BAŞKAN'DAN

DEİK’TEN MİLYONLUK TİCARİ DİPLOMASİ ATAĞI

DEİK'TEN MİLYONLUK TİCARİ DİPLOMASİ ATAĞI

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), ticari diplomasi atağı başlatacak. DEİK 145 iş konseyiyle 1 yılda 1 milyon iş insanına ulaşacak.

Ticari diplomasi misyonuyla hareket eden DEİK, 145 İş Konseyi Başkanıyla  "İş Konseyleri Ticari Diplomasi Buluşması"nda bir araya geldi. T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda DEİK, 2019 yılı için ticari diplomasi atağı başlatma kararı aldı. Bu kapsamda, 145 iş konseyiyle 1 yılda 1 milyon iş insanına ulaşacak.

138 ülke ve bölge bazlı olmak üzere 145 iş konseyiyle dış ticaretin gelişmesi için çalışan DEİK, bir yılda ortalama 1.500 faaliyet düzenliyor. Düzenlediği faaliyetlerle yabancı ülkelerden devlet başkanı, başbakan ve bakanları ağırlayan DEİK, iki ülke ticari ilişkilerinin gelişmesinin yanı sıra ülkelerin, üçüncü ülkelerle ticari ilişki kurmasına da katkı sağlıyor.

Ruhsar Pekcan: "Şirketlerimiz DEİK sayesinde küresel aktörler arasında yer alacak"

DEİK"İş Konseyleri Ticari Diplomasi Buluşması"nda konuşan T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan,"DEİK, Türkiye'nin mal ve hizmet ticaretini artırmayı, ülkemize daha fazla doğrudan yabancı yatırım gelmesini sağlamayı kendisine şiar edinmiştir. Türk şirketleri kurumsal kapasitelerini DEİK üzerinden artırma fırsatı elde edecek ve şirketlerimiz DEİK sayesinde küresel aktörler arasında daha kolay yer alabileceklerdir" dedi.

Pekcan sözlerine şöyle devam etti: "Dış ticaret hedeflerimizi yakalamamızda Devlet-Özel Sektör birlikteliği kritik öneme sahiptir. Bu anlamda, Türkiye'nin güzide seçkin özel sektör kuruluşlarının kuruculuğunu yaptıkları DEİK platformu ile Ticaret Bakanlığımız arasındaki etkin işbirliğinden ve bunun olumlu sonuçlarından son derece memnunuz.

Bu yıl için hedefimiz, ihracatta tarihi zirveye ulaşarak büyüme ve istihdamı desteklemektir. Türkiye, yüksek gelirli ülkeler sınıfına ancak teknolojiye yatırım yaparak ve ihracatını artırarak ulaşabilir.

Her türlü sınamaya ragmen Türk ekonomisi dinamik olduğu kadar güçlü ve güven veren altyapısıyla, önemli bir yatırım merkezi olmaya devam edecek. Ticaret savaşlarının yaşandığı, gümrük duvarlarının sürekli yükseltildiği, haksız rekabetin körüklendiği günümüz dünyasında Türkiye; dünyaya entegre olan serbest piyasa ekonomisiyle yatırımcılarına öngörülebilir bir gelecek sunmaktadır."

Pekcan, "Bundan sonra Ticaret Bakanlığı olarak amacımız; Ticaret Ataşelerinin yapısını ülke bazında daha güçlendirmek, onları daha görünür kılmak ve DEİK iş konseyi başkanları ile koordineli çalışmalarını temin etmek" dedi. Pekcan, DEİK'te bölgesel olarak ayrı ayrı istişare toplantıları yapmayı istediklerini belirtti.

Nail Olpak: "Dış ticaretimizin gelişmesi için daha çok çalışacağız"

"İş Konseyleri Ticari Diplomasi Buluşması"nda konuşan DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK'in Türk iş dünyasının tüm renklerini içinde barındıran, bir iş platformu olduğunun altını çizdi. Olpak, DEİK'in Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, hep daha iyisini hedefleyerek azim ve kararlılıkla çalıştığını belirtti. Olpak, "DEİK olarak işimiz, gücümüzü dünyaya taşımak. Bu çerçevede yıl boyu önemli faaliyetler düzenliyoruz. Bu faaliyetlerimizle, Dünyayı Türkiye'ye taşıyor, Türkiye'yi Dünyaya açıyoruz. Bu yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz ve geleneksel hale getirmeyi hedeflediğimiz "İş Konseyleri Ticari Diplomasi Buluşması"nda 145 iş konseyimizle yeni bir ticari diplomasi atağı başlatma kararı aldık. Bu çerçevede, 2019 yılında düzenleyeceğimiz faaliyetlerle 1 milyon iş insanına ulaşacak ve dış ticaretimizin gelişmesi için çalışacağız. Bizler, gönüllü birer elçi olarak, ticari, sosyal ve kültürel köprüler kurmak için daha çok çaba sarf edeceğiz" dedi.

"Hedef ülkeler için özel çalışma yürüteceğiz"

Ticaret Bakanlığının belirlediği hedef ülkeler olan Çin, Rusya, Hindistan ve Meksika'ya yoğunlaşacaklarını kaydeden Olpak, bu dört ülkeyle ticaretin gelişmesi için özel çalışma yürüteceklerini kaydetti. Olpak, ticari diplomasi kavramını daha etkin bir şekilde anlatmak için Türkiye'de bir toplantı turu başlatacaklarını belirtti. 

DEİK BAŞKANI NAİL OLPAK: "TÜRKİYE, PPP ALANINDA ÖNEMLİ BİR DENEYİME SAHİP"

DEİK BAŞKANI NAİL OLPAK:  "TÜRKİYE, PPP ALANINDA ÖNEMLİ BİR DENEYİME SAHİP"

Üçüncü İstanbul PPP Haftası kapsamında, T.C. Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, DEİK PPP Komitesi (Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Komitesi) ve İstanbul PPP Mükemmellik Merkezi iş birliğinde gerçekleştirilen "Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yatırım Ortamı" panelinde Türkiye yatırım ortamının geliştirilmesine yönelik planlanan strateji ve çalışmalar iş dünyasıyla paylaşıldı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'deki yatırım ortamı üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği "Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yatırım Ortamı" paneli, Cumhurbaşkanı Hukuk Baş Danışmanı Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK PPP Komite BaşkanıDr. Eyüp Vural Aydın,25 ülkeden 40'ı aşkın bürokrat ve Türk iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla 8 Kasım 2018 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirildi.

DEİK PPP Komite BaşkanıDr. Eyüp Vural Aydın'ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, yeni sistemin genel çerçevesi, orta ve uzun vadeli stratejileri, hukuki altyapısı, karar mekanizmaları ve yatırım ortamını iyileştirecek enstrümanların nasıl hayata geçirileceği konusu ele alındı. Türkiye ekonomisinin öncelikli hedefleri arasında yer alan "cazip bir yatırım ortamının tesisi" kapsamında atılan adımlar iş dünyası ile paylaşıldı. 

Cumhurbaşkanı Hukuk Baş Danışmanı Mehmet Uçum, 16 Nisan anayasa değişikliğinin temel esas ve özelliklerini anlatarak değişikliğin en önemli esaslarından birisinin hukuk anlayışındaki farklılık olduğunu söyledi. 16 Nisan anayasa değişikliği ile birlikte baskıcı ve tasarlayıcı hukuk anlayışı tercihi yerine kolaylaştırıcı ve imkân veren bir hukuk anlayışı seçildiğini belirten Uçum, anayasa değişikliğinin egemenliğin bölünmezliği ilkesi üzerine kurulu olduğunu ve milli egemenliğin halka ait olması esasının alındığını vurguladı.

Kamu-özel sektör ayrımı kaldırıldı

Kamu-özel sektör ayrımının kaldırıldığını ve kamu yönetiminin gençleştirilmesine yönelik bir hamle yapıldığını belirten Uçum, "Artık, Türkiye'de üst kademe yöneticisi olabilmek için illa kamuda yetişmiş olma şartı yok. Türkiye toplumunun bütün yetişmiş kişileri yürütmede görev yapabilir. Özel sektörden atama yapılabilecek ve çalışanlar görevine göre farklı ücretler alabilecek" dedi. Ortaya çıkan yapının son derece esnek, verimli ve etkinliği yüksek bir yapı olduğunu vurgulayan Uçum şöyle konuştu: "Karar alma hızı arttı. Dolayısıyla yatırım, devlet, ekonomik aktörlerin ilişkisinde etkili, hızlı yürütme ihtiyacı Türkiye'de sistemsel olarak karşılanmış durumda. Şimdi yeni yürütme açısından rehberlik hizmetlerine ihtiyaç var. Doğru adreslerin bilinmesine ihtiyaç var. Yatırımcılar, Türkiye ile ilişki kuranlar bu hizmetleri doğru alırlarsa, doğru adres sistematiği, bürokrasiyle ilişkilerin haritalaması ortaya çıkarsa, çok kısa süre içerisinde çok da etkili, hızlı süreç yönetimleriyle karşılaşacağız şeklinde öngörü yapılabilir." Uçum, son olarak, demokrasi hukuku adında bir konsept geliştiğini ve bunun yirminci yüzyılın ihtiyacı doğrultusunda Türkiye pratiğiyle ortaya çıktığını söyledi.

"Gelişmiş ülkeler de yatırım çekmeye çalışıyor"

Yeni sistemle birlikte özellikle yatırımlar anlamında beklentilerin de çok arttığını belirten Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, "Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, yeni sistemde hizmetlerin haritalandırılması, yatırımcıların devlet içinde doğru adreslere gidebilmesi için rehberlik görevimizi görmeye devam edeceğiz" dedi. Ermut, dünyada, Türkiye'deki yatırım ortamının tanıtılmasına dair yaptıkları faaliyetleri paylaştı.2002 yılına kadar Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımların toplam 15 milyar dolar olduğunu hatırlatan Ermut, 2002'den günümüze kadar ise yaklaşık 200 milyar dolara yakın doğrudan yatırımın ülkemize geldiğini ve bunda yapılan reformlar ile yatırım ortamındaki iyileşmelerin etkisi olduğunu söyledi.

Türkiye'deki doğrudan yatırımlar konusunda 2006'dan bu yana çok ilerleme kaydedildiğini belirten Ermut, "Artık gelişmekte olan ülkeler değil gelişmiş ülkeler de kendi ülkelerine yatırım çekmeye çalışıyor. Dünyada çok da gelişmeyen hatta kriz süreçlerinde daralan bir pastadan daha fazla pay almaya çalışan ve daha fazla ülkenin yer aldığı bir konudan bahsediyoruz. Bu sebeple rekabetçi olmamız gerekiyor" dedi.

25 ülkeden 40'ı aşkın bürokrat ve eğitmen ağırlandı

 "Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yatırım Ortamı Paneli"nin kapanış konuşmasını gerçekleştiren Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, başta DEİK üyeleri olmak üzere tüm iş dünyası temsilcilerinin yatırım ortamının geliştirilmesine yönelik stratejiler ve atılan adımlara ilişkin net ve doğru bilgiye erişmelerini hedeflediklerini söyledi. 3. İstanbul PPP Haftası kapsamında 25 ülkeden 40'ı aşkın bürokrat ve eğitmeni ağırladıklarını aktaran Olpak, "Türkiye'nin PPP alanında deneyimli yatırımcı firmalarını onlarla bir araya getirdik. Kendi ülke sunumlarını ve gelecek dönem projelerini Türk özel sektörüne anlattılar. Umut ediyorum ki, bilgilendirici, aydınlatıcı ve faydalı olmuştur" diye konuştu.

PPP projeleri gelecek vizyonunda önemli bir yere sahip

Olpak, dünya çapında iş yapan yerli ve yabancı ortaklı şirketler ve üyeleri ile görüşmelerinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türkiye'deki yatırım ortamı üzerinde olumlu sonuçlar doğuracağına ilişkin olumlu bir inanç gözlemlediklerini belirtti. Türkiye'nin PPP alanında önemli bir deneyim ve bilgi birikimine sahip olduğunu dile getiren Olpak şöyle konuştu: "Tüm dünyada sayılı projeler arasına giren PPP projelerimiz sayesinde, bütün dünyada kabul edilen, kredilendirilebilir bir dokümantasyonumuz oluştu. Kamunun tecrübesi ve özel sektörün dinamizmini, kamu bütçesine yük getirmeden buluşturan PPP projelerinin başarıyla hayata geçirilmesi ve sürdürülebilirliği, devletimiz için olduğu kadar, biz iş dünyası temsilcileri için de ‘gelecek vizyonumuzda' özel önem ve yer tutuyor."

Panel günün anısına plaket takdim edilmesi ile sona erdi.

DEİK PPP Komitesi ve 3. İstanbul PPP Haftası Hakkında Bilgi Notu

Türkiye'nin son 10 yılda gerek altyapı yatırımlarında gerekse "Sağlıkta Dönüşüm" programı ile sağlık yatırımlarında PPP modelini kullanarak yapmış olduğu atılımı, tüm dünya yakından takip ediliyor. Mega projeler olarak anılan köprü, yol, havalimanı ve şehir hastanesi projelerini siyasi idarenin de kararlılığı ile arka arkaya hayata geçirmesi ile "Türk PPP Modeli", özellikle kalkınmakta olan ve ciddi altyapı ihtiyacı bulunan bölge ülkelerinin ilgisini çekiyor. PPP Haftası kapsamında, söz konusu hedef ülkeler PPP konusunda karar verici bürokratlar davet edilerek, Türkiye'nin bu projeleri gerçekleştirirken hangi adımları attığı, nasıl tecrübeler edindiği 4 günlük eğitim seminerleri ile paylaşıldı. Kendi ülkelerinde hayata geçirmek istedikleri projeleri Türk özel sektörüne aktarmaları için fırsat yaratıldı. Böylece inşaat, teknik müşavirlik, bilişim, hukuk gibi kalemler nezdinde edinilen Türkiye PPP deneyimlerinin ihracı için bir platform sağlandı.

NAİL OLPAK: “GURURLUYUZ”

NAİL OLPAK: "GURURLUYUZ"

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, bugün açılan İstanbul Havalimanı'yla ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.

Olpak, şunları kaydetti:

"Bugün, Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünü kutlamanın mutluluğu ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli projelerinden birinin hayata geçmesine şahitlik etmenin heyecanını ve gurunu yaşıyoruz.  Gururluyuz çünkü sadece ülkemizin değil dünyanın en büyük havalimanına kavuştuk. 

1,6 milyon metrekare lojistik alanı ve 5,5 milyon ton kargo kapasitesiyle İstanbul Havalimanı, ülkemizi dünyanın yeni ticaret merkezi haline getirecek.  DEİK olarak işimizi dünyaya taşıyan bir iş platformuyuz ve yürüttüğümüz ticari diplomasi faaliyetlerinde yeni havalimanımızın gücü bize güç katacak. Deyim yerindeyse yeni havalimanımız milyonların yanı sıra ticareti de uçuracak.

Bize bu gururu yaşatan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Ülkemize, milletimize ve tüm dünyaya hayırlı olsun."

 

ALMANYA İLE TÜRKİYE İŞ BİRLİĞİ’NDE AFRİKA FIRSATI

Türk ve Alman enerji firmaları Ankara'da bir araya geldi

ALMANYA İLE TÜRKİYE İŞ BİRLİĞİ'NDE AFRİKA FIRSATI

Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier'in Türkiye resmi ziyareti kapsamında düzenlenen Türk-Alman Enerji Forumu, T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ev sahipliğinde Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonunda 26 Ekim 2018 tarihinde Ankara'da düzenlendi.

Türk ve Alman iş dünyası temsilcilerinin bir araya geldiği Forum, T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier ve DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı Steven Young, DEİK/Enerji İş Konseyi Başkanı Murtaza Ata, E.ON Yönetim Kurulu Başkanı Johannes Teyssen ve 400'den fazla Türk ve Alman iş insanının katılımları ile gerçekleşti.

T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Almanya ile Türkiye arasında enerjideki iş birliği potansiyelinin hayata geçirilmesi için Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier ile forumda bir niyet mektubu imzalayacaklarını söyledi. Niyet mektubunda yer alan iş birliği alanlarında çalışmaların süratle ve sonuç odaklı devam ettirileceğini belirten Dönmez, belirli bir seviyeye ulaşan ikili iş birliğinin daha da geliştireceğine inandığını söyledi. Avrupa Birliği'nin enerjide yapacağı stratejik hamlelerin yolunun Türkiye'den geçtiğini vurgulayan Dönmez, Türkiye'nin artan jeopolitik konumunun öneminin "Avrupa'nın enerji arz güvenliği Türkiye'den başlar" tezini her geçen gün pekiştirdiğini söyledi. Türk-Alman Enerji Forumunun ilkinin 2013 yılında Ankara'da gerçekleştirildiğini belirten Dönmez, bu yıl içinde iki ülke yetkilileri arasında gerçekleştirilen toplantılar neticesinde, enerji alanındaki iş birliğinin canlandırılarak daha ileri bir seviyeye taşınması, spesifik hedef ve amaçların belirlenmesi amacıyla bir "yol haritası" oluşturulduğunu ifade etti.  Dönmez, "Türk-Alman ortaklığını daha ileri seviyelere taşımak için iki ülkenin iş insanlarının üçüncü ülkelerde birlikte yatırım yapmaları sürecinde Alman enerji şirketleri ve finans kurumları, finansmanın yanı sıra teknolojilerini, uzmanlıklarını ve bilgilerini ülkemize getirerek bu süreçte son derece önemli bir rol üstlenmişlerdir" dedi.

 

Enerji alanında çalışma grupları oluşturulmalı

 Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier, Almanya'nın enerji üreten lider bir ülke konumunda olduğunu söyledi.  Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğunu belirten Altmaier, "Güçlerimizi birleştirdiğimiz zaman birçok şeyi başarabiliriz" dedi. Ekonomilerini geliştirmek isteyen tüm ülkeler için sürdürülebilir enerjinin gerekli olduğunu vurgulayan Altmaier, Almanya'nın 2022 yılına kadar nükleer enerjiden tamamen çıkmış olacağını söyledi. Altmaier,  diğer ülkelerin nükleer enerji kullanmaya devam edeceğini ve güvenlik konusunda büyük tecrübe gerektiren bu konuda Türkiye ile Almanya'nın iş birliği yapılabileceğini ifade etti. Enerji tüketiminin ve ekonomik büyümenin bir korelasyonda ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Altmaier, Almanya'nın bir dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek, linyit ve kömürden yenilenebilir enerjilere yönelmek istediklerini söyledi. Almanya'da yenilenebilir enerjide laboratuvar çalışmaları yapıldığına burgu yapan Altmaier, bu alanlarda çalışma gruplarının oluşmasını hedeflediklerini söyledi. Türkiye ve Almanya hükümetlerinin iş birliğine hazır olduğunu belirten Altmaier,  "Bu ilişkiler çevresinde ağlar oluşturmalı, çok somut projeleri ele almalıyız. Çerçeve koşulları tartışmalıyız. Gelecek forumun Berlin'de yapılmasını istiyoruz. Türkiye zor ekonomik şartlar atlattı, bazı sorunlarımız oldu ancak biz geleceğe bakmalıyız" dedi.

 

"Alman firmalarının yatırımlarından memnunuz"

DEİK Başkanı Nail Olpak,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir ay kadar önce Almanya ziyaretinde, Alman iş dünyasının üst yöneticileri ile bir araya geldiklerini hatırlatarak, ziyarette aynı toplantının benzer ayaklarının Türkiye'de de yapılmasının kararlaştırıldığını dile getirdi. Olpak, iki gündür gerçekleştirilen faaliyetlerin bu ayakların bir kısmını oluşturduğunu ifade ederek, Alman firmalarının Türkiye'deki yaptığı yatırımlara değindi ve Alman firmalarının uzun yıllardır Türkiye'deki yatırımlarından memnun olduklarını ifade etti.

 

"Afrika'daki iş birliği fırsatlarını ihmal etmeyelim"

Olpak, iki ülkenin üçüncü ülkelerde iş birliği yapmaları konusunda kendilerine ulaşan talepler olduğunu belirterek, "Türk ve Alman firmalarının karşılıklı yatırımlarından memnunuz ama üçüncü ülkeler çok konuştuğumuz ama birlikte hareket etme konusunda fazla başarılı olamadığımız bir konu" dedi. DEİK'in 43 iş konseyi ile Afrika'da yoğun olarak faaliyet gösterdiğini aktaran Olpak, Afrika tarafında da talep olduğuna dikkat çekti. Avrupa ülkelerinin DEİK ya da farklı kurumların organizasyonuyla iş birliği için sık sık bir araya geldiğini belirten Olpak, "Fırsatları konuşuyoruz. Fırsatların bu boyutunu ihmal etmeyelim" dedi.

Enerji verimliliği alanındaki iş birlikleri öne çıkıyor

Enerji alanında faaliyet gösteren firma olarak, fosil yakıtlardan ayrılarak daha yeşil bir gelecek için çaba gösterdiklerini söyleyen Alman E.ON firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Johannes Teyssen,  "Bu anlamda Türkiye ve Almanya'da fırsatlar var. Fosil yakıtlardan bağımsızlığımızı kazanabiliriz" dedi. Türkiye'de Sabancı Holding ile çalıştıklarını ve bugüne kadar 11 milyar dolar tutarında yatırım yaptıklarını kaydeden Teyssen, teşviklerin önemine dikkat çekti. Teyssen, İstikrar ve güven ortamının yeniden yaratılmasının önemine işaret etti.

Açılış konuşmalarının ardından forumda T.C. Enerji Bakanı Fatih Dönmez ile Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier arasında "iyi niyet mektubu anlaşması", Jesder ile BVG arasında "İşbirliği Protokolü", Mapso Enerji ile Jeotermal Grup arasında "İşbirliği Protokolü" ve TEMSAN ile Siemens arasında "Niyet Mektubu Anlaşması" imzalandı.

 

TÜRK - ALMAN İLİŞKİLERİNİN İKİNCİ BAHARI

TÜRK - ALMAN İLİŞKİLERİNİN İKİNCİ BAHARI

TÜRK VE ALMAN İŞ İNSANLARI ANKARA'DA BULUŞTU

Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmeier'in Türkiye resmi ziyareti kapsamında düzenlenen Türkiye-Almanya İş Konseyi Yuvarlak Masa Toplantısı, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan başkanlığında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonunda 25 Ekim 2018 tarihinde Ankara'da gerçekleştirildi.

T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier,  T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, T.C. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un konuşma yaptığı Türkiye-Almanya İş Konseyi Yuvarlak Masa Toplantısına DEİK Başkanı Nail Olpak, TİM Başkanı İsmail Gülle, MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, TOBB Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Bahadır Balkır, AHK Türkiye Başkanı Markus C. Slevogt  ve Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı Steven Young ile Türk ve Alman 100'e yakın iş insanı katıldı.

Almanya'dan finans, enerji, teknoloji, otomotiv, makine, kimya, medikal ve perakende gibi sektörlerinden 30 kadar üst düzey yönetici ile Türk iş dünyasının bir araya geldiği toplantıda, ticaret, turizm, sanayi 4.0 dönüşümü, eğitim ve mesleki eğitim, bankacılık ve finans, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, vizelerin kolaylaştırılması ve yatırımların arttırılması konularına değinildi. Türk ve Alman iş insanları tarafından iki ülke arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesinin gerektiği vurgulanmış olup, İş Konseyi faaliyetlerinin de iki ülke ilişkilerinde son dönemde yaşanan yakınlaşmaya çok önemli katkı sağladığı ifade edildi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, AFRİKA’YA YERLİ PARA İLE İŞ YAPMA ÇAĞRISINDA BULUNDU

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, AFRİKA'YA YERLİ PARA İLE İŞ YAPMA ÇAĞRISINDA BULUNDU

Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi stratejisi kapsamında Ticaret Bakanlığı ev sahipliğinde, Afrika Birliği (AU) iş birliğiyle, DEİK ve Türkiye-Afrika İş Konseyleri organizasyonu ile düzenlenen Türkiye- Afrika Ekonomi ve İş Forumu'nunikincisi, T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle, 10 Ekim 2018 tarihinde İstanbul'da başladı.

Afrika'daki siyasi liderler ve üst düzey karar vericiler ile önemli portföy yöneticileri ve iş insanlarının bir araya geldiği Türkiye-Afrika II. Ekonomi ve İş Forumu'nun açılışı T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Etiyopya Cumhurbaşkanı Dr. Mulatu Teshome, Ruanda Cumhuriyeti Başbakanı Edouard Ngirente, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Afrika Birliği Komisyonu Ekonomik İşler Komiseri Victor Harison, DEİK Başkanı Nail Olpak vePan-Afrika Ticaret Odaları Başkan YardımcısıMelaku Ezezew'in katılımları ile gerçekleşti.

Türkiye-Afrika II. Ekonomi ve İş Forumu'nun açılışında konuşan T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kazan-kazan ve eşit ortaklık temelinde, karşılıklı saygıya dayalı ilişkilerimizi her alanda ilerletmeyi arzu ediyoruz. Bu anlayışla göreve geldiğimiz günden beri, hiçbir ayrım yapmadan Afrika kıtasının tamamıyla iş birliğimizi güçlendirmenin gayreti içindeyiz" dedi. Türkiye'nin Afrika kıtası ile iş birliğine büyük önem verdiğini belirten Erdoğan, "Özellikle 2005 yılını Başbakanlığım döneminde, ‘Afrika yılı' olarak ilan etmiştik. O günden bugüne tempo artarak devam etti. Göreve geldiğimizde Afrika'da 12 büyükelçiliğimiz varken, bugün 41 büyükelçiliğimiz var. Bu sayı artarak devam edecek" dedi.

Türkiye'nin Afrika açılımının, kıta genelinde çok ciddi karşılık bulduğunu ve teveccüh gördüğünü belirten Erdoğan, ülkemizin uzattığı dostluk elinin Afrika ülkeleri tarafından asla havada bırakılmadığını söyledi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Biz tüm kıta sathında diplomatik varlığımızı güçlendirirken, Afrika ülkeleri de Türkiye'deki diplomatik temsilciliklerin sayılarını 10'dan 33'e çıkardı. Birleşmiş Milletler, İslam İş birliği Teşkilatı gibi uluslararası platformlarda Türkiye'nin küresel barış ve adaletin tesisi için yürüttüğü haklı mücadeleye Afrikalı dostlarımız güçlü destek verdi. Artık tüm Afrikalı dostlarıma, kardeşlerime söylüyorum; yerli para, milli parayla gelin ortak iş yapalım."

Türkiye ve Afrika'nın sürdürülebilir bir geleceği birlikte inşa edeceklerine inandığını ifade eden Etiyopya Cumhurbaşkanı Dr. Mulatu Teshome, "Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik ortaklığımız açısından büyük bir atılım yaptı. Türkiye'nin Afrika'ya açılım politikasından sonra iki bölge birbirini daha yakından tanıma fırsatı buldu. Afrika'nın doğrudan yabancı yatırımcı çekme stratejisiyle Türkiye'nin hedefleri bire bir örtüştü. Türkiye şu an Etiyopya'da en büyük 3 yatırımcıdan birisi ve bölgede 2,5 milyar dolarlık Türk yatırımı bulunuyor. Türk iş dünyası, 150 şirket ile 30 bin kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye'nin Etiyopya'ya 440 milyon dolarlık ithalatı bulunurken, Etiyopya'nın da Türkiye'ye 36 milyon dolarlık bir ithalatı bulunuyor. Etiyopya olarak doğal enerji kaynaklarımız, 100 milyondan fazla iş gücümüz, güçlü makro ekonomimiz ve istikrarlı yönetimimizle Türk iş insanlarını yeni yatırımları için ülkemize davet ediyoruz. Ne mutlu ki Türk iş insanlarının Etiyopya'da endüstriyel bölgeler kurmak istediklerini öğrendik. Etiyopya, bu konuda daima Türkiye'nin yanında olacak ve elinden gelen desteği sunacak. Önümüzdeki dönemde Türkiye ile Afrika arasındaki dostluk ve dayanışma, ortak hedefler doğrultusunda daha güçlü şekilde devam edecek" şeklinde konuştu.

Ruanda Cumhuriyeti BaşbakanıEdouard Ngirente, Ruanda Başkanı ve aynı zamanda Afrika Birliği Dönem Başkanı Paul Kagame adına katıldığını belirterek, "Türkiye ve Afrika arasındaki güçlü ekonomik bağlarımızla birlikte 20,6 milyar dolarlık iş hacmine ulaştık. Kamu ve özel sektör iş birliğiyle bunu başardık. Türkiye'nin Afrika'nın sorunlarına çözüm önerileriyle yaklaşmasını takdir ediyoruz. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri için Türkiye ile güçlü ilişkileri geliştirerek, sanayi konusunda gelişmek istiyoruz. Serbest ticaret bölgemiz Türkiye için çok çok büyük bir potansiyel oluşturuyor. Ticaret, yatırım ve özellikle madencilik, turizm, eğitim, tarım, inşaat, altyapı, enerji alanlarında kazan kazan stratejisiyle birlikte daha güçlü ortaklıklara imza atacağız" dedi.

"Afrika'ya bakışımız ‘ortak kazanç, birlikte kalkınma, birbirimizi tamamlamadır'"

T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan"Hedefimiz, önümüzdeki yıllarda dünyada esen korumacılık ve içe kapanma rüzgarlarının tersine, Türkiye-Afrika ilişkilerini her açıdan zirveye taşımak" dedi. Türk Eximbank, Afrika Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Dünya Bankası ve (Türk) Eximbank'ın Afrika'da proje ortaklığı yaptığı İngiliz ve Alman Eximbankları dahil 8 kredi ve finans kuruluşunun etkinlikte yer aldığını söyleyen Pekcan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve vizyonunda, 2003 yılında hayata geçen Afrika açılımı sayesinde Türkiye-Afrika ekonomik ilişkileri tarihin altın çağını yaşıyor.  15 sene gibi kısa bir sürede Afrika kıtasına ihracatımız 5 katına, ithalatımız 3 katına çıktı. 20 milyar doları aşmış bulunuyoruz" dedi.

Pekcan, "Toplam Afrika kıtasındaki müteahhitlik hizmetleri 66,4 milyar dolar. Ama bunun 55 milyar dolarını, son 15 sene Afrika açılımı sayesinde gerçekleştirdik" dedi. Türkiye'nin Afrika'ya sadece bir ‘pazar' ve ‘doğal kaynak' merkezi olarak da bakmadığını aktaran Pekcan, "Afrika'da yüzbinlerce kişiye Türk şirketlerinde iş imkânı sağlanıyor. Bugün Afrika'daki Türk yatırımlarının tutarı 6,2 milyar dolara ulaştı. Eximbank'ımız, Afrika'nın kalkınması için projelere finansman sağlıyor. Türkiye olarak bizim Afrika'ya bakışımız ‘ortak kazanç, birlikte kalkınma, birbirimizi tamamlamadır" dedi.

"İş birliği ve dayanışma içinde olmalıyız"

DEİK Başkanı Nail Olpak, Türk iş insanlarının Afrika'nın geleceğinin inşasına katkı sunabileceğini ve sürdürülebilir geleceğe birlikte yatırım yapılabileceğini söyledi. Dünyadaki anakaraların yüzde 30'u, dünya nüfusunun yüzde 16'sı ve 54 ülkeye vatan olan Afrika'nın, dünyanın ürettiği GSYH'nın sadece yüzde 2,5'unu almasının adil olmadığını vurgulayan Olpak konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kuralları yeniden şekillenen bu yeni dünyaya hep birlikte hazır olmalı. Sadece hazır olmakla yetinmemeli, yazılan kurallarda payımız olması için çok çalışmalı, daha çok iş birliği ve dayanışma içinde olmalıyız."

Afrika'da 145'inci İş Konseyi Kuruluyor

Türkiye'nin Afrika'daki varlığından bahsederek, Türkiye'nin, Afrika'nın dış ticaretinden yüzde 2,1 pay almasının normal olmadığını belirten Olpak "Bugün, bölgedeki 44'üncü, toplamda ise 145'inci İş Konseyimizi, Türkiye – Sierra Leone İş Konseyimizi de kuruyoruz. Hedefimiz, Afrika'da doğrudan temas etmediğimiz, gözlerinin içine bakmadığımız hiçbir dostumuzun kalmaması" açıklamasını yaptı.

2016 yılında gerçekleştirilen ilk forumdan bu yana Türkiye ile Afrika'nın ekonomi ve ticaret alanlarında büyük bir gelişim gösterdiğini söyleyen Afrika Birliği Komisyonu Ekonomik İşler Komiseri Victor Harison, "Türkiye'nin, 2003 yılından beri "kazan-kazan" politikası çerçevesinde uygulamaya koyduğu Afrika açılımı ile Afrika'yla ticaret hacmi 2003-2018 yılları arasında 4 kat yükseliş göstererek 20,6 milyar dolara ulaştı. Bu rakam süreklilik arz eden yatırımlar ve kamu-özel sektör iş birlikleriyle büyüme gösterdi. Afrika, bu yıl küresel ortalamanın üstüne çıkarak yüzde 4.1 büyüyecek ve 2050 yılında nüfusu 2,5 milyara ulaşacak. 54 ülkenin tek vücut olduğu Afrika, demografik yapısı ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla küresel bir oyuncu olacak. Önümüzdeki süreçte Afrika ile Türkiye stratejik ortaklıklarını sürdürerek yeni iş birliklerine imza atacak" dedi.

Pan-Afrika Ticaret Odaları Başkan Yardımcısı Melaku Ezezew, forumda bu yıl 50'den fazla ülkeden 3 binin üzerinde iş insanıyla bir araya geldiklerini belirterek, "Türkiye'yi, Afrika açılımı ile birlikte kazan-kazan felsefesine dayanan iş birliğinden dolayı tebrik ediyoruz. Türk yatırımları özellikle Etiyopya'da doğrudan yabancı yatırımların yüzde 40'ını oluşturuyor. Tekstil ve inşaat sektörleri başta olmak üzere bölgede toplam 2,5 milyar dolarlık Türk yatırımı bulunuyor. Afrika'da Türk şirketleri için özellikle güneş enerjisi, hidro enerji ve rüzgâr enerjisi alanlarında eşsiz bir yatırım fırsatı bulunuyor. Türk inşaat sektörü de bölgedeki yüksek iş hacmiyle ikinci sırada yer alıyor. Kamu ve özel sektör ortaklık modeli, sürdürülebilir yatırımlar açısından stratejik olarak çok önemli. Önümüzdeki dönemde Türk şirketleri Afrika'da bir Türk Bölgesel Endüstri Alanı yaratabilirler" şeklinde konuştu.

10 Ekim Çarşamba günü etkinliğin ilk gününde açılış konuşmalarının ardından Afrika ile en çok iş yapan Türk firmaları ve Türkiye'de en çok iş yapan Afrikalı firmaların ödüllendirildiği Afrika Şampiyonları Ödül Töreni ile Ticaret Bakanı ve konuk Bakanlar arasında ikili görüşmeler gerçekleştirildi.

Forumda 3 İş Birliği Anlaşma İmzalandı

Forumda, Senegal Cumhuriyeti Maden ve Jeoloji Bakanlığı ile Tosyalı Holding arasında Mutabakat Zaptı, Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ve Afrika Birliği Komisyonu arasında Ticaret ve Yatırım İşbirliği Mutabakat Zaptı ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Zimbabve Cumhuriyeti Hükümeti arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması imzalandı.

Forum, "Tekstil Sektöründe Afrika'da Yatırım Fırsatları ve Moda", "Türkiye ve Afrika Arasında İnşaat, Altyapı ve Enerji Alanlarında İş birliği" ve "Afrika'da Bütünleşme Çabaları ve Türk İş Dünyası için Fırsatlar" başlıklı konularda 3 panel ve ülkelerin sunumlarının yapılacağı B2G toplantıları ile devam edecek.

Forumun ikinci gününde ise "Adil, Serbest, Sürdürülebilir Ticaret; Korumacılığın Afrika için Ortaya Çıkardığı Riskler" konulu Bakanlar Toplantısı gerçekleştirilerek ortak deklarasyonun duyurulacağı basın toplantısı ve imza töreni yapılacak. Bununla birlikte, "Afrika'da Ticaret ve Yatırım Finansmanı" ile "Afrika'da Turizm ve Otel Yatırımları" konularında iki panel gerçekleştirilecek.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, MACARİSTAN İLE TİCARET HACMİNİN HEDEFİNİ ARTIRDI

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, MACARİSTAN İLE TİCARET HACMİNİN HEDEFİNİ ARTIRDI

T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Macaristan resmi ziyaret kapsamında DEİK/Türkiye-Macaristan İş Konseyi ve Macaristan Ulusal Ticaret Ajansı (MNKH)'nın iş birliğinde Macaristan-Türkiye İş Forumu, 9 Ekim 2018 tarihindeMacaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlendi.

Forum,  T.C. Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı  Viktor Orban, T.C. Ticaret Bakanı  Ruhsar Pekcan, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Macaristan İş Konseyi Başkanı  Adnan Polat, MNKH (Macaristan Ulusal Ticaret Ajansı) İcra Kurulu Başkanı  Gábor Ligetfalvi ile Türk ve Macar300'ü aşkın iş insanının katılımları ile gerçekleşti.

Türk ve Macar iş dünyası temsilcisine hitap eden T.C. Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan, iki ülke ekonomilerinin birbiriyle rekabet eden değil, birbirini tamamlayan, benzerliklerini kullanarak daha büyük sinerji oluşturan ekonomiler olduğunu söyledi. Macaristan'ın, Avrupa'yı Balkanlar, Doğu Avrupa, Türkiye ve Rusya ile bağlayan demir ve karayollarının kavşak noktasında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, "Bu açıdan, ürünlerimizin Avrupa'ya ulaştırılmasında Macaristan'ı bir ticaret üssü ve en önemli geçiş noktalarından biri olarak görüyoruz" dedi. Macaristan ile Afrika'da ortak yatırımlara girebileceklerini söyleyen Erdoğan,  "Ekonomik iş birliğimizi istediğimiz noktaya taşıyabilmemiz için bankalarımız arasındaki ilişkileri de güçlendirmemiz gerekiyor" dedi. "Ticaret savaşları" gibi söylemlerin ticareti esir almaya çalıştığı bir ortamda Macaristan'la ekonomik iş birliğinin çok büyük önem arz ettiğini ifade eden Erdoğan, "Biz bunu aramızda başarmalıyız. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği güncellemesi çalışmalarına hâlâ başlanamaması ve Türk iş insanlarının ve halkının vizeye tabi olması potansiyelimizin tam olarak kullanılmasının önündeki en büyük engellerdendir. Macaristan ve diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerden bu süreçte destek bekliyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘İki ülke arasındaki ticaret hacminde hedefi geçen yıl 5 milyar dolar olarak belirlemiştik. Ancak geçen yıldan bu yana gerçekleşen olumlu performansı ele aldığımızda, Sayın Orban ile birlikte bu hedefi 6 milyar dolara çıkarmaya karar verdik' dedi.

Macaristan Başbakanı  Viktor Orban, "Türkiye'yi ekonomik olarak sağlam görüyoruz. Çok güçlü bir lideri ve hükümeti var. NATO kapsamında müttefik bu iki ülkenin iş birliği, başarılı sonuçlar ortaya koyar" dedi. Macaristan'a yatırım yapan ve istihdam sağlayan iş insanlarını tebrik eden Orban, Macar yatırım ajansında 8 büyük proje görüşüldüğünü ve yakın gelecekte yarım milyar dolarlık yatırım gerçekleşeceğini bildirdi. Karşılıklı Eximbankaları vasıtasıyla faaliyet gösteren şirketlere uygun krediler sağlanacağını kaydeden Orban, "Macaristan'ın ekonomik olarak daha fazla büyümesi için rekabetçiliğini artırmamız gerekiyor. Vergileri azaltacak ve ekonomik büyümeyi canlandıracağız" dedi.

T.C. Ticaret Bakanı  Ruhsar Pekcan,Türk firmalarının Macaristan'da ciddi yatırımlar yapmakta ve planlamakta olduğunu söyledi. Macaristan firmaların da teknoloji odaklı projelerde özellikle Türkiye'deki yatırımlarını artıracaklarını, bu fırsattan yararlanacaklarını düşündüklerini belirten Pekcan, yatırımların her iki ülkenin de menfaatine olacağını vurguladı. Pekcan, "İlişkilerimizin bugünkü seviyeye gelmesinde sayın Cumhurbaşkanımızın öngörüleri kadar iş insanlarımızın da katkıları büyüktür. Ziyaretimiz vesilesiyle farklı sektörlerden çok sayıda iş insanımız son senelerde yakaladığımız sinerjiyi nasıl daha üst seviyeye taşıyabileceğimiz, farklı sektörlerdeki ilişkileri nasıl çeşitlendirebileceğimiz konusunda muhataplarıyla bir araya gelme ve yeni projeler geliştirme şansı bulacaklar" dedi.

DEİK Başkanı  Nail Olpak,Türkiye ve Macaristan arasında mevcut ticari ilişkilerde ikili geçiş belgeleri konusunda sorun yaşandığını belirterek, "Bu durumda eğer biz karşılıklı olarak araçlarımızı birbirimizin ülkesine götüremezsek, karşılıklı ihracatımızı artırmaktan söz edemeyiz" dedi. İş insanlarının karşılıklı ticareti geliştirme konusunda çalışmalar yaptıklarını belirten Olpak, mevcut ticari ilişkilerde ikili geçiş belgeleri konusunda sorun yaşandığına işaret ederek, "Bir sorunumuz var. O da ikili geçiş belgeleri, yani Macar tırlarının Türkiye'ye veya Türk tırlarının Macaristan'a mal getirmeleri durumunda bu belgeler geçen yıla oranla yüzde 60 düşürüldü. Bu durumda eğer biz karşılıklı olarak araçlarımızı birbirimizin ülkesine götüremezsek, karşılıklı ihracatımızı artırmaktan söz edemeyiz. Elbette hızlı ve adil bir çözümü arzu ediyoruz" dedi.

DEİK/Türkiye-Macaristan İş Konseyi Başkanı  Adnan Polat,"Avrupa'da ticaret yapmak isteyen, özellikle ihracat yapmak isteyen Türk üreticilerin Macaristan'ı bir üs olarak kullanmaları gerekir" dedi. Türkiye-Macaristan ticari iş birliğini geliştirmek için uzun zamandan beri çaba gösterdiğini belirten Polat, "Bizim iş dünyası olarak bizim daha neticeye gidecek adımlar atmamız gerekiyor. Macaristan köklerimiz itibarıyla soydaşımız, çok yakın dostumuz, stratejik iş birliği ortağımız ve Avrupa'nın tam ortasında jeopolitik olarak, lojistik olarak çok önemli bir konumda ve Avrupa'nın her noktasına 2 saat mesafede. "Türkiye'deki üretici meslektaşlarıma şunu tavsiye ediyorum. Macaristan'a lütfen gelin buradan 510 milyon nüfuslu Avrupa pazarına girmek için buradan yararlanın. Macaristan sadece ticari bir üs olarak değil belki de yatırım üssü olarak yarı tamamlanmış ürünleri tamamlayarak satabileceğimi bir merkez" dedi.

Forumun açılış konuşmalarının ardından KOSGEB ile MNKH (Macaristan Ulusal Ticaret Ajansı) ve Türk Eximbank ile Macar Eximbank arasında Mutabakat Zaptı imzalandı.

Türkiye-Macaristan Ticaret Rakamları (Ticaret Bakanlığı-2017)

Toplam dış ticaret hacmi: 2.6 milyar Amerikan doları

Türkiye'den Macaristan'a yapılan ihracat:  1.1 milyar Amerikan doları

Başlıca ihracat kalemleri: otomotiv, örme giyim eşyası, makine, demir-çelik, elektrikli cihazlar

Türkiye'nin Macaristan'dan yaptığı  ithalat:1.5 milyar Amerikan doları

Başlıca ithalat kalemleri: Otomotiv, makine, elektrikli cihazlar, plastikler, canlı hayvanlar

Dış ticaret dengesi: Macaristan lehine 436 milyon Amerikan doları

TÜRK- AMERİKAN TİCARİ İLİŞKİLERİ NEW YORK’TA GÜVEN TAZELEDİ

TÜRK- AMERİKAN TİCARİ İLİŞKİLERİ NEW YORK'TA GÜVEN TAZELEDİ

DEİK / Türkiye – ABD İş Konseyi (TAİK) ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından düzenlenen 9'uncu Türkiye Yatırım Konferansı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu akabinde New York Gotham Hall'da düzenlendi. Türkiye ve Amerika'dan liderleri ve iş dünyası temsilcilerini bir araya getiren konferansta, Türkiye'deki yatırım fırsatları ve Türkiye – ABD arasındaki ticari ilişkiler değerlendirildi. 

Geleneksel hale gelen konferans, iki ülke arasındaki ticari ilişkileri artırmak amacıyla Türkiye'deki iş ve yatırım ortamını daha iyi tanımak isteyen Amerikalı yatırımcılar ve şirket liderleri ile Türkiye'den üst düzey hükümet yetkilileri ve iş dünyasını bir araya getirdi. Konferansa, T.C Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, T.C Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, DEİK Başkanı Nail Olpak, Türkiye – ABD İş Konseyi (TAIK) Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ'ın yanısıra Amerika'nın en büyük ve en önemli finans kurumları ve şirketleri ile önde gelen Türk şirketlerin yöneticileri katıldı.

Konferansın kapanış konuşmasını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tarih bize açıkça savaşın ve özellikle ticaret savaşlarının kazananı olmadığını gösteriyor. Bu, hem ticari hem de politik açıdan sadece karşılıklı kayıplara yol açıyor" dedi. Erdoğan şöyle devam etti: "Bizim uzun süredir devam eden stratejik dostluğumuz, bu çalkantılı dönemin de üstesinden gelecektir. ABD ile yakın dostluğumuzun bu süreci de bir fırsata dönüştüreceğine yürekten inanıyorum."

Konferansta CNN ve NBC Haber'in eski muhabiri Erin McPike, Türkiye'nin orta vadeli ekonomi planı hakkında uzun bir konuşma yapan T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile bir söyleşi yaptı. Albayrak, "Geçen hafta, üç temele odaklanan yeni bir plan açıkladık; yeniden dengelenme, disiplin ve dönüşüm. Türkiye ekonomisinin omurgasını güçlendirmek için gereken her unsuru hesaba kattık. Türkiye'nin parlak bir geleceği olması için çalışıyoruz" dedi.

Dünya Bankası Kadın Girişimcileri Finans Girişimi Başkanı Priya Basu, Bakan Pekcan'la iş hayatında kadınları güçlendirmek konusunda konuştu. T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, "Bir kadına bir fırsat verdiğinizde, onun potansiyelinin sınırsız olduğunu görürsünüz. Bakanlık olarak, kadınları özellikle güçlü büyüme potansiyeli olan, e-ticaretin de dahil olduğu, kilit sektör ve alanlarda daha aktif faaliyet göstermeleri için teşvik ediyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye ile ABD arasındaki ticari ilişkilerin önemi hakkında konuşan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, "İş dünyası, işini her gün büyük bir tutku ve coşkuyla yapıyor. Bizler iş insanları olarak ülkelerimiz arasında bir köprü olmaya, iki ülkenin yatırım fırsatlarını ve ticari ilişkilerini geliştirmeye devam edeceğiz" dedi.

Konferansta konuşan DEİK / Türkiye – ABD İş Konseyi (TAIK) Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ ise,"Türkiye ile ABD arasındaki iş ilişkisi, tarihsel olarak karşılıklı saygı, işbirliği ve daima karşılıklı çıkarların gözetilmesine dayanıyor. Bunu sürdürebilmek için hepimiz var gücümüzle çalışmaya devam etmeliyiz. Tehlikede olan çok şey ve bir o kadar da kazanacaklarımız var" dedi.

Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkiler, tüm dünyada büyük bir anlam ifade ediyor. Geçtiğimiz yıl yaklaşık yüzde 18 oranında büyüyen Türkiye ve ABD'nin karşılıklı ticareti yıllık ortalama 20 milyar dolar seviyesinde gerçekleşiyor. 

DEİK BAŞKANI NAİL OLPAK: “GERÇEKÇİ BİR PROGRAM"

NAİL OLPAK: "GERÇEKÇİ BİR PROGRAM"

Dış Ekonomik Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, bugün açıklanan Yeni Ekonomi Programı ile ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.

Olpak değerlendirmesinde şunları kaydetti:

"İstikrarı güçlendirmek için dengeli büyüyen, kademeli ve uzun vadeli bir perspektifi hedefleyen, güçlü, ayakları yere basan, gerçekçi bir program açıklandı. Program kısa günün karı anlayışı yerine uzun vadeli hedeflere ve uzun vadeli istikrara bırakan tüm ekonomi anlayışına yeni bir soluk getiriyor. Açıklanan hedeflerin somut, şeffaf, uygulanabilir ve hızlı adımlarla hayata geçirileceğine inanıyoruz. Böylelikle Türkiye ve dünyada iş çevrelerinin Türkiye ekonomisine güvenini hızla tekrar tesis edeceğine şüphemiz yok.

Yeni Ekonomi Programı'yla, Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Bakan Berat Albayrak'ın geçtiğimiz ay yaptığı Yeni Ekonomik Model toplantısında verdiği ilk mesajların sayılara ve hedeflere dönüştüğünü görüyoruz. Sadece para ve maliye politikasının değil tüm paydaşlarımızın destek vereceğini umduğumuz kapsamlı bir "Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı"nın hayata geçirilmesini oldukça önemli buluyoruz.

 "Ayakları yere basan gerçekçi bir program"

Yaşadığımız zorlu sürecin başından bu yana attığı adımlarla kontrolü eline alan ekonomi yönetimimiz, 3 yıllık stratejisini somut adımlar üzerine kurdu. Üretimi güçlendirecek, finansal piyasaları rahatlatacak ve ihracatı artıracak olan bu strateji, ülkemizin dengeli bir şekilde ve sürdürülebilir bir büyümeyle ilerleyeceğinin göstergesi. Bununla birlikte programın en önemli kısmı, reel hedefler ortaya koyması ve veriye dayalı sistematik bir program olması. 2021 yılına kadar olan kademeli büyüme ve kademeli enflasyon düşüşü hedeflerinin reel ve tutarlı olduğunu düşünüyoruz. Büyüme hedefleriyle uyumlu enflasyon hedefleri dengelenme sürecini destekler nitelikte.  Ayakları yere basan gerçekçi bir program ve altı dolu. Bununla birlikte henüz başlamayan kamu yatırımlarının durdurulmasını tasarruf tedbirleri açısından çok önemli buluyoruz. Konular özelinde çalışacak ofislerin kurulması da atılacak kararlı adımların göstergesi.

"İstişarelere verilen önem güvenimizi perçinliyor"

Ekonomi yönetimimizin istişarelere önem verdiği bir süreç yaşıyoruz. Maliye ve Hazine Bakanımız Sayın Berat Albayrak'ın açıklama öncesi, DEİK olarak bizim de aralarında bulunduğumuz iş dünyası temsilcileriyle değerlendirme yapması çok önemliydi. Karşılıklı anlayışın ön planda olduğu görüşmede taleplerimizi, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi net bir şekilde ortaya koyduk. Yeni Ekonomi Programı, biz iş dünyasının temel öncelikleri olan; mali disiplin, serbest piyasa, mali kurulların işleyişi, enflasyonla mücadele, üretim ve ihracatın kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi konularının hepsini detaylı bir şekilde kapsıyor. Bu da bize hem ekonomi yönetimimizin bizi duyduğunu gösteriyor hem de ekonomimizin geleceğine duyduğumuz güveni perçinliyor.

Kısa vadede zorluklarla karşılaşacak olsak da orta ve uzun vadede istikrarlı büyümeye devam edeceğiz. Şimdi hepimiz için, söylemi eyleme geçirme zamanıdır. Söylemin eyleme dönüştüğü süreçte ekonomi yönetimimiz, reel sektör ve finans sektörü olarak birlikte ilerleyeceğiz. Türkiye'nin üreticiden tüketiciye tüm bileşenleri için harekete geçme, daha çok çalışma, fedakarlık etme ve Türkiye ekonomisini güçlendirerek gelecek hedeflerine ulaştırma zamanıdır.  Bu süreçte, DEİK olarak da, yürüttüğümüz ticari diplomasi faaliyetleriyle her zaman ülkemizin yanında olacağız. Bu ülke bizim ve hep beraber sahip çıkmaya devam edeceğiz."

 

JAPONYA’DAN TÜRKİYE’YE YENİ YATIRIMLAR YOLDA

TÜRKİYE, JAPON DEVLERİ AĞIRLADI

JAPONYA'DAN TÜRKİYE'YE YENİ YATIRIMLAR YOLDA

Bu yıl 24'üncüsü gerçekleştirilen DEİK/Türkiye – Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı, DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi ve karşı kanat kuruluşu KEIDANREN iş birliğinde 19 Eylül 2018 tarihinde İstanbul'da düzenlendi. İkili ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi amacı ile düzenlenen toplantıda Japonya'dan Türkiye'ye gelmesi hedeflenen yeni yatırım fırsatları ve 3'üncü ülkelerde birlikte işbirliği olanakları değerlendirildi. Toyota, Mitsubishi ve Daikin gibi Japon devi firmaların üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantıda, 500'e yakın Türk ve Japon iş insanı bir araya geldi.

24'üncü Türkiye–Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı, DEİK, Türkiye-Japonya İş Konseyi ve Keidanren iş birliğinde, T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, DEİK Başkanı Nail Olpak, Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Murat Mercan, Japonya Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima, KEIDANREN Eşbaşkanı Kenichiro Yamanishi, KEIDANREN Eşbaşkanı Tamotsu Saito, DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Şerif Tosyalı ve iki ülkeden toplam 500'e yakın iş insanının katılımıyla 19 Eylül'de İstanbul'da gerçekleştirildi.

24. Türkiye – Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı'nda konuşan T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Bu toplantının iki ülke arasındaki ticari ilişkileri bir üst düzeye taşıması açısından fırsat olduğunu düşünüyoruz. Japon firmaları uzunca bir süredir ülkemizde faaliyet gösteriyor ve üretime, ihracata ve istihdama katkı sağlıyorlar. Ülkemizde doğrudan yatırımcılarla ilgili liberal ve şeffaf bir mevzuat var. Bugün, 1993 yılında imzalanan karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve korunması anlaşmasının yerine geçecek, yatırımcılara yeni haklar getirecek Serbest Ticaret Anlaşması (STA)'nın müzakereleri devam ediyor. Hedefimiz müzakerelerin en geç 2019'un ilk yarısında tamamlamak" dedi. Türkiye'nin son 16 senede 200 milyarın üzerinde doğrudan yatırıma ev sahipliği yaptığını belirten Varank, "Bu süreçte Japonya, 2,7 milyar dolar ile Türkiye'ye sermaye ihraç eden ülkeler arasında 15. sırada yer aldı. Ben bu rakamın mevcut potansiyeli yansıtmadığını düşünüyorum. İnşallah daha çok çalışacağız ve bu rakamı artıracağız. Bu gibi platformlarda bir araya gelmeyi çok önemsiyorum. 2018 yılı sonunda Türkiye'de düzenlenecek yatırımcılarla buluşacağız ve 2019 başında da Tokyo'da yatırımcılarla bir araya geleceğiz" dedi.

Varank, yatırımcı dostu bir ortam sağlamanın hükümetin en temel öncelikleri arasında yer aldığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: "Yatırım ortamını daha da ileri seviyelere taşımak adına özel sektör paydaşlarımızla istişare halinde 2018 yılında çok önemli adımlar attık. Türkiye'deki yatırım-üretim-ihracat zincirinin daha da güçlendirilmesini çok önemsiyoruz. Türkiye'yi yatırımcılar için bir cazibe merkezi haline getirmek adına 6 yıl önce yeni bir yatırım teşvik sistemini uygulamaya başladık. Bölgesel rekabet gücü farklılıklarından istifade etmek üzere bölgesel yatırım teşvik programı, uluslararası rekabet gücümüzü arttıracak yatırımları özendirmek için büyük ölçekli yatırım teşvik programı, ithalat bağımlılığı bulunan ürünlerde üretim kapasitemizi güçlendirmek için stratejik yatırımların teşviki programı ve diğer tüm yatırımları da desteklemek üzere genel yatırım teşvik programını uygulamaktayız."

DEİK Başkanı Nail Olpak, 1890'lı yıllarda başlayan iki ülke arasındaki ilişkilerin, özellikle son yıllardaki yoğun diplomatik ve iş temaslarının da etkisiyle çok yol kat ettiğini belirterek, "Türkiye'de, otomotiv ve yan sanayi, çelik endüstrisi, imalat sanayi, gıda ve altyapı sektörlerinde faaliyet gösteren Japonya sermayeli firma sayısı 200'ü aştı" dedi. Japon sermayesinin bugün, yurtdışında doğrudan yatırımlarını artırmaya devam ettiğini söyleyen Olpak şunları söyledi: "Bu toplantının da Japonya'nın Türkiye'deki yatırımlarını da artırması ve karşılıklı ticaretimizin daha dengeli bir yere gelebilmesi için önemli bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Türkiye, Japonya için, 1,6 milyarlık bir pazara ulaşılabilen iyi bir köprü. Dış ticaret hacmi 4,7 milyar dolar olan ülkelerimiz arasında, Türkiye yaklaşık 3,8 milyar dolarlık bir açık veriyor. Bunun, önümüzdeki yıl ülkelerimiz arasında imzalanmasını beklediğimiz STA ile biraz daha dengeleneceğine inanıyoruz. Bu perspektifle, karayolu taşıtları için aksam, otomobil yan sanayi ve aksesuarları, balık, makarna, çinko, sebze gibi alanlarda Türkiye için ek ihracat fırsatları oluşacağına inanıyorum."

Türkiye – Japonya İş Konseyi karşı kanat kuruluşu KEIDANREN iş birliği ile 1986 yılından beri, farklı içeriklerde birçok heyet ziyaretini organize ettiklerini ifade eden Olpak, "Japon ve Türk iş çevreleri olarak, daha çok el ele verip yeteneklerimizi birleştirerek, tutkuyla, dünyanın ihtiyacı olan hizmet ve ürünleri birlikte daha fazla sunabiliriz" şeklinde konuştu.

Türkiye Tokyo Büyükelçisi Murat Mercanise, Japonya ile Türkiye'nin birbirine uzak ama bir o kadar da yakın iki ülke olduğunu belirterek, Büyükelçilik olarak Japonya'da Türk ekonomisini anlatmak için bir dizi etkinlik yaptıklarını  ifade etti. Hava sanayi ile ilgili Türkiye'de firmalarla toplantı yaptıklarını açıklayan Mercan, havacılık sektöründeki 25'e yakın Japon firmanın yarın Türk havacılık sektöründeki firmaları ziyaret edeceklerini  aktardı. Japonlarla ilişkilerin yeni projelerle devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayan Mercan, "Bu konuda her türlü bilgi ihtiyacını karşılamaya hazırız, her konuda siz iş dünyası temsilcilerinin hizmetinizdeyiz. İş birliklerini artırmanın fırsatlarını bu toplantılarda araştırmalıyız" dedi.

Japonya Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima,Japonya'nın özellikle imalat sektörü açısından Türkiye'de yatırımları bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin istihdamına ve ihracatına katkıda bulunduğuna dikkat çekti. Türklerin becerileri ve çalışkanlığı ile Japon gücünün birleştiğini ifade eden Miyajima, "Türkiye'nin bölgesel gücünü hissediyoruz. Japonya, dünyanın küresel bir gücüdür ve plan yaparak hareket eder, güven, tutarlılık ve bağlılık ülkesidir. Şimdi dünyanın bütün ilgisi Japonya'da. Gelecek yıl G20 toplantısı ve sonrasında 7. Afrika geliştirme toplantısı ülkemizde olacak. Türkiye, ortalama yaşı 31 olan genç ve çalışkan iş gücüne sahip, sadakata önem veren değerli bir ülke. 2023 yılında 100'üncü yılını karşılayacak ve bugüne kadar birçok krizi aşarak gelmiş bir ülke. Hem Japonya hem Türkiye kurallara dayanan açık ve serbest ticareti desteklemektedir. Önümüzdeki yıl imzalanmasını arzu ettiğimiz STA ile birlikte iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da gelişeceğini umuyoruz" dedi. Türkiye'nin ekonomik gelişimine dikkat çeken Miyajima, "Japonya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısı yüzde 70 arttı. Türkiye'den Japonya'ya gelen turist sayısı ise geçen seneye göre yüzde 5 arttı. Bu oranın artmasını ve Türklerin Japonya'ya daha çok gelmelerini istiyoruz. Türkiye'nin ekonomik konumu, Avrupa ve Japonya açısından da önemli. Japonya, Türkiye'nin ekonomik istikrarını desteklemektedir" diye konuştu.

DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Şerif Tosyalı,Çin iş birliğine vurgu yapılsa da Türkiye'nin Asya açılımının esas olarak 1980'lerin başlarında, Türkiye'nin liberalleşmeye, serbest piyasa ekonomisine geçmeye ve dünyaya açılmaya ilk başladığı dönemde Japon şirketlerinin Türkiye'ye gelmesiyle başladığını hatırlattı. Türkiye'nin Asya ile yaklaştığını ifade eden Tosyalı, Türkiye'nin, Doğu ile yaklaşırken, ekseninin kaydığı, Batı'dan uzaklaşıldığı, endişelerin olduğu yargısının kesinlikle doğru olmadığını vurguladı. Japonya referanslı bir örnek veren Tosyalı, "Ülkemizdeki yaklaşık 200 civarında Japon firmasının çoğu burada üretim yapıyorlar ve sadece iç pazara değil Gümrük Birliği'nin de sağladığı avantajlardan yararlanarak, Avrupa'ya ihracat yapıyorlar. Japon firmaları, esas olarak ülkemizin Batı ile Doğu'yu birleştiren köprü konumuna yatırım yaptılar, beraber çalışıp ürettik ve beraber kazandık. Bundan sonra da kazanmaya devam edeceğiz. Birçok şeyi değiştirebilirsiniz ama coğrafyayı değiştiremezsiniz.  Türkiye, bir yere yönelip, sırtını diğerlerine dönen bir ülke değildir, olamaz da. Türkiye bir koluyla Batı'ya diğer koluyla da Doğu'ya uzanan, hem Asya hem de Avrupa le iş yapabilen bir ülkedir, tam anlamıyla küresel bir aktördür" ifadelerini kullandı.

Keidanren Eş Başkanı Kenichiro Yamanishi, Asya'nın batı ucundaki Türkiye'nin, Avrupa Birliği ülkeleriyle gerçekleştirdiği Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) ile kendi networkünü gerçekleştirdiğini söyledi. Japonya ve Türkiye'nin de STA imzaladığı zaman karşılıklı ikili iş ilişkilerinin geliştireceğini belirten Yamanishi, "Bugün gerçekleştirdiğimiz forumla, iki ülkenin ikili ilişkilerin genişletilmesi için ikili ortaklıklar kurulacağını ve yeni projelerin konuşulmasını temenni ediyoruz" dedi.

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin değerlendirildiği toplantının açılış konuşmalarının ardından, Türkiye-Japonya İş Konseyi ile Karşı Kanat Kuruluşu Japonya-Türkiye Ekonomik Komitesi (KEIDANREN) arasında Ortak Bildiri imzalandı.

Türkiye-Japonya Ticaret Rakamları (TÜİK-2017)

Toplam dış ticaret hacmi:  4.7 milyar dolar
Türkiye'den Japonya'ya yapılan ihracat: 411 milyon dolar
Başlıca ihracat kalemleri: Karayolu taşıtları için aksam, parça ve aksesuarlar, balık, makarna, çinko, sebze.  
Türkiye'nin Japonya'dan yaptığı  ithalat: 4.3 milyar dolar
Başlıca ithalat kalemleri: Karayolu taşıtları için aksam, Buldozerler, greyderler, toprak tesviye makinaları, motor, otomobil, elektrik akümülatörleri.
Dış ticaret dengesi: Japonya lehine  3.8 milyar dolar

 

NAİL OLPAK: “MERKEZ FAİZDE ADIM ATTI VE SADELEŞMEDEN VAZGEÇMEDİ"

NAİL OLPAK: "MERKEZ FAİZDE ADIM ATTI VE SADELEŞMEDEN VAZGEÇMEDİ"

Dış Ekonomik Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Merkez Bankası faizi artımı ile ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.

Olpak değerlendirmesinde şunları kaydetti:

"TCMB tarafından 13 Eylül 2018 tarihli PPK sonuçlarına ilişkin yapılan duyuruda, politika faizinin 6,25 puan artışla %17,75'ten %24 seviyesine yükseltildiği açıklandı. TCMB, yaptığı açıklamada enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceğini ifade etti.

İş dünyası temsilcileri olarak, piyasada cari faiz oranlarından ciddi anlamda rahatsızlık duyuyor, diğer taraftan piyasa faizleriyle arası tamamen açılmış bir Merkez Bankası faiz oranının anlamını yitirdiğini düşünüyoruz. Merkez Bankası'nın gerekli değerlendirmeyi yaparak aldığı bu kararın TL'deki volatiliteye olumlu etki etmesini bekliyor.

Bu noktada, zor olmakla birlikte, piyasada cari faiz oranlarının hızla düşürülmesi ve kurlardaki dalgalanma ve yüksek seviyenin bir an önce kontrol altına alınması gerektiğine inanıyoruz.

Bu kararın yanı sıra Merkez Bankası faiz oranlarında tek gösterge olarak politika faizini kullanacağını açıkladı ki piyasalar bu hamle ile sadeleşmeden vazgeçilmediği sinyalini aldı. İş dünyası olarak, bunu da özellikle kısa vadede oldukça önemli buluyoruz.

Alınan bu kararın Merkez Bankası'nın bağımsızlığı üzerindeki tartışmalara da son vereceğini düşünüyoruz. Hem ekonomik anlamda alınan ve alınacak, hem de reformlar anlamında atılan ve atılacak adımlar ile, uluslararası ilişkilerde atılan ve atılacak olumlu adımlar dahil, alınan tüm tedbirleri bir bütün olarak düşündüğümüzde, bu adımında Türkiye ekonomisinin ve TL'nin üzerinde oluşturulan olumsuz süreci ortadan kaldırıcı kararlar olduğunu düşünüyoruz.

Başta Cumhurbaşkanımız ve ekonomi yönetimi olmak üzere, TCMB ve BDDK ve ilgili tüm kurumların, geçtiğimiz süreçte ortaya koyduğu yeni yol haritasının ve muhtemelen yeni ismiyle açıklanacak olan Orta Vadeli Planın, hem kısa hem de orta vadede başarılı sonuçlarını alacağımıza inanıyoruz. Türkiye ekonomisi, sağlam temeller üzerine kurulu bir makroekonomik yapıya sahip olmasının verdiği avantajla, daha dengeli büyüyerek, bu olumsuz süreci de atlatacak ve kendisini küresel gelişmelere adapte edecektir."

BREXİT, İNGİLTERE VE TÜRKİYE İŞ BİRLİĞİNDE YENİ FIRSATLAR SUNACAK

BREXİT, İNGİLTERE VE TÜRKİYE İŞ BİRLİĞİNDE YENİ FIRSATLAR SUNACAK

T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın İngiltere'ye resmi ziyaretleri kapsamında, DEİK tarafından düzenlenen İngiltere özel sektör heyet ziyareti ve İngiltere - Türkiye İş Forumu, 12 Eylül 2018 tarihinde Londra'da gerçekleştirildi.

Türkiye'de faaliyet gösteren Vodafone ve İngiltere'de faaliyeti bulunan Vestel vb. şirketlerin başarı hikâyelerinin paylaşıldığı forumda, her iki ülkedeki yatırım fırsatları, üçüncü pazarlardaki altyapı projeleri için iş birlikleri, mevcut ve gelecekteki ulaşım projeleri ile tedarik zinciri fırsatları konuları masaya yatırıldı.

İngiltere ve Türkiye'deki yatırım fırsatlarının değerlendirildiği ve iş birliklerinin görüşüldüğü İngiltere - Türkiye İş Forumu'na, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İngiltere Uluslararası Ticaret Bakanı Liam Fox, İngiltere Başbakanı Ticaret Elçisi Lord Janvrin, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-İngiltere İş Konseyi Başkanı Remzi Gür, Türkiye Müteahhitler Birliği (TCA) Başkan Yardımcısı Hüseyin Aslan, İngiltere İhracat Finansmanı (UKEF) Bölge Müdürü Vomic Shah, Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Koray Erden, İngiltere Demiryolu Endüstrileri Derneği (DEA) İhracat Direktörü Neil Walker, İngiliz Havacılık Grubu (BAG) Başkanı Graham Bolton ve iki ülkeden yaklaşık 140 iş dünyası temsilcisi katıldı.

İngiltere-Türkiye İş Forumu'nun açılış konuşmasını yapan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye'nin Brexit sürecini yakından takip ettiğini ve bu sürecin büyük dönüşümlere vesile olacağını belirtti. İngiltere'nin dünyadaki en büyük ekonomilerden biri olduğunu ifade eden Pekcan, Türkiye'nin dinamik ekonomisiyle iki ülkenin iş birliğinin güçlenerek devam edeceğini söyledi ve "Özellikle Brexit süreci ve sonrasında bilgi teknolojileri, enerji, yapay zeka alanındaki gelişmelerle yeni bir ekonomi yaratacağız" dedi. Ticaret hacmindeki artış ve teknoloji serbest bölgelerinde özel teşviklerle İngiliz yatırımı için doğru bir zaman olduğunu vurgulayan Pekcan, Türkiye'nin coğrafi konumu ve stratejik bir merkez olması vesilesiyle karşılıklı ilişkilerin derinleştirilmesi gerektiğine değinerek, Ukef-Eximbank iş birliğinin iş dünyası için önemli fırsatlar sunduğunu söyledi.

İngiltere Uluslararası Ticaret Bakanı Liam Fox, Jetco'nun önemine vurgu yaparak başladığı konuşmasında, hükümetler arası çalışmaların ve firmalar arası iş birliğinin ticarette başarıya ulaşmanın yolu olduğunu söyledi. Bu bağlamda İngiltere yatırımlarının geçtiğimiz yıl için yüzde 20 arttığını ve İngiliz firmalarının Türkiye'deki fırsatları dikkatle takip ettiğini söyledi. İngiltere'nin, Avrupa'nın en kolay yatırım yapılabilen ülkelerinden biri olduğunu ifade eden Fox, İngiliz firmaların Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak kullandıklarına dikkat çekti. Brexit sürecinin İngiltere'ye yeni ticaret politikalarını hayata geçirme imkânı sağlayacağını ve İngiltere'nin kendi ekonomik kaderini belirleme hakkına sahip olacağını belirten Fox, Türkiye ve İngiltere'nin sağlık, ulaştırma ve altyapı konularında üçüncü ülke yatırımları ile ekonomik ilişkilerini daha da güçlendireceğini söyledi.

"İkili anlaşma konusunda Bakanlara çağrı"

Brexit süreciyle ilgili tüm olasılıklar için hazırlıklı olmak gerektiğini belirten DEİK Başkanı Nail Olpak, "Türk iş dünyası olarak İngiltere ile mükemmel boyutta olan ticari ilişkilerimizin, olumsuz bir Brexit senaryosunun kurbanı olmayacağına inanıyoruz. Bu nedenle bakanlarımıza, Brexit görüşmelerinin sekteye uğraması halinde, geçiş dönemi olmaksızın, önümüzdeki sene 29 Mart'tan sonra süregelen işbirliğinin devam etmesine olanak tanıyan ikili bir serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasını teşvik etmeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz" dedi.

Olpak, olası bir sert Brexit senaryosuna böyle bir "ikili çözüm"ün, Türkiye'yi de bağlayan Gümrük Birliği mimarisinden bir sapma gibi görülmemesi gerektiğini belirtti ve İngiltere ile AB arasındaki herhangi bir çatışmanın uzun süre devam edemeyeceğine inandıklarını kaydetti. Olpak, "Mevcut Gümrük Birliği düzenlemesinin genişletilmemesi nedeniyle sıkıntı çeken Türkiye'nin, olası bir olumsuz Brexit senaryosunun yıkıcı etkilerinden kendisini koruma hakkına sahiptir" dedi.

İngiltere'de gerçekleştirdiği kendi yatırım hikâyesini anlatarak başladığı konuşmasında DEİK/Türkiye-İngiltere İş Konseyi Başkanı Remzi Gür, Türkiye'deki fırsatlardan ve İngiltere'ye yatırım yapma imkânları hakkında bilgi verdi.  Gür, Türkiye'nin üçüncü ülke pazarları ile ilgili bilgisi ve insan gücüyle İngiltere'nin teknolojisi birleştirildiğinde bu ülkelere yapılacak olan yatırımların çok başarılı olacağını söyledi.

Türkiye-İngiltere Ticaret Rakamları (TÜİK-2017)

Toplam dış ticaret hacmi: 16.2 milyar dolar

Türkiye'den İngiltere'ye yapılan ihracat: 9.6 milyar dolar

Başlıca ihracat kalemleri: Motorlu taşıtlar, otomobil, izole edilmiş tel kablo, tekstil, televizyon alıcısı.

Türkiye'nin İngiltere'den yaptığı ithalat: 6.6 milyar dolar

Başlıca ithalat kalemleri: Dizel - yarı dizel motor, demir-çelik döküntü, otomobil, ilaç.

Dış ticaret dengesi: 3 milyar dolar 

DEİK BAŞKANI NAİL OLPAK: “EKONOMİMİZDE DENGELENME SÜRECİNDE SÜRDÜREBİLİRLİK ÖNEMLİ”

NAİL OLPAK: "EKONOMİMİZDE DENGELENME SÜRECİNDE SÜRDÜREBİLİRLİK ÖNEMLİ"

2018 yılının ikinci çeyreğinde gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,2 büyüdü. Böylelikle 2018 yılının ilk yarısında Türkiye ekonomisi yüzde 6,2 büyüme gerçekleştirdi. DEİK Başkanı Nail Olpak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanan Türkiye ekonomisinin 2018 ikinci çeyreğindeki büyüme verileri ile ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.

Olpak, açıklamasında şunları kaydetti:

"Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yakaladığı yüzde 5,2'lik büyüme oranıyla birlikte, 2018'in ilk yarısında %6,2 gibi başarılı bir büyüme gerçekleştirmiş oldu. İkinci çeyrekte net ihracatın büyümeye 1 puana yakın oranda katkı vermesi büyümenin kompozisyonu açısından olumlu bir tablo ortaya koyarken, tüketim ve yatırımlardaki büyümenin hız kesmesi, ekonomimizin beklenen dengelenme sürecine girmeye başladığını gösteriyor.  Dengelenme sürecinin başladığını işaret eden büyüme rakamları, uygulanacak reformlarla birlikte sürdürülebilir büyüyen bir Türkiye'nin göstergesidir.

Yılın geri kalan bölümünde dengelenme süreci devam ederken, cari açık ve bütçe açığı gibi ekonomimiz üzerinde kırılganlık yaratan kalemlerde iyileşmeler yaşanacağını öngörüyoruz. Bu süreçte, mal ve hizmet ihracatımızdaki artışların yanı sıra ithalatımızdaki gerileme ile birlikte net ihracatın büyümemize güçlü bir şekilde katkı vermesini bekliyoruz. Böylelikle, Türkiye olarak ilerleyen yıllarda yapısal sorunlarımızı çözüme kavuşturarak daha dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme patikasına gireceğimize inanıyoruz."

KIRGIZİSTAN İLE TİCARİ İŞ BİRLİĞİ GÜÇLENİYOR

KIRGIZİSTAN İLE TİCARİ İŞ BİRLİĞİ GÜÇLENİYOR

T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kırgızistan'a resmi ziyaretleri kapsamında, T.C. Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından Türk iş insanları heyeti ziyareti ve Türkiye-Kırgızistan İş Forumu Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te 1-2 Eylül 2018 tarihlerinde gerçekleştirildi.

DEİK Başkanı Nail Olpak'ın özel sektör heyeti başkanlığında gerçekleşen İş Forumuna, T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kırgızistan Ekonomi Bakanı Oleg Pankratov, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Kırgızistan İş Konseyi Başkanı Ahmet Kaya, Kırgızistan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Marat Şarşekeyev, Kırgızistan Yatırımları Teşvik ve Koruma Ajansı Direktörü Şumkarbek Adilbek Uulu ve iki ülkeden yaklaşık 300 iş dünyası temsilcileri katıldı.

Türkiye- Kırgızistan İş Forumu'nda iki ülkenin iş dünyası temsilcilerine hitap eden T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Kırgızistan arasındakiekonomik ve ticari ilişkilerin alınan mesafeye rağmen hala arzu edilen seviyelerin çok çok gerisinde olduğunu söyledi. Kırgızistan'da çeşitli sektörlerde 300 civarında Türk sermayeli firmanın faaliyet gösterdiğini ve bu firmaların da 5 bini aşkın Kırgız vatandaşına istihdam sağladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk müteahhitlerin Kırgızistan'da bugüne kadar yatırım bedeli 700 milyon dolara yakın 67 projeyi üstlendiklerini belirterek, "Bu projelerle firmalarımız, Kırgızistan'ın bağımsızlığından itibaren hayata geçirdiği kalkınma hamlesine destek verdi. Türkiye olarak firmalarımızın buradaki yatırımlarından şüphesiz ki daima gurur duyuyoruz" dedi.

İki ülkenin iş insanlarına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her iki ülke iş insanlarının bu toplantı vesilesiyle yeni ortaklıkların kapılarını aralamalarını özellikle temenni ediyorum. Buradan öncelikle Türk iş insanlarına sesleniyorum, Kırgızistan dost ve kardeş bir ülkedir. Yatırımlarınızda gelin bu ülkeye öncelik verin. Kırgızistan'a yapacağınız yatırımlarda sadece Kırgızistan pazarını göz önünde bulundurmayın. Buraya yapılan yatırımlar Avrasya Gümrük Birliği sebebiyle Kazakistan, Rusya ve Beyaz Rusya pazarlarına da hitap edecektir. Hatta Çin pazarı da göz ardı edilmemelidir" dedi.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov İş Forumu'nda gerçekleştirdiği konuşmasında,Başkan Erdoğan'a ziyareti için teşekkür etti. Ceenbekov, "Sizin ziyaretiniz Türk yatırımcısını umutlandırdı. Bu foruma, gerçek emekleriyle kazanarak ülkelerinin kalkınmasına büyük katkı sağlayanlar katılıyor" dedi. Kırgızistan-Türkiye İş Forumu'nun iki ülke ekonomisinin kalkınmasına vesile olacağına inandığını belirten Ceenbekov, iki ülkenin arasında güven ortamının mevcut olduğunu ve ikili ilişkilerin çok güzel geliştiğini söyledi.  Kırgızistan'ın Türkiye'ye ihracatını artırmak istediğini vurgulayan Ceenbekov, "Türkiye'ye ekolojik tarım ürünleri ihraç etme arzusundayız" dedi. İki ülke arasındaki ticaret hacminin son 25 yılda yüzde 18 arttığını belirten Ceenbekov, iki ülkenin potansiyelini tamamını kullanmadığını ve ticaret hacmini 1 milyar dolara çıkarmak için gayret gösterilmesi gerektiğini söyledi.

T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İş Forumu'na katılımlarından dolayı memnuniyetini dile getirerek, Türkiye ile Kırgızistan arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri artırmayı istediklerini söyledi. Pekcan, Türkiye ile Kırgızistan arasında 2017 yılının sonunda 487 milyon dolar olan ticaret hacmini 1 milyar dolara artırmayı amaçladıklarını ve 720 milyon dolar olan müteahhitlik projelerinin de birkaç katına çıkarılmasının hedeflendiğini ifade etti. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, "Önümüzdeki dönemde imza atacağımız projelerle Avrupa'nın en dinamik ülkesi ile Atayurt'un stratejik ülkesi arasındaki ticaret hacmini bu yıl sonuna kadar 1 milyar doların üzerine çıkaracağız" dedi.

DEİK Başkanı Nail Olpak ise, Kırgızistan'ın liberal ekonomisi ve yatırımcı dostu mevzuatıyla, Türk iş dünyasının hedef ülkelerinden biri haline geldiğini söyledi. Kırgızistan'ın ayrıca Avrasya Ekonomik Birliği üyesi olması ve yaklaşık 200 milyon nüfuslu bir pazara erişim imkânı sunmasıyla da, Türk yatırımcılar için cazibe odağı olmaya devam edeceğini belirten Olpak, "Kırgızistan; hidroelektrik kaynakları, turizm ve otelcilik, altyapı ve konut inşaatı, tarım ve gıda, madencilik, inşaat malzemeleri, perakende, tekstil ve hazır giyim ile makine yedek parça ve ekipmanları sektörlerinde önemli iş ve yatırım fırsatları sunuyor. Türkiye'nin oldukça güçlü olduğu alanlardan olan telekomünikasyon sektörü de Kırgızistan'da, yüksek bir potansiyel vadediyor, ortak işbirliği ve yatırım fırsatları sunuyor. Türk müteahhitlik firmaları, Kırgızistan'da şimdiye kadar 690 milyon dolar değerinde 65 proje üstlendiler ve teslim ettiler" dedi.

Türkiye'nin Kırgızistan'ın en büyük ithalat partnerleri arasında ilk 5'te yer aldığını; fakat iki ülke arasında 2017 yılı sonunda 483 milyon dolar ticaret hacmi bulunduğunu belirten DEİK Başkanı Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu hacim, Kırgızistan'ın vadettiği potansiyelin çok altında. Kırgızistan'da 300 civarında Türk sermayeli firma, 304 milyon dolar sermaye ile faaliyet gösteriyor. İki kardeş ülke el ele vererek, gerek Kırgızistan ticaretini daha çok çeşitlendirebilir ve büyütebilir, gerekse birlikte yeni yatırım ve işbirliği projeleri hayata geçirerek gelecek nesillerimize istihdam alanları oluşturabiliriz."

Forumda 3 İşbirliği Anlaşması imzalandı

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Kırgızistan Ekonomi Bakanı Oleg Pankratov'un başkanlığında forumun açılış konuşmalarının ardından, DEİK ile Kırgızistan Yatırımları Teşvik ve Koruma Ajansı arasında İşbirliği Anlaşması, TOBB ile Kırgızistan Ticaret ve Sanayi Odası arasında İşbirliği Anlaşması ve Gata Havayolları ve Taşımacılık A.Ş. ile Manas Uluslararası Havalimanı arasında İşbirliği Anlaşması imzalandı.

Kırgızistan, Dünya Ticaret Örgütü'ne kabul edilen ilk ülke

BDT coğrafyasında Dünya Ticaret Örgütü'ne kabul edilen ilk ülke olan Kırgızistan, her türlü iktisadi faaliyetin rahatlıkla yapılabildiği ve dünyanın en liberal ve yatırımcı dostu mevzuatlarından birisine sahip. Son 10 yıllık dönemde ülkenin dış ticaret hacminin GSYİH'dan fazla olması ekonominin dışa açıklık oranının çok yüksek olduğunun göstergesi olarak kabul ediliyor. Hidroelektrik enerjisi ve yenilenebilir enerji, turizm ve otelcilik, altyapı ve konut inşaatı, tarım ve gıda, madencilik, inşaat malzemeleri üretimi, perakende ticaret, tekstil ve hazır giyim başta olmak üzere birçok sektörde önemli iş fırsatları sunan Kırgızistan, aynı zamanda Avrasya Ekonomik Birliği üyesi ve yaklaşık 200 milyon nüfusa sahip bir pazara erişim imkânı sunuyor.

Türkiye-Kırgızistan Ticaret Rakamları (TÜİK-2017)

Toplam dış ticaret hacmi:  487.3 milyon ABD Doları

Türkiye'den Kırgızistan'a yapılan ihracat: 343.6 milyon ABD Doları

Başlıca ihracat kalemleri:Halı, ziynet eşyaları, tekstil mamulleri, karayolu taşıtları için aksam, parça ve aksesuarlar.

Türkiye'nin Kırgızistan'dan  yaptığı  ithalat:143.7 milyon ABD Doları

Başlıca ithalat kalemleri: Altın, pamuk, kuru baklagiller, bakır alaşımları.

Dış ticaret dengesi: 199.8 milyon ABD Doları

NAİL OLPAK: “ZOR GÜNLER, AMA UMUTLU VE KARARLIYIZ"

NAİL OLPAK: "ZOR GÜNLER, AMA UMUTLU VE KARARLIYIZ.

DEİK, Ticari Diplomasinin tüm unsurlarını kullanacak

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler ile ilgili DEİK Yönetim Kurulu adına yazılı bir açıklama yaptı.

Yaşanan sıkıntılı süreci atlatmak için önce Yönetim Kuruluyla toplandıklarını, Çarşamba günü de; Büyükelçiler, DEİK İş Konseyi Başkanları ve TİM İhracatçı Birlik Başkanları'yla bir araya gelerek süreci değerlendireceklerini ve bu istişarelerin devam edeceğiniifade edenOlpak, ticari diplomasinin tüm enstrümanlarını kullanacaklarını belirtti ve açıklamasında şunları kaydetti;

"Dün, zor bir haftaya, umut ve kararlılıkla başladık. Finansal piyasalarda yaşanan ve makroekonomik temellerimizi hiç yansıtmayan gelişmeler, tablonun daha net anlaşılmasını sağladı. Uluslararası piyasalar açılmadan yaşanan bu gelişmelerin, ekonomimiz üzerinde olumsuz etkileri olacak, ama kalıcı hasara dönüşebilecek yıkıcı etkisi olmayacaktır.

Cuma günü Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak tarafından açıklanan ‘'Yeni Ekonomi Yaklaşımı'' kararlı bir yol haritası ortaya koymuştu. Pazar gecesi itibariyle ekonomimize karşı başlatılan ikincil atağa karşı, ekonomi yönetimi ile finans sektörünün koordineli bir süreç yönettiğini görmek, iş dünyasının güvenini artırdı. Cumhurbaşkanımızın başkanlığında, ekonomi yönetimimiz, Merkez Bankası, BDDK ve SPK'nın attığı yerinde adımlarla, bu olumsuzlukları aşacak bir yol haritası hızla uygulamaya konulması son derece önemli. Ekonomi yönetimimizin, sadece orta vadede değil kısa vade için de aksiyon planının hazır olduğunu ve hemen uygulamaya koyduğunu görmek piyasaların güvenini arttırdı. Reel sektör olarak, finansal piyasaların istikrarı için atılan her adımı destekliyoruz. Aynı kararlı adımların, reel sektör için de hızla uygulamaya konulması, önümüzdeki süreçteki önemli önceliklerimizdendir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bu alanda başlattığı adımı memnuniyetle karşılıyoruz.

Türkiye, daha ağır yapısal sorunlarla karşı kaşıya olduğu 1994, 2001 dönemlerini ve 2008 dünya ekonomik krizinin etkilerini başarılı bir şekilde atlatabilmiş güçlü bir ülke. Biz, o dönemleri, piyasaların içinde bilfiil yaşamış nesilleriz. Bugün yaşadığımız, temelinde yapısal bir sorundan kaynaklanmayan, ancak sonuçları itibarıyla piyasalarımıza zarar veren bir gelişme.

Ekonomimizi güvenle geleceğe taşıyacak enstrümanlara sahip ve hareket kabiliyeti yüksek bir ülke olarak, milletimizle birlikte bu durumu da en az hasarla atlatacağımıza gönülden inanıyoruz.

Bu süreçte hepimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Vatandaşımızın endişelerini de anlıyoruz. Onlardan beklentimiz, panik havası içine girmemeleri, dedikodu kanallarından gelen haberlere itibar etmemeleri, biraz sabredip, yetkililerin yapacağı açıklamalarla hareket etmeleridir. Nitekim ekonomi yönetimimiz ve Cumhurbaşkanımız, dedikodu ve manipülasyonlara karşı, döviz ve banka mevduatlarıyla ilgili gerekli net açıklamaları yaptı.

DEİK olarak, Yönetim Kurulumuz ile birlikte yaptığımız toplantımızda; yönetim kurulumuz ve tüm dünyaya yayılmış 144 iş konseyimiz aracılığıyla, ticari diplomasinin tüm unsurlarını en etkili şekilde kullanmak için bir yol haritası ortaya koyduk.

Çarşamba günü de, Ticaret Bakanımız ve Dışişleri Bakanımızla birlikte, Büyükelçilerimiz, DEİK İş Konseyi Başkanlarımız ve TİM İhracatçı Birlik Başkanlarımızla bir araya getirerek süreci detaylarıyla değerlendirip, atılacak ilave adımları belirleyeceğiz.

Bu zor süreçte; mali disiplin, serbest piyasa kuralları, mali kurulların sağlıklı işleyişi, enflasyonla mücadele, üretim ve ihracatın aksatılmadan sürdürülmesi ve milletimizin inancı, sorunların çözümü için en önemli reçete olacaktır. Bizler de iş insanları olarak, bu konularda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız.