini söyleyen Üğdül, "AB fonlarının azalması ülkenin altyapı yatırımlarının keskin bir şekilde azalacağı anlamına gelmemektedir. Merkezi Havalimanı gibi benzer başka altyapı projelerinin de farklı finansman yöntemleriyle hayata geçirilmesi mümkün olabilecektir. Polonya'nın sermaye piyasası özellikle kayda değer bir gelişim göstermiştir. Bu çerçevede, Polonya'nın müteahhitlik sektörümüz için de önemli fırsatlar sunmaya devam edeceğine inanıyoruz" dedi.
Ticaret hacmi hedefi 10 milyar dolar
İki ülke Cumhurbaşkanları tarafından belirlenen 10 milyar dolarlık ticaret hedefine gittikçe yaklaşıldığını ifade eden Üğdül, "Bu hedefe daha hızlı bir şekilde ulaşılabilmesi için ekonomik istişareler marjında gerçekleştirilen İş Forumu gibi etkinlikler önem taşımaktadır. Polonya ile ilişkilerimizde ekonomik ve ticari iş birliğinin önemli bir rol oynamaya devam edeceği açıktır. Sivil havacılık, turizm, fuarlara karşılıklı olarak katılım, üçüncü ülkelerde ortak girişimler, yatırımlar, altyapı projeleri gibi iş birliğimizin daha da yoğunlaştırılabileceği çok sayıda alan mevcuttur. Özellikle altyapı projelerinin önümüzdeki dönemde firmalarımız için büyük fırsatlar sunduğu görülmektedir" açıklamasında bulundu.
"DTİK'i tüm dünyaya tanıtmak için hızımızı artırıyoruz"
DEİK-DTİK Başkanı Nail Olpak, "Türkiye ve Polonya arasında, geçmişi 600 yılı aşan bir dostluk var ve etkisini ekonomik anlamda da gösteriyor" dedi.DEİK ve DTİK hakkında bilgi veren Olpak, "Dışişleri Bakanlığımızın ve Ticaret Bakanlığımızın Dünya yapılanmasından esinlenerek, ki bizim yapımıza da uygun olduğunu gördüğümüz Bölge Komitelerimiz, DTİK'in ana omurgasını oluşturuyor" dedi. DTİK'in kurulduğu günden bu yana yurt dışında ülkemiz adına ekonomik alanda lobi faaliyetleri yürüterek, Türkiye'nin güçlü imajını daha da ileriye taşıdığını kaydeden Olpak, DTİK'in küresel aktör olma yolunda ilerleyen ülkemiz için çalışma ve faaliyetlerine son dönemde hız kazandırdığını söyledi. ‘'Yavaşça acele et'' Polonya atasözüne atıfta bulunan Olpak, "Diaspora konusunda farkındalık oluşturmak, DTİK'i tüm dünyaya tanıtmak ve yeni iş birlikleri oluşturmak için hızımızı yavaşça artırıyoruz" dedi.
"DTİK İletişim Platformumuz, kıtalararası iletişimi sağlıyor"
Türk diasporası ile ilgili olarak DTİK'in fonksiyon ve geleceğinin masaya yatırılarak bir strateji çalışmasının hazırlandığını vurgulayan Olpak, çalışmaya Ticaret Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, YTB, TİKA, YEE, Maarif Vakfı, Göç Vakfı gibi tüm paydaş kurumların da dâhil edildiğini ifade etti.
Devlet ve Türk diasporası arasında köprü görevini üstlenen DTİK'in vizyon ve stratejilerinin güncellendiğini kaydeden Olpak, "Çalışmamızın en önemli yöntemi, ‘'ortak akıl'' ile çok farklı görüşler ve fikirlerin de ortaya konulmasıydı. DTİK'in çatısı altında yer aldığı DEİK ile uyumlu, ama kendine has güçlü özelliklerini koruyacağı bir tanım ortaya konuldu. DTİK İletişim Platformumuz ise, Türk Diasporası arasındaki kıtalararası iletişimi sağlayan, Türk girişimcisi ve profesyonelinin iş profillerinin yer aldığı, online bir uygulamamız. Örneğin, Polonya ve Rusya'daki Türk iş insanları birbiriyle bu uygulama üzerinden eşleşiyor ve bilgi paylaşabiliyor. DTİK sorumlumuz, tüm İş Konseyi toplantılarına katılacak ve tüm iş konseylerinde DTİK gündemi de olacak, iş konseylerimizin yurt dışında yapacağı tüm toplantılarından, o ülkedeki DTİK üyelerimize bilgi verilip, davet edilecek. Böylece, o ülkede faaliyet gösteren DTİK üyelerimiz ile o ülkeyle iş yapan DEİK ülke iş konseyi üyelerimizi, sistematik bir şekilde bir arada tutacağız" dedi.
DEİK/ Türkiye Polonya İş Konseyi Başkanı Kemal Güleryüzise, Türkiye ile Polonya arasındaki ticaret hacminin son 10 yıldır dengeli şekilde arttığını ve son yılda Türkiye lehine fazla verdiğini belirterek, ülkenin Türk iş dünyasına önemli yatırım olanakları sunduğunu kaydetti. Dünya Türk İş Konseyi (DTİK)'in kurulma amacına değinen Güleryüz, ayrıca konseyin yurtdışında yaşayan Türk vatandaşların ekonomik faaliyetlerine katkı sunmak için çalışmalar yürüttüğünü, network ortamı sağladığını ve anavatan ile Türk diasporası arasında köprü görevi üstlendiğini açıkladı.
Açılış konuşmalarının ardındanPolonya-Türkiye İş Adamları Derneği (POTİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tuncer ise, POTİAD hakkında bilgi vererek, Polonya'da yaşayan Türk iş insanlarının yaşadığı bazı sorunları aktardı.
DEİK Başkanı Olpak: "KDV iadesindeki hızlandırma ile iş dünyamız finansal açıdan yeni bir soluk alacak"
Dış Ekonomik Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğine ilişkin değerlendirme yaptı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından KDV iadelerinde yapılan hızlı geri ödeme düzenlemesinin iş dünyasına finansal açıdan bir güç katacağını belirten DEİK Başkanı Nail Olpak;
"Sayın Bakanımız Berat Albayrak'ın destekleriyle hayata geçirilen KDV iade sürelerinin kısaltılmasını, tüm iş dünyamızın beklentilerine hızla yanıt veren değerli bir adım olarak görüyoruz. Reform niteliğindeki bu yeni düzenleme sayesinde, KDV iadelerinde süre açısından önemli bir hızlanma yaşanacak ve çok daha kolay bir sistem sunulacak. KDV iadelerinin uzamasıyla firmalarımız üzerinde oluşan finansal yük, getirilen yeni düzenleme ile birlikte önemli ölçüde azaltılmış olacak.
Böylelikle; hem ülkemizde iş yapma kolaylığı noktasında önemli bir kazanım sağlandı, hem de firmalarımızın finansal açıdan önleri açılmış oldu. Özellikle KDV iadelerinin yüzde 50'sinin 10 gün gibi kısa bir gerçekleştirilecek olması, iş dünyamızın finansal açından yeni bir soluk almasını sağlayacak."
DEİK, HIRVATİSTAN CUMHURBAŞKANI KITAROVIĆ'I AĞIRLADI
TİCARET HACMİ HEDEFİ 1 MİLYAR DOLAR
Türkiye'yi ziyaret eden Hırvatistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitarović, DEİK/Türkiye-Hırvatistan İş Konseyi ev sahipliğinde düzenlenen akşam yemeğinde Türk iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldi.
Hırvatistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitarović'in Türkiye ziyareti kapsamında DEİK/Türkiye-Hırvatistan İş Konseyi ev sahipliğinde düzenlenen akşam yemeği 17 Şubat 2019 tarihinde gerçekleştirildi. Yemeğe, Hırvatistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitarović, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Hırvatistan İş Konseyi Başkanı Sadettin Saran, Hırvatistan Ankara Büyükelçisi Hrvoje Cvitanovic, DEİK Yönetim Kurulu Üyesi ve Doğuş Grubu Başkanı Ferit Şahenk, DEİK/Türkiye-Fransa İş Konseyi Başkanı ve TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Mustafa Sani Şener, MNG Grup Başkanı Mehmet Nazif Günal, Demsa Grup Ceo'su Demet Sabancı Çetindoğan, MB Holding Onursal Başkanı Muharrem Balat, Turkcell Ceo'su Kaan Terzioğlu, Rixos Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Tamince ve Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Vedat Aksel Alaton katıldı. DEİK/Türkiye-Hırvatistan İş Konseyi Başkanı Sadettin Saran, "Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kitarović'in bu ziyareti iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttırılması ve yeni yatırım imkânlarının tespit edilmesi açısından büyük önem taşıyor" dedi.
Hırvatistan Cumhuriyeti CumhurbaşkanıKolinda Grabar-Kitarović, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler açısından kısa vadedeki hedeflerinin 1 milyar dolar ticaret hacmine çıkarılması olduğunu söyleyerek, ticaret potansiyelinin uzun vadede ise daha fazla artırılması olduğunu ifade etti. 2019'un Ocak ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerine atıfta bulunan Kitarović, 2016 yılında gerçekleştirilen Türkiye-Hırvatistan İş Forumu'nun ikincisinin de iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi bakımından Hırvatistan'da düzenlenmesinin faydalı olacağını söyledi. Hırvatistan'da bilişim teknolojilerinin yanı sıra turizm ve enerji sektörlerinde fırsatların olduğunu belirten Kitarović, Türk yatırımcıların ve iş insanlarının Hırvatistan'da yaşadıkları problemler varsa ya da olursa çözmek için elinden geleni yapacağını vurgulayarak, Türk iş insanlarını Hırvatistan'a daha fazla yatırım yapmaya davet etti.
"İkili ticareti artırmak için potansiyelimiz var"
DEİK Başkanı Nail Olpakise, 2016 yılının Nisan ayında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Hırvatistan ziyaretinin, 2019 yılının başında ise Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitarović'in Türkiye ziyaretini gerçekleştirdiğini belirterek, ziyaretlerin iki ülkenin ekonomik ve ticari ilişkilerinin gelişmesi için çok önemli adımlar olduğunu söyledi. Türkiye'nin Hırvatistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Olpak, hedefin ekonomik, siyasi ve kültürel iş birliği açısından ilişkileri her zaman geliştirmek olduğunu ifade etti. Türkiye ile Hırvatistan arasındaki ikili ticaretin potansiyelin altında olduğuna dikkat çeken Olpak, "İş tarafı sadece ticaret için değil, doğrudan yatırımla birlikte iyi gidiyor. İkili ticareti artırmak için potansiyelimiz var. Hırvatistan'daki Türk yatırımları daha aktif olmaya başladı. Hırvatistan'da turizm, bankacılık, ulaşım ve enerji sektörlerinde yatırımı bulunmaktadır. Yakın gelecekte, ülkemiz arasındaki dostane ilişkilerin yatırım ve ticaret ilişkimize yansıyacağına inanıyorum" dedi.
"Bu ziyaret iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması açısından büyük önem taşıyor"
DEİK/Türkiye-Hırvatistan İş Konseyi Başkanı Sadettin Saran, "Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kitarović'in bu ziyareti iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttırılması ve yeni yatırım imkânlarının tespit edilmesi açısından büyük önem taşıyor" dedi. Saran, yemekte yaptığı konuşmada; 1995 yılında kurulan DEİK Türkiye-Hırvatistan İş Konseyi'nin amacının iki ülke arasındaki ortak yatırımların artırılması olduğuna vurgu yaptı. Hırvatistan'daki Türk yatırımlarının özellikle turizm, bankacılık, ulaşım ve enerji sektöründe ivme kazandığını belirten Saran, "Bu başarılı yatırımcılardan bazılarının bugün bu masanın etrafında olduğunu söylemekten çok memnunum. Türk iş dünyasının temsilcileri olarak, derin tarihsel, kültürel ve sosyal ilişkilerimiz olan Hırvatistan ile her açıdan ekonomik bağlarımızı daha da geliştirmek istiyoruz" dedi. Saran, iki ülkenin karşılıklı yatırımlarının ve ticari ilişkilerinin geliştirmesi için yenilenebilir bilişim teknolojileri, enerji, turizm, tarım ve inşaat sektörlerinin ön plana çıktığını vurguladı.
Saran, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Geçen yıl iki ülke arasındaki en yüksek ticaret hacmine tanık olduk. Ticaret hacmimiz 600 milyon dolara yükseldi. İki ülke arasındaki güçlü bağların, dostane ilişkilerin ve ekonomilerinin birbirini tamamlayıcı yapısı göz önüne alındığında mutlaka yapacak çok fazla iş olduğunu söylemeliyiz. Hedefimiz ticaret hacmini 1 milyar dolara çıkarmak. Mart ayında bilişim teknolojileri sektöründeki Türk ve Hırvat firmalarının arasındaki iş fırsatlarını keşfedilmesi için Hırvatistan Ticaret Odası ile iş birliğinde bir toplantı düzenlemeyi planlıyoruz. İki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmaya yönelik bir diğer adım da Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği'nin modernleşmesini gerektirecektir. 2020 yılında AB dönem başkanlığını üstlenecek Hırvatistan'dan bu konuda destek bekliyoruz. İş dünyası olarak, Hırvatistan ile her açıdan ekonomik bağlarımızı geliştirmek ve güçlendirmek istiyoruz."
Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kitarović, açılış konuşmalarının ardından iş insanlarının firma tanıtımları ile Hırvatistan'daki iş ve yatırım iş planlarını dinledi.
TÜRKİYE VE MACARİSTAN BİRLİKTE AFRİKA'DA YATIRIMLARA ODAKLANIYOR
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Afrika İş Konseyleri ile Türkiye-Macaristan İş Konseyi ev sahipliğinde ve Macar İhracatı Teşvik Ajansı (HEPA) iş birliğiyle düzenlenen Türkiye- Macaristan II. Afrika İş Forumu'nda, Türkiye ve Macaristan'ın Afrika'daki ortak proje ve yatırım finansmanı paneli gerçekleştirildi. Toplantıda özellikle Sahra Altı Afrika'daki iş birliği konuları değerlendirildi.
Türkiye- Afrika İş Konseyleri ve Türkiye- Macaristan İş Konseyi ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye- Macaristan II. Afrika İş Forumu, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Péter Szijjártó, T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, DEİK Başkanı Nail Olpak, Türkiye-Macaristan İş Konseyi Başkanı Adnan Polat, Türkiye-Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Erhan Barutoğlu, Türkiye Müteahhitler Birliği Başkan Vekili Selim Bora, Macar İhracatı Teşvik Ajansı (HEPA) CEO'su Gabor Ligetfalvi, Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Ali Koray Erden, Macar Eximbank İhracat Finansmanı Sigortası ve Uluslararası İlişkiler Direktörü Viktor Berki, Enexio Hungary A.Ş. Satış Direktörü ve Küresel İş Geliştirme Başkanı Balázs Lakatos ile 150'den fazla Türk ve Macar iş insanlarının katılımıyla 13 Şubat 2019 tarihinde İstanbul'da gerçekleşti.
Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Péter Szijjártó, "Yeni dünya düzeninde, güçlü şekilde müttefik kuranlar başarılı olabilir. Macaristan için de Türkiye böyle bir müttefiktir" dedi. Szijjártó, "Türk ve Macar siyasi liderler samimiyetle görüşüyorlar. İki ülke arasında bir güven oluştu. Bundan en çok faydalanacak olan da ülkelerimizin ekonomileridir. Dikkatimizi artık Afrika'ya yöneltmemiz gerekiyor" dedi. Afrika ile ekonomik iş birliğinin önemine dikkat çeken Szijjártó, Afrika'nın sınırsız imkanları sunması ve Sahra altı Afrika'nın gelecek 10 yılda bölgenin nüfusunun yüzde 35 artacağı beklentisiyle firmalar açısından ciddi kazanç sağlayacağını söyledi. Szijjártó, ayrıca Macar ve Türk firmalarının yapacağı yatırımlar sayesinde Afrikalıların ülkelerinden ayrılmadan hayatlarını istedikleri refah seviyelerinde geçirebilme imkânı bulacaklarını kaydetti.
Macar Eximbank'tan 220 milyon dolar kredi imkânı
Macar Eximbank'ın Afrikada'daki ortak yatırımlar için 220 milyon dolarlık bir kredi oluşturduğunu dile getiren Szijjártó, şunları söyledi: "Kredi kullanılırsa yenisini açabiliriz. Macaristan'ın teknoloji, mühendislik bilgisi su yönetiminde, çevre sanayi, atık yönetimi, enerji projeleri geliştirme ve sağlık projeleri geliştirme alanında dünya çapında biliniyor. Macar firmalar bu alanlarda yatırım yapıyorlar. Geçen yıl Macar ve Türk firmaları iki devletin desteğiyle Kenya'da sanayi alanında bir yatırım gerçekleştirdi. Her iki ülke firmalarından bu başarının üstüne koyarak Afrika'da daha fazla yatırım yapmanızı diliyorum.
"Afrika kıtası umudun, ekonomik canlanmanın ve büyümenin merkezi haline geldi"
Macaristan ile Türkiye'nin Afrika kıtasındaki iş birliğinin önemli bir adım olacağını ifade eden T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, Afrika kıtasının umudun, ekonomik canlanmanın ve büyümenin merkezi haline geldiğini söyledi. Batur, "Karşımızda hızla kentleşen, orta sınıfı güçlenen, ekonomilerini hammadde bağımlılığından kurtarma uğraşında önemli mesafeler kat eden bir Afrika kıtası mevcut. Macaristan'ın da "Küresel Açılım Stratejisi" kapsamında Afrika'yla ilişkilerini geliştirmekte olduğunu görüyoruz. Başta tarım ve sağlık olmak üzere birçok alanda Afrika'nın kalkınma sürecine destek olmayı arzu ediyor, bu amaçla Afrika'ya yönelik çeşitli faaliyetler düzenliyoruz" dedi. Türkiye'nin Afrika kıtasında 42 ülkede Büyükelçiliği'nin, 26 ülkede Ticaret Müşavirliği'nin bulunduğunu, THY'nin kıtada 37 ülkede 55 noktaya sefer düzenlediğini ve DEİK'in Afrika ülkeleri ile kurulan İş Konseylerinin sayısının 44'e ulaştığını kaydeden Batur, Afrika kıtasındaki 47 ülke ile Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması olduğunu belirterek, Serbest Ticaret Anlaşması ve Yatırımların Karşılıklı Korunması Anlaşmalarının artırılması için çalışmaların sürdürüldüğünü söyledi.
Batur, Türkiye'nin 2003 yılında Afrika kıtası ile 5,4 milyar dolar olan ticaret hacminin 2018 yılında 23,8 milyar dolara yükseldiğini söyledi. Afrika'da 5,7 milyar doları aşan piyasa değerindeki yatırıma sahip olan Türk firmalarının 24 bini aşkın Afrika vatandaşına da istihdam sağladığını belirten Batur, Türk müteahhitlik firmalarının kıtada önemli projeleri tamamladığını ve müteahhitlik firmalarının Afrika genelinde bugüne dek 67,4 milyar dolar değerinde bin 379 proje gerçekleştirdiğini ifade etti.
"Afrika için 3'üncü ülkeler ile iş birliğine olumlu bakıyoruz"
Türkiye'nin Afrika kıtasında elde ettiği tecrübenin, bugün tüm dünyanın dikkatini çektiğini belirten Batur, Afrika için faydalı olması kaydıyla kıtada diğer ülkelerle ortak çalışılmasına da olumlu baktıklarını söyleyerek, "Biz bu deneyimlerimizi Macar kardeşlerimizle paylaşmaktan memnuniyet duyacağız. Her iki tarafın daha güçlü olduğu alanları masaya koyarak ilk aşamada sağlık, bilgi iletişim teknolojileri, su ve atık su yönetimi hizmetleri, inşaat ve mühendislik sektörlerinde iş birliği gerçekleştirebileceğimizi düşünüyoruz" dedi.
"Türkiye- Macaristan birlikteliğini artırarak devam ettireceğiz"
DEİK Başkanı Nail Olpak, uzun yıllar boyunca Türkiye ve Macaristan'ın son derece iyi ilişkilere sahip bir süreçte ilerlediklerini söyledi. 2013 yılında her iki ülke Bakanlarının katılımıyla iş forumu düzenlediklerini ve bugüne kadar her iki ülkede düzenli olarak Türkiye-Macaristan İş Forumu gerçekleştirdiklerini hatırlatan Olpak, "Bugün bu birlikteliği artırarak devam ettireceğiz. Elbette sonuçlarını daha fazla görmek istediğimiz bir forum olmasını diliyoruz. Afrika'da iş yapmayı konuştuğumuz için özellikle Türk Eximbank yetkililerinin ve Macar Eximbank yetkililerinin de burada olmasını önemsiyoruz. Afrika'da ortak projeler geliştirmek ve ortak yatırımlar yapmak için bankalar, medya kuruluşları, devlet kurumları ve iş dünyası örgütlerinin yer aldığı bir inisiyatif oluşturulması, hedef sektörler ve bu sektörlerde iki ülke tarafından birbirini tamamlayan ürün ve hizmetleri belirleyecek ve ikili görüşmeler yaparak mevcut projeleri değerlendireceğiz. Türkiye-Afrika İş Konseylerimiz ve Türkiye – Macaristan İş Konseyimizin ortaklığında ve Macar İhracatı Teşvik Ajansı – HEPA iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz "Türkiye–Macaristan II. İş Forumu'muzun, ticari ve dostluk ilişkilerimizi derinleştireceğine inanıyorum. Yapılacak değerlendirmelerden somut sonuç çıkmasını diliyorum" dedi.
DEİK/Türkiye-Macaristan İş Konseyi BaşkanıAdnan Polat, Türkiye ve Macaristan arasında güçlü ilişkilerin bulunduğunu belirterek, 4 yıl öncesi ile bugün arasında ticaret hacminin yüzde 50 arttığını, 3 milyar doların üzerine çıktığını kaydetti. İki ülke liderinin her bir araya geldiğinde ticaret hacmindeki hedefi artırdığını belirten Polat, kendilerinin de bu hedefleri yakalamak için gayret gösterdiğini ifade etti. Türk iş insanlarının Macaristan'a yatırımlarının 4 yıl öncesine göre 8,10 misli artmış olduğunu aktaran Polat, "4 yıl önce THY'nin Budapeşte'ye hafta 3 uçuşu vardı, şimdi günde 5 uçuş var iki taraf da dolu, yer bulmak mümkün değil. Siyasi olarak da Macaristan ile iyi ilişkilerimiz var" dedi. Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto'nun ilişkilerin gelişmesindeki çabalarının önemini vurgulayan Polat, "İki ülke ekonomik ve siyasi alanda birçok iş birliği yapıyor. Artık iş adamlarımızın da aynı çabayı göstermesi lazım. Biz de elimizden gelen yardımı yapmaya hazırız." dedi.
DEİK/Türkiye-Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Erhan Barutoğlu, Türkiye Macaristan arasındaki karşılıklı iş birliğinin Afrika Kıtası ülkelerinde de devam etmesi ve artması yönünde önemli mesafenin kat edileceğine inandığını belirtti. Türk ve Macar firmalarının beklentilerini sürdürülebilir ve verimli bir şekilde karşılayacak iş ve iş birliği modellerinin geliştirileceğini belirten Barutoğlu, "Afrika kıtasının artan genç nüfusu, hammadde kaynaklarının varlığı ve bunların ihtiyaç pazarlarına ulaştırılması için enerji, altyapı ve ulaşımın mutlak geliştirilmesi zorunluluğu bulunuyor. Afrika kıtasında yer alan ülkelerin bir çoğunun zengin kaynaklarına rağmen, gerekli bilgi, tecrübe ve teknolojiye gelişmiş ülkeler kadar yakın olmamaları sebebiyle, Afrika Kıtası ülkeleri tüm dünya ülkeleri için büyük bir pazar olarak tanımlanıyor. Ekonomik hedeflere hizmet edecek altyapının yetersiz olması veya olmaması Afrika ülkelerinin ekonomik hedeflerini gerçekleştirmek için Türkiye gibi, Macaristan gibi ülkelerin değerli firma, ürün ve hizmetlerine ne kadar ihtiyacı olduğunu gösteriyor" dedi. Barutoğlu, Macaristan ile Türkiye arasında tesis edilecek iş birliği modelinin Afrika Kıtası ülkelerinin üzerinde kazan kazan ilkesi odağında olacağına inandığını belirtti.
Macar İhracatı Teşvik Ajansı (HEPA) CEO'suGabor Ligetfalvi ise, "İkili ilişkilerimizi yeni bir boyuta ulaştırmaktan mutluluk duyacağız. Türkiye'nin tecrübesi, coğrafi özelliklerimiz büyük bir önem taşıyor. Konferansımızda faydalı bir gelişme olacağını ümit ediyorum" dedi.
Açılış Konuşmalarının ardından Forum, Afrika'da Türk-Macar Ortak Proje ve Yatırım Paneli ile devam etti. Panelin ardından ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi.
Kırgızistan Ekonomi Bakanı Türk İş İnsanlarına İş birliği ve Yatırım Çağrısında Bulundu
KIRGIZİSTAN, AVRASYA PAZARINA AÇILAN KAPI
Kırgızistan İş ve Yatırım Olanakları Toplantısı, Kırgızistan Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı Oleg Pankratov'un Türkiye'yi ziyareti kapsamında DEİK Başkanı Nail Olpak ve Türkiye–Kırgızistan İş Konseyi ev sahipliğinde 31 Ocak 2019 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirildi.
Kırgızistan İş ve Yatırım Olanakları Toplantısı'na, Kırgızistan Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı Oleg Pankratov, DEİK BaşkanıNail Olpak, Kırgızistan Ekonomi Bakanlığı Ticaret Politikaları Genel Müdürü Аskat Bekov, Kırgızistan Ekonomi Bakanlığı Yatırım Politikaları Daire Başkanı Аliaskar Turgunbaev, Kırgızistan Ekonomi Bakanlığı Devlet Mülk İdaresi Daire Başkanı Eldana Satarova, Bişkek Serbest Ekonomi Bölgesi Müdürü Manas Murataliev, DEİK/Türkiye-Kırgızistan İş Konseyi Başkan Yardımcısı Aydın Mıstaçoğlu, Kırgızistan İstanbul Başkonsolosu Erkin Sopokov, DEİK Genel Sekreteri Caner Çolak ve 50'den fazla Türk ve Kırgız iş insanları katıldı. Kırgızistan'ın iş ve yatırım olanakları hakkında bilgilerin paylaşıldığı toplantıda, Türk firmaları ile ortaklıkların kurulması, karşılıklı mal ticareti hacminin arttırılması, Kırgızistan'da yakın zamanda hayata geçirilecek önemli altyapı projeleri ve Narın Serbest Ekonomik Bölgesi hakkında ayrıntılı bilgiler ele alındı.
Türkiye ve Kırgızistan arasında çalışma grubu kurulacak
Kırgızistan Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı Oleg Pankratov, Kırgızistan'la ilgili fırsatlardan ve yatırımlarla ilgili büyük projelerden bahsederek, "Bizim amacımız gerçekten somut iş birliklerine kapı açmaktır" dedi. Ankara'da Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile de görüştüklerini aktaran Pankratov, "İki ülke Ticaret ve Ekonomi Bakanlıkları arasında ortak çalışma grubu kurulması için karar aldık. Çalışma grubu, hızlı bir şekilde sektörel ilişkilerin geliştirilmesi ve yeni projelerin tanıtım faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi üzerine çalışılacak" açıklamasını yaptı.
"185 milyonluk piyasaya engelsiz satış gerçekleşiyor"
Kırgızistan ekonomisine ilişkin tanıtım sunumunu gerçekleştiren Bakan Pankratov, Kırgızistan'ın stratejik konumundan bahsederek, ülkenin Avrasya Gümrük Birliği'ne üye olması ve Çin, Kazakistan, Özbekistan, Rusya Federasyonu gibi ülkelere komşu olması sebebiyle ekonomik iş birliklerindeki potansiyelin altını çizdi. Pankratov, Kırgızistan'ın İran ve Azerbaycan ile de Serbest Ticaret Anlaşması olduğunu belirterek, "Kırgızistan'dan 185 milyonluk piyasaya engelsiz satış gerçekleşiyor" dedi. Her yıl 10 milyarlık ürünün Kırgızistan gümrüklerinden geçip yayıldığını kaydeden Pankratov, "Rusya Federasyonu şu anda üçüncü ülkelerden ithalata bazı engeller koyuyor. Mesela özel etiketleme şartı koşacak. Dolayısıyla Rusya'ya ihracat zorlaşacak, maliyet açısından külfetli olacak ve zaman alacaktır. Bu konuda iş birliğine hazırız. Zamanında tedbir almazsak, başka ülkeler bizden önce davranabilir" şeklinde konuştu.
Tekstilde kamu-özel sektör iş birliği fırsatı
Türkiye'yi örnek alarak devlet ve özel sektör iş birliğine sıcak baktıklarını belirten Pankratov, bu konuda Türk iş insanlarının nadide tecrübelerinden faydalanmak istediklerini dile getirdi. Kırgızistan'da özellikle tekstil, deri, konfeksiyon alanlarında ortak işletmeler kurulmasını istediklerini söyleyen Pankratov, "Bu ortak işletmelerde sizin teknolojiniz bizim gücümüz ile ürün üretelim" dedi. Pankratov, "Narın bölgesinde terminal, liman ve demiryolu işletmesine ihtiyaç var. Kamu ve özel sektör iş birliği ile bunu yapmak istiyoruz. Türk iş insanları için bu proje bir fırsattır ve davetimiz geçerli" dedi. Tekstile önem verdiklerini ve özel vergi imtiyazı sunulduğunu belirten Pankratov, "Hazır giyim konfeksiyonun bulunmasını da arzu ediyoruz. Türkiye'nin tecrübesi sayesinde üçüncü ülkelerde iş birliği yapabiliriz. Yatırımcıların yeni teknolojiler, yeni yöneticiler ve yeni yönetim teknolojilerini de beraberinde getirmelerini bekliyoruz" dedi.
"Ticaret hacmini 1 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz"
DEİK Başkanı Nail Olpakise, Türkiye ve Kırgızistan arasındaki çok boyutlu ilişkinin siyasi, ticari, askeri, eğitim, sağlık ve ulaştırma alanlarında olmak üzere 200'ün üzerinde anlaşma ve protokolden oluşan geniş bir çerçevede sürdüğünü söyledi. İstikrarlı ekonomisi ve değerli madenleri ile önemli bir potansiyel barındıran Kırgızistan ile Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin kazan-kazan ilkesiyle devam ettiğini belirten Olpak, Türkiye'nin Kırgızistan'dan ithalatında altının ön plana çıktığını, Türkiye'nin Kırgızistan'a ihracatında ise hazır giyim ve tekstil ürünlerinin ilk sıralarda yer aldığını aktardı. 2018' yılının ilk 11 ayında Türkiye'nin Kırgızistan'a ihracatında yüzde 10'luk artışın olduğunu belirten Olpak, "Son 5 yıllık dönemde, karşılıklı ticaret hacmimiz 500 milyon dolar civarında seyrediyor. Ancak bu rakam gösteriyor ki, Kırgızistan ile Türkiye arasındaki ticaret, hala potansiyelinin oldukça uzağında. Kırgızistan ile Türkiye arasındaki ticaret hacmini, en kısa sürede 1 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
"PPP projelerinin başarıyla hayata geçirileceğine inanıyorum"
2018 yılı Eylül ayında Bişkek'te her iki ülke Cumhurbaşkanı ve ilgili Bakanların katılımıyla Türkiye – Kırgızistan İş Forumu'nu gerçekleştirdiklerini hatırlatan Olpak, gerçekleştirilen forumda Kırgızistan Yatırımları Teşvik ve Koruma Ajansı ile İşbirliği Protokolü imzaladıklarını belirtti. Olpak sözlerine şöyle devam etti: "Bu protokol ile iki ülke arasındaki ekonomik canlılık gözle görülebilir şekilde arttı; daha da artacağına inanıyorum. Forumun hemen ardından, ‘'Türkiye-Kırgızistan PPP Konferansı''mızı Bişkek'te gerçekleştirdik. Konferansta, Türkiye'nin kamu ve özel sektör ortaklığı (PPP) deneyimleri aktarıldı, önemli faydalar çıkar diye düşünüyorum. Hidroelektrik potansiyeli konusunda ilgili projeler hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Bunlar çok önemli gelişmeler. Birlikte çalışma kültürümüzün kendini en güzel şekilde gösterdiği alanlardan biri olduğunu düşündüğüm PPP projelerinin başarıyla hayata geçirileceğine inanıyorum."
Ekonomi Bakanı Oleg Pankratov'un ülke sunumunun ardından toplantı soru-cevap bölümüyle tamamlandı. Toplantı, hediye takdiminin ardından sona erdi.
NAİL OLPAK: "BEKLENTİLERİN ÜZERİNDEKİ PERFORMANS GÜVEN VERİCİ"
DEİK Başkanı Nail Olpak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın liderliğinde hayata geçirilen Enflasyonla Mücadele Programı'yla yılsonu hedeflerinde beklentilerden daha iyi bir performans elde edildiğini ve bu sonucun iş dünyası için güven verici olduğunu söyledi.
DEİK Başkanı Nail Olpak, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
"Hazine ve Maliye Bakanımız Yeni Ekonomi Programı'nı açıkladığında yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 20,8'di. Aralık ayındaki rakamla birlikte yılı bu seviyenin altında tamamladık. Ticaret Bakanlığımızın da önemli katkı sağladığı bu sonuç, piyasalar açısından 2019 yılı beklentileri için güven verici oldu. Verimlilik artışıyla desteklenen dengeli büyüme stratejisi ile birlikte, para ve maliye politikalarındaki sıkı duruşun önümüzdeki dönemde de sürmesinin önemli olduğuna inanıyoruz.
Bizler de iş dünyası olarak, enflasyonla mücadeleye destek için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. DEİK olarak, 145 İş Konseyimiz ve tüm üyelerimizle birlikte, ülkemizin gerek mal ve hizmet ihracatını artırarak gerekse de yürüttüğümüz ticari diplomasi faaliyetleri ile ülkemize yabancı yatırımları çekme noktasında çalışmalarımızı artan bir gayretle sürdüreceğiz. Böylelikle, ülkemize daha fazla döviz girdisi sağlayarak Türk lirası üzerindeki kur baskısını en aza indirmeye ve kur baskısının enflasyon üzerindeki etkisini hafifletmeye yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "DEİK, Türk iş dünyasının lokomotif kuruluşudur"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Olağan Mali Genel Kurulu, T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve DEİK Başkanı Nail Olpak'ın ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleşti.
Dünyanın ciddi değişimler yaşadığı bir süreçte, DEİK'in yeni yapısı ve yeni yönetimiyle Türk iş dünyası ve özellikle ihracatçıların lokomotif kuruluşu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; "2016 yılının başından itibaren DEİK'in düzenlediği iş forumu ve konsey toplantılarının da olduğu 5 bin farklı etkinliği yakalan ivmenin bir göstergesi olarak görüyorum. Ülkemizin en büyük 100 Türk şirketinin 63'ünün, en büyük 46 uluslararası müteahhitlik şirketimizin 28'inin, en büyük 70 ihracatçı şirketimizin 21'inin DEİK üyesi olması da bu başarının bir nişanesidir. Son dönemde atılan adımlar neticesinde DEİK, Türkiye'nin tüm renklerini kucaklayan ve tüm farklılıkları içinde barındıran daha kapsayıcı bir yapıya kavuşmuştur. DEİK'in ülkemiz için çok önemli bir kazanım olarak gördüğüm bu ivmesini sürdürerek, 2019 yılında da başarı çıtasını çok daha yükseğe taşıyacağına inanıyorum." şeklinde konuştu.
2019'un parolası ‘İşimiz gücümüzü dünyaya taşımak'
2019 yılının Türkiye ekonomisi için çok önemli bir yıl olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "DEİK'ten icrai bir kurul olarak Türkiye'nin ekonomik gücünü tüm dünyaya taşımasını beklerken, Türk iş dünyasına yeni ufuklar açacak, yol ve istikamet çizecek stratejik çalışmalara imza atmalıdır. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığımız boyunca DEİK'e çok özel bir önem verdik. Afrika'dan Güney Amerika'ya kadar ziyaret ettiğimiz her yere DEİK'i de davet ederek iş adamlarımız arasında köprüler kurduk. 2002 yılında yola çıktığımızda ihracatımız 36 milyar dolardı. Şu anda ihracatımız 170 milyar dolara geldi. İhracatçı firma sayımız 31 binden azdı. Fakat bu rakamı iki katında fazla yükselterek 71 binin üzerine çıkardık. Yürürlüğe koyduğumuz düzenleme ile 8 bin 582 ihracatçımıza yeşil pasaport imkanı getirerek pek çok ülkeye vizesiz seyahatin yolunu açtık. Eximbank'ın sermayesini 3 milyar dolarda 10 milyar dolara çıkardık. İhracatçılarımıza sadece geçen sene 2 milyar dolar kredi desteği verdik. Son 16 yılda ülkemizde 201 milyar doların üzerinde doğrudan yatırım çektik. 2019'da ekonomide çok güçlü bir yükseliş olacaktır. Biz daima zor yolu seçtik. Son 16 yılda en büyük sermayemiz ülkemize inanmamız milletimize güvenmemiz olmuştur.. Önümüzdeki zorlukların üstesinden geleceğimize inanıyorum." dedi.
2019 yılı ihracat hedefimiz 182 milyar dolar
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan konuşmasında, "Büyük ülkelerin geleceğe dönük büyük hedefleri olur. Hedeflerimize giden yolda kamu özel sektör iş birliği de büyük önem taşıyor. Türkiye'nin seçkin özel sektör kuruluşlarının kuruculuğunu yapan DEİK ile Bakanlığımız arasındaki etkin iş birliğinin olumlu sonuçlarından son derece memnunuz" dedi.
İhracat hedeflerine ulaşılması için yeni ve doğru politikalar geliştirilmesi, alternatif pazarlara ve yeni nesil teknolojilere odaklanılması gerektiğine değinen Pekcan, "Büyük gelecek vadeden Afrika, Uzakdoğu Asya ve Latin Amerika pazarlarında daha etkin olmayı hedefliyoruz. 100 günlük icraat planı kapsamında Çin, Rusya, Hindistan ve Meksika'yı odak ülke olarak belirleyerek, sektör ve eyalet bazında eylem planlarını sizlerle birlikte hazırladık ve uygulamaya başladık" dedi. Türkiye'nin ihracat potansiyeline doğrudan katkı sağlayacak olan alanları desteklemeye devam edileceğini ve 2019 yılı hedefinin ihracatta 182 milyar dolara ulaşılarak, büyüme ve istihdamı desteklemesine vurgu yapan Pekcan, "Önümüzdeki dönemde teknolojiye, tasarıma ve markalaşmaya odaklanarak, ihracat artışımızı yapısal şekilde uzun döneme yayacağız" dedi.
"DEİK'i çok önemli bir yol arkadaşı olarak görüyoruz"
Üretimde en yeni teknolojileri kullanarak yüksek katma değerli ihracatımızı artırılması, rekabetçi olduğumuz alanlarda markalaşma ve tasarımla daha rekabetçi hale gelinmesi, iç ticareti ve gümrükleri modern çağın gereklerine göre modern mevzuatlarla ve dijitalleştirme ile geliştirerek ticareti kolaylaştırması olarak 3 temel hedef olduğunu belirten Pekcan, "Bu hedeflerimize giden yolda DEİK'i çok önemli bir yol arkadaşı olarak görüyoruz. Türkiye, atacağı güçlü ve kararlı adımlarla dünyada yeni pazarlar keşfetmeye, müteahhitlik alanındaki liderliğini güçlendirmeye, yatırımlarda uluslararası ve bölgesel bir üs olmaya önümüzdeki dönemde de devam edecektir. Bu hedef doğrultusunda iş adamlarımızın daima yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Bizler DEİK'i ve bünyesindeki 138'i ülke esaslı olmak üzere 145 İş Konseyini Türk özel sektörünün birer Büyükelçisi olarak görüyoruz. Çünkü sizler yurtdışında sadece iş dünyamızı değil, ülkemizi de temsil ediyorsunuz" dedi.
2019 yılına güvenle giriyoruz
DEİK Olağan Mali Genel Kurulu'nun açılış konuşmasını gerçekleştiren DEİK Başkanı Nail Olpak, 2018 yılının Türkiye açısından önemli kilometre taşlarının geride bırakıldığı bir yıl olduğunu söyleyerek, "Cumhuriyetimizin 95. yılında, çok önemli bir yapısal dönüşüme imza attık ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtik.Bu değişimden kısa bir süre sonra, maalesef ekonomik anlamda hiç mutlu olmadığımız bir süreçle karşı karşıya kaldık. 10 Ağustos'ta başlayıp ve devam eden günlerde iyice ateşlenen manipülatif bir döviz hareketliliği yaşadık. Ancak sahip olduğumuz ümit ve azimle ilerlemeye devam etmesini bildik ve her zaman olduğu gibi yine yolumuza devam ediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, ekonomi yönetimimizin açıkladığı Yeni Ekonomi Programındaki hedefleri, yıl sonu itibarıyla yakalayacağımızı görüyoruz. Bu nedenle, 2018 yılının ikinci yarısında belirlenen hedeflerin yakalanmasının verdiği güvenle birlikte 2019 yılına giriyoruz." dedi.
Nail Olpak: "Ticaret asla bir tehdit unsuru değildir"
Bugün tüm dünyanın gündeminde ticaret savaşlarının olduğunu dile getiren Olpak, ticaretin bir tehdit unsuru ve bir silah olmadığını, ticarette kazan kazan ilkesi yerine, dengeleri tek yönlü olarak bozmanın, tamiri mümkün olmayan sonuçlara yol açabileceğini belirterek; "Dünya Ticaret Örgütü, ABD ve Çin'in gümrük tarifelerini karşılıklı olarak arttırması sebebiyle, önümüzdeki yıl küresel ticaretteki büyüme beklentisinin, %4,4 yerine %3,9 olacağını öngörüyor. Tüm dünyanın "birlik", "beraberlik" ve "ortak akla" ihtiyacı var. Çin'in, geliri ve alım gücü yüksek olan Batı pazarına daha hızlı ulaşmak için en büyük hamlelerinden "Bir Kuşak, Bir Yol Projesi" önceliklerimiz arasında olmalı." şeklinde konuştu.
AB ile ilişkiler ekseninde öne çıkan, Gümrük Birliği'nin modernizasyonu ve Vize Serbestisi konularının da önemli gündem maddeleri olduğunu söyleyen Olpak, "AB'ye tam üyelik, devam eden bir süreç olarak önümüzde dururken, adımıza alınan kararlarda söz sahibi olamadığımız ve serbest dolaşım hakkımızın engellendiği duvarların bir an önce kaldırılmasını, böyle bir dönemde, hem hukuki, hem insani, hem de ekonomik bir acil ihtiyaç olarak görüyoruz. Ticaret Savaşları, Çin'in hamleleri, Gümrük Birliği ve Vize Serbestisi ile, Brexit süreçleriyle ortaya çıkacak yeni sistemde, artık oyun kurucular arasında olan yerimizi, daha fazla sağlamlaştırmalıyız. Bunun için, "Birlik" olma marifetimizle, kamu, özel sektör ve tüm paydaşlarla üzerimize düşeni yapmalıyız. Önümüze çıkan engelleri bertaraf edip, güvenle ve kararlılıkla geleceğe yürüyor ve adım adım zirveye doğru ilerliyoruz. Çünkü, gelecek bizim, gelecek Türkiye'nin" dedi.
145 iş konseyi ile 1 yılda 1 milyon iş insanına ulaşacağız
2019 yılının DEİK için daha da hareketli bir yıl olacağını belirten Olpak, "Harekette bereket vardır. Daha proaktif bir anlayışla, 145 iş konseyimizle, 1 yılda 1 milyon iş insanına ulaşacak yeni bir ticari diplomasi atağı başlattık. Hedef ülke ve bölgelerde yapacağımız faaliyetlerle, ülkemizin dış ticaretinin en üst seviyeye yükselmesi için çalışacağız. 32 yıllık geçmişimizin ustalarına vefamızı göstermek için, her yıl devam edecek bir "Ustalara Saygı Gecesi", İş konseylerimizin başarılarını taçlandıracağımız "Ticari Diplomasi Ödülleri" programı, ekonomimizin başarılarını ödüllendireceğimiz "DEİK Ödülleri" programımızı başlatıyoruz" dedi.
TÜRKİYE- İRAN İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM
Türkiye ile İran 30 Milyar Dolarlık Ticaret Hacmi Hedefliyor
Türkiye ve İran arasındaki ticaret ve yatırımları artırmak amacıyla Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu-DEİK tarafından düzenlenen Türkiye-İran İş Forumu'nda ikili ilişkilerde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.
T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin teşrifleriyle Çankaya Köşkü'nde düzenlenen DEİK/Türkiye- İran İş Forumu, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İran İslam Cumhuriyeti Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Reza Rahmani, T.C. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, T.C. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, DEİK Başkanı Nail Olpak, İran Ticaret, Sanayiler, Madenler ve Tarım Odası Başkanı Gholam Hossein Shafei, DEİK/Türkiye–İran İş Konseyi Başkanı Ümit Kiler, İran-Türkiye İş Konseyi Başkanı Reza Kami ve iki ülke iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla 20 Aralık 2018 tarihinde Ankara'da gerçekleştirildi.
Rusya, İran ve Türkiye, 4'üncü zirveyi yapacak
DEİK/Türkiye-İran İş Forumu açılışında konuşan T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran ile geniş bir alanda kapsamlı iş birliklerine sahip olduklarını söyleyerek, "Hedefimiz ikili ekonomik ilişkilerimizi, siyasi ilişkilerimizle aynı seviyeye çıkarmaktır. Bu kapsamda daha önce Sayın Cumhurbaşkanı ile mutabık kaldığımız üzere, ikili ticaret hacmimizin 30 milyar dolar seviyesine yükseltilmesini arzu ediyoruz. İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin bu ziyaretinin İran'la ticari ilişkilerimizin ahdi altyapısını oluşturan Tercihli Ticaret Anlaşmasının genişletilmesi müzakerelerinde bir dönüm noktası teşkil edeceğini düşünüyorum" dedi. Bölgenin güvenliğinin, özellikle İran ve Türkiye'ye çok büyük yükler yüklediğini belirten Erdoğan, bu süreçte Rusya'da başlayan, Ankara'da devam eden ve Tahran'da yapılan üçüncü zirveden sonra dördüncü zirve ile yolculuğa devam edeceklerini söyledi.
İkili ekonomik ilişkilerin arzu edilen noktaya taşınması hususunda ABD'nin İran'a yönelik uygulamaya koyduğu yaptırımlar meselesini birlikte aşmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "İnsanlık barışa muhtaç, savaşa değil. Bu vesileyle yaptırımları kabul etmediğimizi, hiç kimsenin yaptırımlar nedeniyle İran'la ekonomik ve ticari ilişkilerimizi sonlandıracağımızı düşünmemesi gerektiğini bir kez daha tekrarlamak istiyorum" dedi. İran'a 77 Türk firması tarafından yaklaşık 1,5 milyar dolar civarında yatırım gerçekleştirildiğini kaydeden Erdoğan, "İkili ilişkilerimizin tüm boyutlarının hak ettiği seviyeye ulaşması için Türkiye olarak üzerimize düşenleri yapmaya hazırız. Bu yolda siz iş dünyamızın da bizimle beraber yürümesini istiyoruz" şeklinde konuştu.
"Ortak bir organize sanayi bölgesi oluşturmaya karar verdik"
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhaniise, iki ülkenin gelişmesini sağlamak amacıyla bu hassas dönemde bir araya geldiklerini ve iki devletin de güvenliğin ve istikrarın sağlanması yönünde iradelerini ortaya koyduklarını dile getirdi. Ruhani, "Öncelikle bölgede güvenliğin sağlanması şarttır. İki ülke terörizmi silmeliler. Ekonomi ve ticari faaliyetlerine bu şekilde zemin hazırlanacaktır" dedi.Müzakerelerde ekonomik alandaki faaliyetler için gerekli ortamı yaratmak ve kolaylaştırıcı olmak konusunda önemli adımlar atıldığını belirten Ruhani, mali kolaylıklar sağlanmadan iktisadi faaliyetlerin yapılamayacağını vurguladı.
Ruhani şunları söyledi: "İki ülke belirledikleri 30 milyar dolar amacına mali kolaylıklar sağlanırsa ulaşabilirler. Yatırımla ilgili olarak iki ülke tamamen birbirine destek vermeye hazırlar. Bizim bugünkü stratejik toplantıda verdiğimiz karar, ortak bir organize sanayi bölgesi oluşturmak. Buradaki amaç, sanayimizin gelişmesi ve büyümesi için birbirimizden yararlanmaktır. Enerji konusunda tam anlamıyla hazırız. Hammadde, yer bizden, gerekli imkanlar bizden, yatırım sizden. Bugün zalimce ve adaletsizce ambargoyla karşı karşıyayız. Biz iyi bir plan yaparak bu krizi fırsata çevirebiliriz."
T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, "İran ile uzun senelere dayanan tarihi, ticari ve ekonomik ilişkilerimiz söz konusudur. İran'ı etkileyen olumsuz bir gelişme hem bölgemizi hem bizi etkilemektedir. İkili ticari ilişkilerimizi ileriye taşıma adına ilişkilerimizi sürdürüyoruz. 30 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak üzere çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız" dedi.
İran İslam Cumhuriyeti Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Reza Rahmani, üst düzey makamların en üst düzey iradelerinin ikili ilişkileri geliştirmekten yana olduğunu söyledi. Özel sektörlerin ön plana çıkarılması ve desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Rahmani, konuşmasında şunları aktardı: "Tercihli ticaret konusunda bir anlaşmamız var. Sınırdaki pazarlar ve gümrük işlerinin kolaylaştırılması, ortak organize sanayinin bir an evvel yapılması, taşıma, lojistik, liman kullanımı, cadde taşımacılığı, demir taşımacılığı konuları ele alındı. Bu konuları bizde takip edeceğiz."
"Türk iş insanlarına İran Yol Haritası sunduk"
Türkiye ve İran'ın bin yıllık iki dost, iki kardeş ülke olduğunu vurgulayan DEİK Başkanı Nail Olpak, İran'ın özellikle son 40 senedir Türkiye'nin en önemli ticari ortakları arasında yer aldığını söyledi. İran ile ikili ticaret hacminin 2012 yılında 22 milyar dolar seviyesine kadar çıktığını ama akabinde farklı nedenlerle bir düşüş trendine girdiğini belirten Olpak, "Ancak, yaşanan zorlukları aşmaya ve çözüme birlikte odaklandığımız sürece, tekrar 30 milyar dolar hedefine ilerlememek için hiçbir sebebimiz yok" dedi. Türk şirketlerinin İran'a özel bir ilgi duyduklarını aktaran Olpak, DEİK olarak, Türkiye – İran İş Konseyinin çalışmasıyla İran ekonomisine ilişkin bir rapor hazırladıklarını ve Türk iş insanlarına bir İran Yol Haritası sunduklarını açıkladı.
İran'la 3 sorunun ivedilikle çözülmesi bekleniyor
Tüm dünya gündeminde iktisadi dengeleri sarsan ve uluslararası ticareti küçülme tehlikesiyle karşı karşıya bırakan bir dönemden geçildiğini belirten Olpak, bu durumun Türkiye'nin İran'la olan ilişkilerini de etkilediğini söyledi. Olpak, İran'la ivedilikle çözülmesi gereken konulara değinerek, İran'ın yaptırımlardan korunmak amacıyla önemli bir kısmı TTA kapsamında olan 1.339 ürünün ithalatının durdurulması, ödemelerin gecikmesi sorunlarına dikkat çekti. Sorunların çözümüyle ilgili devlet büyüklerinin liderliğinde hızlı bir çözüm üretilebileceğine inandıklarını kaydeden Olpak, "Umarım bu ve bugünkü diğer toplantılar da, Türkiye ve İran için verimli iş birlikleri ve yatırım fırsatlarının kapısını daha çok aralayan bir adım olur" dedi.
Türkiye-İran Ticaret Rakamları (TÜİK-2017)
Toplam dış ticaret hacmi:10.8 milyar dolar
Türkiye'den İran'a yapılan ihracat: 3.3 milyar dolar
Başlıca ihracat kalemleri:Kazan, plastik ve mamüller, sentetik ve suni lifler, motorlu kara taşıtları, elektrikli makine ve cihazlar.
Türkiye'nin İran'dan yaptığı ithalat: 7.5 milyar dolar
Başlıca ithalat kalemleri: Mineral yakıt, plastik ve mamülleri, çinko, alümünyum, gübre.
TÜRKİYE-HİNDİSTAN İŞ FORUMU YENİ DELHİ'DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın Hindistan ziyareti kapsamında düzenlenen Hindistan-Türkiye İş Forumu, DEİK ve FICCI (Federation of Indian Chambers of Commerce & Industry) iş birliğinde 18 Aralık 2018 tarihinde Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de gerçekleştirildi. Toplantıya T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Hindistan Ticaret ve Sanayi Bakanı Suresh Prabhu, DEİK Başkanı Nail Olpak, Türkiye-Hindistan İş Konseyi Başkanı Canan Çelebioğlu, FICCI Başkanı Sandip Somany ve 150'ye yakın iş insanı katıldı.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yılın 11 aylık döneminde Türkiye ile Hindistan arasındaki ikili ticaret hacminin 8 milyar dolara ulaştığını belirterek, "Bu hacimde Hindistan'ın Türkiye'ye yaptığı ihracat daha yüksek. Daha dengeli ve sürdürülebilir bir ticaret ilişkisi kurmak için birlikte çalışmalıyız" dedi. İkili ticari ilişkilerde son zamanlarda bir artış eğilimi yakalamanın memnuniyet verici olduğunu belirten Pekcan, Türkiye ile Hindistan'ın 2002 yılında 637 milyon dolar olan ikili ticaret hacminin geçen yıl sonunda yaklaşık 11 kat artarak 7 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Türk müteahhitlik ve teknik müşavirlik firmalarının dünyada önemli projelerin altına başarıyla imza attığına işaret eden Pekcan, Türk müteahhitlerin Hindistan'da bugüne kadar gerçekleştirdikleri tutarı 1,1 milyar doları aşkın toplam 19 projenin yarısının son 3 yılda üstlenildiğini söyledi. Hindistan'ın 12'inci 5 Yıllık Kalkınma Planı ve 5 yılda 500 şehrin modernizasyonunu hedefleyen "100 Akıllı Şehir" ve havaalanı projeleri kapsamında, Türk müteahhitlerin önemli roller üstlenerek başarılar elde edeceğini vurgulayan Pekcan, "Bunu iyi değerlendirmek lazım. Hindistan'daki teknik müşavirlik firmalarının da sayılarının artırılması önemli" dedi. İki ülke arasındaki önemli iş birliği alanlarından birinin karşılıklı yatırımlar olduğunu belirten Pekcan, Türkiye'nin gelişmiş ve kalifiye iş gücü, istikrarlı ve düzenli yatırım ortamı, gelişmiş yatırım teşvik sistemi, yatırımcı dostu hükümet politikaları ve stratejik coğrafi konumuyla tüm dünyadan birçok yatırımcı için eşsiz fırsatlar sunduğunu vurgulayarak, "Türkiye, yeni pazarlara erişim sağlamak isteyen firmalar için AB standartlarında mal ve hizmet sunan bir üretim üssü haline geldi. Hintli firmalar da Türkiye'yi Avrupa pazarına erişimde bir üretim üssü olarak görmeli. Bunun için tam bir fırsat olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Hindistan Ticaret ve Sanayi Bakanı Suresh Prabhu, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile uzun ve verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, özellikle bankacılık, karşılıklı yatırımlar ve tarım ürünleri konularının gündeme alındığını söyledi. Prabhu, Şubat ayı içerisinde Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştireceğini ve karşılıklı ziyaretlerin iki ülke ilişkilerini daha da arttıracağına inandığını ifade etti.
DEİK Başkanı Nail Olpak, bu yıl T.C. Ticaret Bakanlığının belirlemiş olduğu 4 hedef ülkeden birinin de Hindistan olduğunu ve Hindistan'ın gelişen ekonomisi ve mutheşem kültürü ile Türkiye açısından çok doğru bir karar olduğunu söyledi. Türkiye ve Hindistan ekonomilerinin, birlikte çalışarak ve iş birliği yaparak büyümeye ve yeni nesiller için istihdam alanları oluşturmaya devam edeceğine inandığını belirten Olpak, her iki ülkenin ekonomik altyapısı, yetişmiş insan kaynağı, sahip oldukları iç pazar, ihracat imkanları, büyüyen ve çeşitlenen üretim sektörlerinin de buna müsait olduğunu vurguladı.
FICCI Başkanı Sandip Somany ise, iki ülkenin çok yakın olduğunu ve yapılacak çok iş olduğunu ifade etti. Türkiye'nin Hindistan için çok önemli bir partner olduğunun altını çizen Somany, düğün turizminde çoğunlukla Singapur, Tayland, Dubai'nin tercih edildiğini; Hint düğünleri için Türkiye'nin yılın büyük bölümünde fırsatlar sunduğunu belirtti. FICCI'nin bu konuda tanıtım yapmaktan memnun olacağını dile getiren Somany, Türkiye'nin lokasyonununa dikkat çekerek, Afrika başta olmak üzere rekabet yerine iş birliği yapılabileceğini vurguladı. Somany, Türk inşaat firmalarını Hindistan'a davet ederek, önümüzdeki yıllarda daha çok havalimanı, demiryolu, karayolunun yapılacağının altını çizdi.
DEİK VE BAİN&COMPANY İŞ BİRLİĞİ İLE HAZIRLANAN YURT DIŞI YATIRIM ENDEKSİ 2018 RAPORU YAYIMLANDI
"TÜRK ŞİRKETLERİ İÇİN YATIRIM CAZİPLİĞİNDE İNGİLTERE İLK SIRADA YER ALDI"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Bain & Company iş birliği ile hazırlanan ‘Yurt Dışı Yatırım Endeksi 2018" raporu açıklandı. Son yıllarda Türk şirketlerinin yurt dışı yatırımlara artan ilgisine dikkat çeken rapor, yatırım coğrafyalarının risk ve potansiyelini Türk yatırımcılar açısından değerlendiriyor. Önceki yıla kıyasla endekste, yüksek gelirli ülkeler sınıfında Birleşik Krallık (İngiltere), bu yıl liderliği ABD'den devraldı. Orta gelirli ülkeler sınıfında Çin liderliğini korurken; düşük gelirli ülkeler sınıfında ise Endonezya ilk sırada yer aldı. Bölgesel bağlamda Amerika'nın biraz ikinci planda kaldığı dönemde, Doğu Avrupa ülkeleri yatırım adresi olarak son yıllardaki çıkışlarını sürdürdü.
DEİK/Yurt Dışı Yatırımlar İş Konseyive Bain & Company tarafından Türk şirketlerine yönelik geliştirilen 2018 yılı Yurt Dışı Yatırım Endeksi açıklandı. Endeks, Türk yatırımcılar açısından önem arz eden seçilmiş belli başlı kriterlere göre dünya ülkelerini derecelendiriyor. Dönemsel olarak hazırlanan endeks, yatırım yapılacak ülkenin iç dinamiklerinin yatırım önceliklerini etkilediği gerçeğinden hareketle ülkeleri; yüksek, orta ve düşük gelirli olmak üzere 3 grupta inceliyor.
Türkiye'nin yurt dışına yatırımları 20 kat arttı
‘2018 Yurt Dışı Yatırım Endeksi'ne ilişkin yaptığı açıklamada DEİK Başkanı Nail Olpak, küresel yurt dışı yatırım tutarının 1990-2000 yılları arasında 4 trilyon ABD doları civarında iken 2000-2017 yılları arasında yaklaşık 5 kat artışla 20 trilyon ABD Dolarının üzerine yükseldiğini, aynı dönemde Türkiye'nin ise yurt dışına yaptığı yatırım tutarını yaklaşık 20 kat artırarak 40 milyar ABD Dolarına çıkardığını söyledi.Türk iş insanlarının, bugün dünyanın dört bir yanında çeşitli sektörlerde önemli yatırımlara imza attığını vurgulayan Olpak, "Bizler de DEİK olarak, yatırımcılarımızın önünü açmak ve onlara yol göstermek için dünyada 138 ülke ve bölgede faaliyet gösteren 145 iş konseyimizle ticari diplomasi faaliyetleri yürütüyor, yatırım fırsatlarını araştırıyor ve üyelerimizi bu bağlamda teşvik ediyoruz" dedi.
Bu yıl üçüncü kez hazırlanan ve zamanın değişen şartlarına göre güncellenen Yurt Dışı Yatırım Endeksi'nin, Türk şirketlerinin yurt dışı yatırımlara artan ilgisini çarpıcı sonuçlarla ortaya çıkardığını belirten Olpak, sözlerine şöyle devam etti: "Bu bağlamda yatırımcılarımızın, yatırım kriterlerinin başında pazar büyüklüğünün geldiğini gördük. Ayrıca öne çıkan kıstaslar arasında kalkınmışlık düzeyi ve mevzuat altyapısı da endeksimizin ortaya çıkardığı sonuçlar arasında yer alıyor. İnanıyorum ki, endeksimizde yer alan tüm bu kıymetli bilgiler önümüzdeki dönemde de yatırımcılarımızın dünyaya açılma serüvenlerinde onlara ışık tutar, rehberlik eder ve Türkiye'den küresel markalar çıkmasına vesile olur."
Küresel ölçekte her sektörde ilk 500'e giren şirketlere sahip olmalıyız
DEİK Yurt Dışı Yatırımlar İş Konseyi Başkanı ve Bain & Company Şirket Ortağı Volkan Karaise, "Bu yılki raporumuzun bulgularından da görüleceği üzere önceki yıla kıyasla küresel yatırım akışlarında hafif bir dalgalanma yaşandığı görülse de yurt dışına giden Türk yatırımlarında son yıllarda yakalanan hızın fazla altına inilmedi. Geçtiğimiz iki yılın birincisi ABD bu sene liderliği Birleşik Krallık'a (İngiltere) devretti. Özellikle yatırımlarını küreselleştirmeye çalışan pek çok Türk şirketi, kurdukları aracı şirket veya doğrudan yatırımları ile Birleşik Krallık'ı bir üs olarak belirledi. Birleşik Krallık, özellikle Türkiye'ye yakınlığı, uluslararası hukuk, finans ve yatırım danışmanlarına erişim kolaylığı ile cazip bir yatırım adresi oldu. Ülke, diğer gelişmiş batı ülkelerine kıyasla vergi avantajı, şirket kurma süreçlerindeki esneklik ve para biriminin kullanım kolaylığı ile ön plana çııyor. Türk şirketlerinin 2017 yılında tespit edilen yurt dışı yatırım ve şirket satın almalarının işlem bazında yüzde 18'i Birleşik Krallık'ta gerçekleşti" dedi. Türk şirketlerinin dış yatırımlarda 2017 performansını olumlu değerlendirdiğini vurgulayan Kara, önümüzdeki yıl analizi yapılacak 2018 performansının, özellikle yılın ikinci yarısında ortaya çıkan kur krizinin etkisi ile yavaşlamasının beklendiğini ifade etti.
Kara sözlerine şöyle devam etti: "Endekste son dönem Türk yatırımcılarının davranışlarına paralel olarak yatırım adreslerinin seçiminde; başta Doğu Avrupa ülkeleri ve komşu coğrafyalar olmak üzere, organik ticari bağı olan ülkeler ve politik ilişkilerin hareketlendiği ülkeler öne çıkıyor. Gıda, inşaat ve taahhüt, lojistik, ağaç ve kâğıt ürünleri imalatı, enerji ve perakende ise en fazla yatırım yapılan sektörler oldu." Yurt dışı yatırımın küresel rekabetçilik için çok önemli olduğunu vurgulayan Kara, "Kendi değer zincirinde üst basamaklara tırmanmak isteyen şirketler için yeni nesil destek mekanizmalarının geliştirilmesi artık elzem bir konudur. Küresel ölçekte her sektörde ilk 500'e giren şirketlere sahip olmamız gerekiyor" dedi.
Metodolojisi DEİK/Yurt Dışı Yatırımlar İş Konseyi ve Bain & Company danışmanlarının katkıları ile hazırlanan endeks; dünya ülkelerini ‘iş yapma ortamı ve kalkınmışlık', ‘know-how potansiyeli', ‘iç ve komşu pazar büyüklükleri', ‘mevzuat altyapısı', ‘üretim ve hammadde maliyeti', ‘Türkiye ile ilişkiler' ana başlıkları altında belirlenen kriterler çerçevesinde değerlendiriyor. DEİK üyelerine dönük gerçekleştirilen dönemsel yatırımcı algı anketi sonuçları ile belirlenen kategoriler, gelişmiş ülkelerin pek çoğunda yüksek performans olarak karşımıza çıkıyor. Türk yatırımcılar açısından cazip, az kalkınmış ülkeleri de değerlendirmeye alabilmek adına bu yıl endeks 3 kategoride hazırlandı.. Böylelikle gelir seviyesine göre ayrılan ülkeler arasında nispi bir sıralama yapma imkânı yakalanıyor.
Raporda öne çıkan bölümler:
Geçtiğimiz iki yılın birincisi ABD, bu sene liderliği Birleşik Krallık'a devretti. Özellikle yatırımlarını küreselleştirmeye çalışan Türk şirketleri, kurdukları aracı şirket veya doğrudan yatırımları ile Birleşik Krallık'ı bir üs olarak belirledi. Birleşik Krallık, özellikle Türkiye'ye yakınlığı, uluslararası hukuk, finans ve yatırım danışmanlarına erişim kolaylığı ile cazip bir yatırım adresi oldu. Ülke, diğer gelişmiş batı ülkelerine kıyasla vergi avantajı, şirket kurma süreçlerindeki esneklik ve para biriminin kullanım kolaylığı ile ön plana çıkıyor. Türk şirketlerinin 2017 yılında tespit edilen yurt dışı yatırım ve şirket satın almalarının işlem bazında yüzde 18'i Birleşik Krallık'ta gerçekleşti.
Sıralanan tüm ülkelerin 21 tanesi Avrupa'da yer almakla birlikte, endekste öne çıkan önemli bir bulgu, Doğu Avrupa ülkelerinin yatırım adresi olarak son yıllardaki çıkışını sürdürmeleri oldu. Polonya, Macaristan, Romanya ve Sırbistan gerek Türkiye'den gerek dünyadan özellikle imalat operasyonlarına dönük önemli miktarda yatırım çekiyor. Romanya, bu alanda Türk yatırımcıların birinci adresi olsa da, Türk yatırımcılar geçtiğimiz yıl özellikle Sırbistan merkezli imalat yatırımlarını arttırdılar. Endekste iki yıldır iyi bir yer edinen Çekya'nın şirketlerimizce potansiyelinin altında değerlendirildiği gözlemleniyor. Bununla birlikte, özellikle son dönemde Türk şirketlerinin satın aldığı önemli markaların menşei ve ekonomik büyüklükleri göz önünde bulundurulduğunda, Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda, Belçika gibi gelişmiş Batı Avrupa ülkeleri önemli birer yatırım adresi olmaya devam ediyor.
Yıllık yatırım istatistiklerinden de görüldüğü üzere Avrupa'nın Türkiye açısından gerek yatırım kaynağı gerekse yatırım adresi olma niteliği endeks sonuçları ile de destekleniyor. Kendi değer zincirinde üst seviyelere yaklaşan şirketlerimiz, marka ve teknoloji transferi sağlayacak alımlarına gelişmiş ülkelerde devam edeceklerdir.
Afrika ülkeleri özellikle fırsat odaklı yaklaşımları olan Türk şirketleri için düşük gelirli ülkeler grubunda önemli yer edindi. Kuzey Afrika ülkeleri daha çok öne çıksa da Türkiye'nin Sahra altı Afrika'da gerek siyasi gerekse ekonomik atılımları zaman içerisinde yatırıma dönüşmeye başladı. Ayrıca, bu yıl, Kenya da listeye girmeyi başardı. Tanzanya ve Nijerya listede yer alamasa da bu ülkeleri takip ediyor. Son yıllarda Sudan da Türk yatırımcıların ilgi alanına girmeye başladı. Ortadoğu'da yaşanan politik belirsizliğin önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğine yönelik algının, Türk yatırımlarının bu bölgeye yönelmesine neden olabileceği düşünülüyor.
Küresel ekonomik hareketliliğin tersine, ekonomi gündemimizde çeşitli sebeplerle ikinci planda kalmış Asya Pasifik bölgesi hala önemli fırsatları barındırıyor. Genç ve büyüyen ciddi bir nüfusa sahip bu ülkelere dönük gerek siyasi gerek ekonomik ilişkiler son yıllarda önemli mesafe kat etti. Listeye girmeyi başaran Çin, Güney Kore, Hindistan, Endonezya ve Malezya'nın yanında bu yıl Vietnam ve Tayland da endekste kendine yer edindi. Hindistan, Orta ve Güney Asya'daki en fazla yabancı yatırımı çeken ülke olsa da yabancı yatırım girişleri halen nüfusuna göre çok küçük. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seviyesindeki ziyaretin ikili ekonomik ilişkileri güçlendireceği öngörülüyor.
Önceki döneme oranla nispi olarak artan petrol fiyatları, yakın pazarlardaki ekonomik görünümü az da olsa yukarı çekmeyi başardı. Irak ve Suudi Arabistan'ın yatırımcılar için daha iyi bir izlenim yarattığı görülüyor. İran, yaptırımların devreye alınması sonrası önceki seneki rüzgârını kaybetti. En fazla Türk yatırımını barındıran Rusya'nın, Ukrayna ve Batı ülkeleri ile yaşadığı ekonomik ve politik sorunlar sebebiyle çektiği doğrudan yabancı yatırımlar 2014'ten bu yana hızla düşüyor. Ülke, Türk yatırımcıları açısından da bir önceki yıla nazaran daha düşük bir derece elde etti.
2017 yılında yurt dışında 2 milyar ABD Dolarlık sıfırdan yatırım ve yarım milyar ABD Dolarlık birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştirildi. İmalat, lojistik, inşaat malzemeleri, ahşap işleme, enerji ve gıda sektörlerine yatırım ön plana çıktı.
Endekse göre; bölgesel ve küresel coğrafyada öne çıkmak isteyen Türk şirketleri, 2017 yılında yurt dışında 2 milyar dolarlık 72 sıfırdan yatırıma imza attı. (2016 yılında 2 milyar ABD Doları). Buna ek olarak, yine 2017 yılında Türk şirketleri tarafından yurt dışında yarım milyar dolarlık 17 birleşme ve satın alma işlemi (2016 yılında 3,6 milyar doları) gerçekleştirildi. 2017 yılı ile birlikte son 15 yılda Türk şirketleri yurt dışında toplamda 30 milyar doların üzerinde 300 adet birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştirmiş oldu.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) hakkında detaylı bilgiye www.deik.org.tr adresinden, Bain & Company hakkında detaylı bilgiye ise https://www.bain.com/adresinden ulaşılabilmektedir.
DEİK'TEN MİLYONLUK TİCARİ DİPLOMASİ ATAĞI
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), ticari diplomasi atağı başlatacak. DEİK 145 iş konseyiyle 1 yılda 1 milyon iş insanına ulaşacak.
Ticari diplomasi misyonuyla hareket eden DEİK, 145 İş Konseyi Başkanıyla "İş Konseyleri Ticari Diplomasi Buluşması"nda bir araya geldi. T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda DEİK, 2019 yılı için ticari diplomasi atağı başlatma kararı aldı. Bu kapsamda, 145 iş konseyiyle 1 yılda 1 milyon iş insanına ulaşacak.
138 ülke ve bölge bazlı olmak üzere 145 iş konseyiyle dış ticaretin gelişmesi için çalışan DEİK, bir yılda ortalama 1.500 faaliyet düzenliyor. Düzenlediği faaliyetlerle yabancı ülkelerden devlet başkanı, başbakan ve bakanları ağırlayan DEİK, iki ülke ticari ilişkilerinin gelişmesinin yanı sıra ülkelerin, üçüncü ülkelerle ticari ilişki kurmasına da katkı sağlıyor.
Ruhsar Pekcan: "Şirketlerimiz DEİK sayesinde küresel aktörler arasında yer alacak"
DEİK"İş Konseyleri Ticari Diplomasi Buluşması"nda konuşan T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan,"DEİK, Türkiye'nin mal ve hizmet ticaretini artırmayı, ülkemize daha fazla doğrudan yabancı yatırım gelmesini sağlamayı kendisine şiar edinmiştir. Türk şirketleri kurumsal kapasitelerini DEİK üzerinden artırma fırsatı elde edecek ve şirketlerimiz DEİK sayesinde küresel aktörler arasında daha kolay yer alabileceklerdir" dedi.
Pekcan sözlerine şöyle devam etti: "Dış ticaret hedeflerimizi yakalamamızda Devlet-Özel Sektör birlikteliği kritik öneme sahiptir. Bu anlamda, Türkiye'nin güzide seçkin özel sektör kuruluşlarının kuruculuğunu yaptıkları DEİK platformu ile Ticaret Bakanlığımız arasındaki etkin işbirliğinden ve bunun olumlu sonuçlarından son derece memnunuz.
Bu yıl için hedefimiz, ihracatta tarihi zirveye ulaşarak büyüme ve istihdamı desteklemektir. Türkiye, yüksek gelirli ülkeler sınıfına ancak teknolojiye yatırım yaparak ve ihracatını artırarak ulaşabilir.
Her türlü sınamaya ragmen Türk ekonomisi dinamik olduğu kadar güçlü ve güven veren altyapısıyla, önemli bir yatırım merkezi olmaya devam edecek. Ticaret savaşlarının yaşandığı, gümrük duvarlarının sürekli yükseltildiği, haksız rekabetin körüklendiği günümüz dünyasında Türkiye; dünyaya entegre olan serbest piyasa ekonomisiyle yatırımcılarına öngörülebilir bir gelecek sunmaktadır."
Pekcan, "Bundan sonra Ticaret Bakanlığı olarak amacımız; Ticaret Ataşelerinin yapısını ülke bazında daha güçlendirmek, onları daha görünür kılmak ve DEİK iş konseyi başkanları ile koordineli çalışmalarını temin etmek" dedi. Pekcan, DEİK'te bölgesel olarak ayrı ayrı istişare toplantıları yapmayı istediklerini belirtti.
Nail Olpak: "Dış ticaretimizin gelişmesi için daha çok çalışacağız"
"İş Konseyleri Ticari Diplomasi Buluşması"nda konuşan DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK'in Türk iş dünyasının tüm renklerini içinde barındıran, bir iş platformu olduğunun altını çizdi. Olpak, DEİK'in Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, hep daha iyisini hedefleyerek azim ve kararlılıkla çalıştığını belirtti. Olpak, "DEİK olarak işimiz, gücümüzü dünyaya taşımak. Bu çerçevede yıl boyu önemli faaliyetler düzenliyoruz. Bu faaliyetlerimizle, Dünyayı Türkiye'ye taşıyor, Türkiye'yi Dünyaya açıyoruz. Bu yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz ve geleneksel hale getirmeyi hedeflediğimiz "İş Konseyleri Ticari Diplomasi Buluşması"nda 145 iş konseyimizle yeni bir ticari diplomasi atağı başlatma kararı aldık. Bu çerçevede, 2019 yılında düzenleyeceğimiz faaliyetlerle 1 milyon iş insanına ulaşacak ve dış ticaretimizin gelişmesi için çalışacağız. Bizler, gönüllü birer elçi olarak, ticari, sosyal ve kültürel köprüler kurmak için daha çok çaba sarf edeceğiz" dedi.
"Hedef ülkeler için özel çalışma yürüteceğiz"
Ticaret Bakanlığının belirlediği hedef ülkeler olan Çin, Rusya, Hindistan ve Meksika'ya yoğunlaşacaklarını kaydeden Olpak, bu dört ülkeyle ticaretin gelişmesi için özel çalışma yürüteceklerini kaydetti. Olpak, ticari diplomasi kavramını daha etkin bir şekilde anlatmak için Türkiye'de bir toplantı turu başlatacaklarını belirtti.
DEİK BAŞKANI NAİL OLPAK: "TÜRKİYE, PPP ALANINDA ÖNEMLİ BİR DENEYİME SAHİP"
Üçüncü İstanbul PPP Haftası kapsamında, T.C. Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, DEİK PPP Komitesi (Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Komitesi) ve İstanbul PPP Mükemmellik Merkezi iş birliğinde gerçekleştirilen "Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yatırım Ortamı" panelinde Türkiye yatırım ortamının geliştirilmesine yönelik planlanan strateji ve çalışmalar iş dünyasıyla paylaşıldı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'deki yatırım ortamı üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği "Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yatırım Ortamı" paneli, Cumhurbaşkanı Hukuk Baş Danışmanı Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK PPP Komite BaşkanıDr. Eyüp Vural Aydın,25 ülkeden 40'ı aşkın bürokrat ve Türk iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla 8 Kasım 2018 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirildi.
DEİK PPP Komite BaşkanıDr. Eyüp Vural Aydın'ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, yeni sistemin genel çerçevesi, orta ve uzun vadeli stratejileri, hukuki altyapısı, karar mekanizmaları ve yatırım ortamını iyileştirecek enstrümanların nasıl hayata geçirileceği konusu ele alındı. Türkiye ekonomisinin öncelikli hedefleri arasında yer alan "cazip bir yatırım ortamının tesisi" kapsamında atılan adımlar iş dünyası ile paylaşıldı.
Cumhurbaşkanı Hukuk Baş Danışmanı Mehmet Uçum, 16 Nisan anayasa değişikliğinin temel esas ve özelliklerini anlatarak değişikliğin en önemli esaslarından birisinin hukuk anlayışındaki farklılık olduğunu söyledi. 16 Nisan anayasa değişikliği ile birlikte baskıcı ve tasarlayıcı hukuk anlayışı tercihi yerine kolaylaştırıcı ve imkân veren bir hukuk anlayışı seçildiğini belirten Uçum, anayasa değişikliğinin egemenliğin bölünmezliği ilkesi üzerine kurulu olduğunu ve milli egemenliğin halka ait olması esasının alındığını vurguladı.
Kamu-özel sektör ayrımı kaldırıldı
Kamu-özel sektör ayrımının kaldırıldığını ve kamu yönetiminin gençleştirilmesine yönelik bir hamle yapıldığını belirten Uçum, "Artık, Türkiye'de üst kademe yöneticisi olabilmek için illa kamuda yetişmiş olma şartı yok. Türkiye toplumunun bütün yetişmiş kişileri yürütmede görev yapabilir. Özel sektörden atama yapılabilecek ve çalışanlar görevine göre farklı ücretler alabilecek" dedi. Ortaya çıkan yapının son derece esnek, verimli ve etkinliği yüksek bir yapı olduğunu vurgulayan Uçum şöyle konuştu: "Karar alma hızı arttı. Dolayısıyla yatırım, devlet, ekonomik aktörlerin ilişkisinde etkili, hızlı yürütme ihtiyacı Türkiye'de sistemsel olarak karşılanmış durumda. Şimdi yeni yürütme açısından rehberlik hizmetlerine ihtiyaç var. Doğru adreslerin bilinmesine ihtiyaç var. Yatırımcılar, Türkiye ile ilişki kuranlar bu hizmetleri doğru alırlarsa, doğru adres sistematiği, bürokrasiyle ilişkilerin haritalaması ortaya çıkarsa, çok kısa süre içerisinde çok da etkili, hızlı süreç yönetimleriyle karşılaşacağız şeklinde öngörü yapılabilir." Uçum, son olarak, demokrasi hukuku adında bir konsept geliştiğini ve bunun yirminci yüzyılın ihtiyacı doğrultusunda Türkiye pratiğiyle ortaya çıktığını söyledi.
"Gelişmiş ülkeler de yatırım çekmeye çalışıyor"
Yeni sistemle birlikte özellikle yatırımlar anlamında beklentilerin de çok arttığını belirten Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, "Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, yeni sistemde hizmetlerin haritalandırılması, yatırımcıların devlet içinde doğru adreslere gidebilmesi için rehberlik görevimizi görmeye devam edeceğiz" dedi. Ermut, dünyada, Türkiye'deki yatırım ortamının tanıtılmasına dair yaptıkları faaliyetleri paylaştı.2002 yılına kadar Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımların toplam 15 milyar dolar olduğunu hatırlatan Ermut, 2002'den günümüze kadar ise yaklaşık 200 milyar dolara yakın doğrudan yatırımın ülkemize geldiğini ve bunda yapılan reformlar ile yatırım ortamındaki iyileşmelerin etkisi olduğunu söyledi.
Türkiye'deki doğrudan yatırımlar konusunda 2006'dan bu yana çok ilerleme kaydedildiğini belirten Ermut, "Artık gelişmekte olan ülkeler değil gelişmiş ülkeler de kendi ülkelerine yatırım çekmeye çalışıyor. Dünyada çok da gelişmeyen hatta kriz süreçlerinde daralan bir pastadan daha fazla pay almaya çalışan ve daha fazla ülkenin yer aldığı bir konudan bahsediyoruz. Bu sebeple rekabetçi olmamız gerekiyor" dedi.
25 ülkeden 40'ı aşkın bürokrat ve eğitmen ağırlandı
"Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yatırım Ortamı Paneli"nin kapanış konuşmasını gerçekleştiren Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, başta DEİK üyeleri olmak üzere tüm iş dünyası temsilcilerinin yatırım ortamının geliştirilmesine yönelik stratejiler ve atılan adımlara ilişkin net ve doğru bilgiye erişmelerini hedeflediklerini söyledi. 3. İstanbul PPP Haftası kapsamında 25 ülkeden 40'ı aşkın bürokrat ve eğitmeni ağırladıklarını aktaran Olpak, "Türkiye'nin PPP alanında deneyimli yatırımcı firmalarını onlarla bir araya getirdik. Kendi ülke sunumlarını ve gelecek dönem projelerini Türk özel sektörüne anlattılar. Umut ediyorum ki, bilgilendirici, aydınlatıcı ve faydalı olmuştur" diye konuştu.
PPP projeleri gelecek vizyonunda önemli bir yere sahip
Olpak, dünya çapında iş yapan yerli ve yabancı ortaklı şirketler ve üyeleri ile görüşmelerinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türkiye'deki yatırım ortamı üzerinde olumlu sonuçlar doğuracağına ilişkin olumlu bir inanç gözlemlediklerini belirtti. Türkiye'nin PPP alanında önemli bir deneyim ve bilgi birikimine sahip olduğunu dile getiren Olpak şöyle konuştu: "Tüm dünyada sayılı projeler arasına giren PPP projelerimiz sayesinde, bütün dünyada kabul edilen, kredilendirilebilir bir dokümantasyonumuz oluştu. Kamunun tecrübesi ve özel sektörün dinamizmini, kamu bütçesine yük getirmeden buluşturan PPP projelerinin başarıyla hayata geçirilmesi ve sürdürülebilirliği, devletimiz için olduğu kadar, biz iş dünyası temsilcileri için de ‘gelecek vizyonumuzda' özel önem ve yer tutuyor."
Panel günün anısına plaket takdim edilmesi ile sona erdi.
DEİK PPP Komitesi ve 3. İstanbul PPP Haftası Hakkında Bilgi Notu
Türkiye'nin son 10 yılda gerek altyapı yatırımlarında gerekse "Sağlıkta Dönüşüm" programı ile sağlık yatırımlarında PPP modelini kullanarak yapmış olduğu atılımı, tüm dünya yakından takip ediliyor. Mega projeler olarak anılan köprü, yol, havalimanı ve şehir hastanesi projelerini siyasi idarenin de kararlılığı ile arka arkaya hayata geçirmesi ile "Türk PPP Modeli", özellikle kalkınmakta olan ve ciddi altyapı ihtiyacı bulunan bölge ülkelerinin ilgisini çekiyor. PPP Haftası kapsamında, söz konusu hedef ülkeler PPP konusunda karar verici bürokratlar davet edilerek, Türkiye'nin bu projeleri gerçekleştirirken hangi adımları attığı, nasıl tecrübeler edindiği 4 günlük eğitim seminerleri ile paylaşıldı. Kendi ülkelerinde hayata geçirmek istedikleri projeleri Türk özel sektörüne aktarmaları için fırsat yaratıldı. Böylece inşaat, teknik müşavirlik, bilişim, hukuk gibi kalemler nezdinde edinilen Türkiye PPP deneyimlerinin ihracı için bir platform sağlandı.
NAİL OLPAK: "GURURLUYUZ"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, bugün açılan İstanbul Havalimanı'yla ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.
Olpak, şunları kaydetti:
"Bugün, Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünü kutlamanın mutluluğu ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli projelerinden birinin hayata geçmesine şahitlik etmenin heyecanını ve gurunu yaşıyoruz. Gururluyuz çünkü sadece ülkemizin değil dünyanın en büyük havalimanına kavuştuk.
1,6 milyon metrekare lojistik alanı ve 5,5 milyon ton kargo kapasitesiyle İstanbul Havalimanı, ülkemizi dünyanın yeni ticaret merkezi haline getirecek. DEİK olarak işimizi dünyaya taşıyan bir iş platformuyuz ve yürüttüğümüz ticari diplomasi faaliyetlerinde yeni havalimanımızın gücü bize güç katacak. Deyim yerindeyse yeni havalimanımız milyonların yanı sıra ticareti de uçuracak.
Bize bu gururu yaşatan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Ülkemize, milletimize ve tüm dünyaya hayırlı olsun."